Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Kader de , yazgı de , ne dersen de . Gideceğin belliydi ama gidişin tüketti hepimizi. Neden seni buldu diye sorgulamıyorum . Çünkü sende sorgulamadın hiç . Öyle emindinki gideceğinden , kabullenmiştin ve hatta dillendirmişdin. Sadece düşünüyor insan daha çok erkendi diye . Sonra bir ses ; sırası , yaşı yok bu işin diyor . Evet doğru , yok gerçekten . Sadece dayanıyor insan. Ne garip ki dayanabiliyor . Hayat devam ediyor hep aynı olmasada. Bir yanın eksik kalıyor . Her yaptığında bir tatsızlık . Doydum sanıyorsun ne yediğini anlamadan . Gülüşün dudaklarında yarım . Tek ağlayışın mükemmel hani yırtarcasına üzerini yada kurutana kadar göz pınarlarındaki yaşları . Ne mutlu bana ki ömrümün otuzbeş senesini seninle geçirebildim ablam . Her anında yanında olabildim zevkle , yorulmadan , gocunmadan . Sen giderken ben elini tutuyordum . Sen gittin ellerim boş , hayatım anlamsız kaldı . Tek benim mi ? Ardında bıraktığın bir aile var , senin ailen . Üzerine titrediğin , laf dedirtmediğin , hep koruyup kolladığın ailen . Ve hepimizden daha yılgın ama daha metanetli bir çocuk , senin oğlun . Ne teselli edebilirki bizi ? Ne dindirebilir bu acıyı ? Sadece seni koydukları o sandığın içinde , yüzündeki huzuru görmek belki . Hiçbir yerinin artık ağrımadığını bilmek belki . Tanıdığın , tanımadığın herkesin sen giderken sana ettiği dualarla ruhunun rahat olduğu belki . Peki ya seni bir daha hiç göremeyecek olmak , sesini duyamayacak olmak . O ceylan gözlerine bakamamak , sen diye soğuk bir mermere sarılmak . Allahım ne tarifsiz bir acı bu . Gaflet içinde yaşıyoruz biz aptal insanlar . Hayat burada sanıyoruz . Çalışalım , kazanalım , yolumuza çıkanı ezip geçelim , gün bu gündür sanıyoruz . İçimizde birşey kalmasın , doyalım dünyaya istiyoruz . Hangi dünya , hangi hayat ? Asıl hayat ikiyüz metrekarelik evlerde , markalı mobilyalara oturmak , hep bir telaş ve hırsla debelenmek değil işte . Asıl hayat iki metrelik bir çukurda , beyaz bir çarşafla başlıyor . İşte sen şimdi o asıl hayatının içindesin ablam . Öyle kolay gittinki , öyle huzurluydunki demekki yeni hayatında mutlusun diyorum şimdi kendime . Ne olursa gidene olur diyorlar . Gidenin dünya nimetlerinden yoksun kaldığını düşünerek diyorlar bunu . Asıl kalanların yoksunluğu ne olacak ? Hem bu sahte dünyada zor sınavlardan geçmeye çalışacağız hemde senden yoksun , sana hasret yaşamaksa yaşayacağız . Birgün gelecek yanında olacağız . O günü dileyerek yaşlanacığım ablam . Artık nehirler tersine akıyor , denizler tuzsuz . Güneş batıdan doğuyor ve sabahlar geceyarısı . Biliyorum kızıyorsun bana ama elimden ne gelir . Elimi attığım her yerde sen , sesin kulaklarımda . Yüzün kazılı gözlerime ve yarım seninle o çukurun dibinde . Güler yüzlüm , gül dudaklım , papatyam , anne ablam ; sensizlik bir boşlukda ipsiz asılı kalmak , dipdiriyken çürümek , varlıklıyken dilenmek ve herşeyin başlangıcı bir bitiş , yaşadığım hayat ölümün mecaz kardeşi . Bende senin kardeşinim , senin kadar güçlü , senin kadar kararlı ve inatçı . Yani sen varmışsın gibi devam edecek hayatım . Başımda taç , gönlümde sevgi , ruhumda iyi niyet , ömrümce hasretim olacaksın . Hep olduğun gibi kalacaksın . Birgün adınla yeniden varolacaksın . Yeni sen hiç tanımadığı eski seni sevgiyle sayacak , örnek alıp yaşayacak . Bu da benim sana verdiğim sözüm olsun ablam . Şimdi nurdan elbisen üzerinde , cennet denilen o güzel bahçede gönlünce rahat ol . İşte o tablodaki yerini aldın artık . Gelenin olacak yine biliyorsun . Her kalanda bir keder , her gelende bir kavuşma mutluluğu olacaksın . Hasretin içimde hiç sönmeyen bir volkan , sevgin her dakika büyüyen bir ağaç ve acın kanımı emen , ruhumu yiyen dev bir kurt olacak gelenlerden olana dek bende . Biliyorum ; görünen şekildir yok olup giden . Mana alemidir ölümsüz olan . Özümüzün gerçek manası sensin , görünmesende bizde varolan . Benim benzersiz ve ölümsüz anne ablam .
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BANU MERMİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |