Yaşam hoştur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiştir. -Asimov |
|
||||||||||
|
Bu bile yeterince yıkıcı bir düşünce kalbimi acıtan bir olay. Eve geldim, vazoya koydum onları. Siz hiç nergis sevip ağladınız mı? Belki benzer şeyler yapmışsınızdır ama bu kadar duygusal olmayın acı çekiyorsunuz. Nergise burnumu gömdüm ve onu koklarken ağladım, ne kadar güzel bir kokudur o, bir nergis kadar narin olmalıydım eskiden, hatırlıyorum öyleydim. Yapraklarım o kadar inceymiş ki, dokunan öyle sevecen yumuşak olmalıymış ki zedelenmeyeyim. Dokundukça koku vermişim, sevdikçe dokundukça solmaya başlamışım, hoyrat ellerde vazomdaki yerimde rahatsız edilmişim, bana dokunmayı bilmemişler. Şimdi acılarımı dile getirme zamanı, beni sevmeyi bilemedin sen. Asla nazik olamadın asla romantik olamadın, bana ve yüreğime iyi bakamadın. Acımı tarif etmem için kanlı bir savaştan bahsetmeliyim sana, yüreğime tenimin üstünde büyük bir yara açarak girdiler, tırnaklarıyla söke söke canımı acıtarak sessiz çığlıklarıma aldırmayarak kopardılar onun yarısını yerinden. Yarısını bıraktılar çünkü o zaten benimdi, senin olan kısmı koparıp aldılar benden. Seni affettiğim için, sana ihanetin bedelini ödetmediğim için bana saygı duymuyorsun. Bunu fark etmek beni daha çok yaralıyor. Sen bir şey yapmadın beklide evet evet ben yarattığım içime koyduğum seni kopara kopara çıkardım,dur dur seni suçlamayayım,savaşı başlatan sendin ama kanlı mücadeleyi yapan bendim. Tamam şimdi buldum seni ben yaratmıştım, uzun süre çalıştım senin üstünde şekillendirdim senin sol yanına benim kalbimi koyduğumu sanıyordum, ne kadar yanılmışım. Benim sevgimin birazını alsaydın sen bu kadar hain ve acımasız olamazdın, kandırdın beni savaş taktiği uyguladın. Ne yazık benimle hep savaşmışsın ama ben hep seviştin sandım, ne garip… Dokunma bana, elleme değme sakın yaklaşma. Sevdiğim kokun bile çok kötü kokmaya başladı burnuma, sevdiğim sarılışın bile boğazımdan kalbime kadar sıkıştırdığın boğduğun manasına gelmeye başladı, dokunma bana… Asla elleme bana layık olamadığını bilmiyorsun, ben kocaman bir sen yaratmıştım içimde dev gibi bir aşk hiç bitmeyen günlük hayatla örselenmeyen bir aşk. Her şey olup, yan yana geldiğimizde dünya yansa umurumda değil di bir zamanlar, şimdi öyle değil şu anda bile boğazımın sıkan bir el var, sen yoksun artık sadece bedenin yanımda, ben yokum artık gözün aydın sadece bedenim yanında. Bittin, bittim, bitirdin sen neymişsin be kaderimi ellerinle yazdın, sen ne berbat bir şeysin ki senden gidemiyorum. Çünkü, cesaretim yok, çünkü beni bağlayan çok çünkü bu ev artık benim, çünkü bu hayat artık benim hayatım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Feyza , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |