..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye > Serap TAN




20 Ocak 2008
Gecekonmuşlar  
Serap TAN
Lütfen biri söyleyebilir mi? Hangi grup insan "modern kent" kavramının içini dolduruyor. Yüksek gelir grubu mu? Rant sahibi mübarek insanlar mı? Ayın sonun ite-kaka getiren orta halli vatandaş mı? Kim bu modern kentli sözde yirmi birinci yüzyıl insanı? Belki bu bir masal??


:BBCF:
Lütfen biri söyleyebilir mi? hangi grup insan "modern kent" kavramının içini dolduruyor. Yüksek gelir grubu mu? Rant sahibi mübarek insanlar mı? Ayın sonun ite-kaka getiren orta halli vatandaş mı? Kim bu modern kentli sözde yirmi birinci yüzyıl insanı? Belki bu bir masal??

Peki o halde “modern kent” diyebileceğimiz kavramı oluşturan insanların “kentli” olup olmadığı tartışılabilecek bir konu iken sadece gecekonduları yıkınca mı gerçekleştirmiş olacağız kentsel dönüşüm projelerimizi? Sadece bu mudur?

“Kentle bütünleşememiş insan topluluğu” gözüyle bakılanlar bir tarafa kent içinde doğup büyümüş insanlar kentle ne kadar bütünleşebiliyor ki! Bütün bunları iyice irdelemek gerekir.

2005 yılında "Yıpranan Kent dokularının Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun Tasarısı"nın yasalaşmasıyla Roman vatandaşlar yaşadıkları yerlerden koparılarak zorunlu göçe tabi tutuluyor, fakat isterlerse uzun vadeyle borçlanarak ev sahibi olmaları da isteklerine bırakılıyor."Sözde Kentsel Değişim" bu yolla gerçekleşecek işte! Sadece Şehirlere makyaj yapmakla değil eğer dönüşüm yapmamız geren alanlardaki kültür dokusunu koruyamayacaksak, insanı bir kentli haline dönüştürecek uygulamalardan yoksunsak ne anlayacağız kentsel dönüşümden. En son yapmamız gerekeni en önce yapıyor gibi görünüyoruz. Önce gecekonduda ve konutta yaşayan insan arasındaki kültürel farkların ve bu farkların giderilmesi yönündeki açılımların aktif hale getirilmesi gerekir.

Bu önlemlerin alınması, sorunların giderilmesi sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyada benzer manzarası olan şehirler için çözüm bekleyen bir durum. Brezilya'da ve Arjantin'de "favela" adı verilen gecekondu mahallerinde fakirlikle yaşam direnci arasında gidip gelen insanlar yaşıyor. Buralarda uyuşturucu problemi, cinayet, çeteleşme kol geziyor. Güney Afrika'da Johannesburg yakınlarındaki -bir ara dünyanın en tehlikeli bölgesi kabul edilen- Soweto'da açlık ve perişanlığın fotoğrafı turist rehberleri eşliğinde çekiliyor. Ayrıca bu kent parası olsa da burada yaşamaya devam eden zengin zencileri de barındıran yani kendi içinde bir ayrımlaşma yaşayan ilginç bir yer. Diğer yandan Hindistan ticaretinin ve sinemasının kalbi Bombay 1970'lerden bu yana göç almakta ve diğer yüzüyle varoş bir kent...

Bu saydıklarımızdaki gecekondu olgusunu –ki Türkiye’deki örnekler de bunlara benzer- düşük standartlardaki yapı malzemesiyle yapılan derme-çatma ev olarak düşünebiliriz. Ama Cezayir, Tunus gibi Afrika ülkelerinde "bidonville" denen teneke ve düzeltilmiş petrol bidonlarından yapılmış barakalarda milyonlarca insan yaşadığı mekanları "gecekondu" olarak nitelemek bile pek mümkün görünmüyor. Bidonvillerin etrafları ya tellerle ya da Güney Afrika'da olduğu gibi yüksek duvarlarla çevrilmiş güvenlik adına. Bidonville örneğini gecekondu örneğiyle bir tutamayız. Bu durumda gecekondu "saray yavrusu" olur çünkü.

Bütün Dünya’daki örneklemeler bir yana, kentsel dönüşüm uygulamaları adına hep aynı hata yapılıyor. Unutulan nokta şu ki bu geçiş kültürünün insanlarının yaşadığı yerlerden ve dolayısıyla kültürlerinden koparılmış olmaları onları hiçbir zaman kentli yapmayacak. Geleceğe dair yaşam sevinci beslemeleri, eğitim düzeyini yükseltmeleri, istihdam anlamında yönlendirilmeleri, vasıfsız işçiden çok kalifiye birer elemana dönüştürülmeleri için, sosyal anlamda kendilerini ifade edebilecek koşullara ulaşmalara için çalışmalar yapılması gerekir. Bunların yapılması demek “modern kent” sözcüğünün anlamını dolduracaktır sanırım…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sana Aşeriyorum... [Şiir]
Çengelli İğne [Şiir]
Meliha Teyze'nin Gülleri [Şiir]
Sendeleyerek [Şiir]
Uzağa... [Şiir]
Ortaçağ Yalnızlığı [Şiir]
Beklerken [Şiir]
Gebereceksin [Şiir]
Sahici Bir Kardan Kadın [Şiir]
Öyle de Olur Böyle De... [Şiir]


Serap TAN kimdir?

Edebiyat öğretmeni

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Serap TAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.