Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
ütülenmiş,buruşmuş ve katlanmış gibiyim oturmuş beyaz rusları seyrederken -sanki operaya gitmiş gibi- heykelin;kolunu,bacağını ve hatta uzayan saçlarını zamanın devinimi içinde hayretle tutarken orkideyi, sapından yukarı doğru sanki on yıl önce kaybettiğim kolyeyi yeniden buluyormuşum gibi ana rahminde,doğuş mucizesini seyrediyorum..bebeklerin.. ve sevgilim sen henüz,portmantoya astığım fularımı bağlıyorsun ellerinle -sıkıca- başımda kurulan otellerden istiyorum likörü..cin,votka..bayıltacak ne varsa beni;bıraksın,bıraksın,bıraksın..kendimi bilip sevgini hırladığım leopar gibi gitsin...her ne varsa.. kaldıysa abajurun ışığı kadının,kadınlığından küçülen yaşı ne bileyim işte bugün iki kişiydim..yanımda kim var bilmiyorum tırnaklarımı cilaladım dudağımı boyadım gözüme yeşil simli kalem sürdüm fularımı fazla sıkı bağlamadım bir yerlere gidecektim,belliydi. ya da bir yerlerden gelecektim,belliydi. otel gelip,kalıp beni alacaktı.emindim. ya da sevgilim yanına gelmek isteyebilirdim aceleci,sakin -çello eşliğinde- sana gelmek isteyebilirdim. -bayan..kalkarken yanınıza anahtarlığınızı-anahtarı olmayan-,hafif sıkılmış fularınızı,çürük dişerinizi,ve hayaletinizi ve yanınızda duran çınar ağacı gölgesini götürmeyi unutmayın.. ... kırmızı biblo vardı önümde,bakıyordum yılları bir günde yaşarmışçasına,bakıyordum duru kalsın tüm anım,istemem.. fiskos üstüne konulan heykelcikleri düşünüyordu durum, bazen çello sesi duymak gibi bir şey akan yukarı bakan orkideleri ellerinde açtırmak gibi bir şey müziğe dokunmak.. sevgilim paylaşılmaz durumları indirdik yukarılardan,çok yukarılardan-belki de yerin altından aldık,yıldızların çengeline taktık- diz çöker gibi saygıda durur gibi yanımda duran hayalete elimden orkideler açıyordum,kapanıyordum.. aslında flüt sesi duymak istedim ya da mızıka ne bileyim ben sesini duymak istedim otelin yeni yıkanmış çamaşırları gibi detarjan kokmasını istedim,elimdeki likörün.. bir terzi titizliğinde eteğimi yukarı çekmek yanımdaki gölgemi eklemek istedim belki,üstüme sokak bekçilerinin düdüğünü çalmak sevmek seni istedim..belki de istemedim.. mor,pileli bacağımın üstüne-hemen üstüne-düşen etekle gökyüzü bluzumun ve hafif sıkılmış fularımın beni bırakmasını istedim ya da çırılçıplak,tesettürlü unutulmuş bir lunaparkta ölümümü düşünmek atlı karıncaların ayakkabısını çalmak istedim.. insan bilmez mi sanki yalnızlık nedir on yıl,on bin yıl hem de nasıl durur,hareket eden her şey insan bilmez hem de nasıl ne istediğini..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © bahar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |