Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei |
|
||||||||||
|
bandini; okuduğun kitaplar gibi olmayı,yaşını çizmek istiyorum gözlerimin etrafına çok temizlendim,seni bekleyerek istiyorum durmayı tırnaklarım kırmızı,tozum çok ağır ve o saçlarım ah o saçlarım çok kısa çellist oldu gibi parmaklarım yoksa o rüya şehirde mi kaldı;Venedik yanıyorum yandıklarımla kavruluyorum bıkmıyor gibiyim ama ben her u dönüşünde saçlarımdan asılıyorum hep kendim kendini bu gece;bandini mavi miyim ben kırmızı ama tırnaklarım toz muydum çok ağır tüy gibiydim hani yersiz evim de yoktu kocam da ve çocuklarım da benim hiç bir şeyim yoktu kahretsin benim her şeyim çoktu çamur buluyorum ellerime smokin giydiriyorum çömleklerime neden mi smokin kurabiyelerim belki O bandini,kendimden başka olunamıyorum iki başlı bir şeyler çiziyorum gözlerime ama olmuyor bir türlü ben yaşlanamıyorum saçlarım çok kısa adlarım gibi çok kısa saçlarım çok uzun yollarım gibi çok uzun giyildiklerim askıda esrimiş toz gibi bir kitabım belki;ağırım oysa tüyüm ben;yersizim,dengesiz,densiz,devrimleşmemiş hiç bir sözüm kat kat leylak giyinmiş gibiyim bandini sıcağım bu yüzden mi soğuğum bu çizgilerden mi aynalı dolabım yok benim raflarım,laflarım kurabiye gibi kokulu ve yanık aynalı buzlar kırdım ellerimle ah bu ellerim çok yersiz,güçsüz,yaşlı bir tabağı ellemiş gibi bırakan da onlar masada su,suda masasız kalan da onlar istemedim yarımda bırakılmak istemekse istemek işte üstünde durmuyorum mis gibi bitti her şey bir şeyin karşıtlığı gibi itildi her şey söylemekse söylemek işte bu denizde su olunamıyorum masa örtüsünün rengi gibi gereksizim yalnızlık nasıl tek başına kalmamaksa ismin de öyle çok;sadece bandini burası martı oldu,kolu ağrıdı martının oysa martının kolu mu olurmuş martını sekmeleri olur benim bildiğim bir de mavi kanatları yoksa gökyüzü müydü onları mavi yapan dolabım da mavi olmuş bugün,yoksa gözlerimden mi bu mavi curcunası ama benim gözlerim de mavi değil benim hiç bir şeyim mavi aynalı dolabım kırmızı bir tek onu da biliyorsun bandini mis gibi kokmama gerek yok kimin umurunda yalnızlığın ortası nereden yarılıyorsa işte ben de orada maviyim hem de çok maviliğim,benim smokinli giyilmişlerim az önce kayısıya reçellenmiş gibi kalındım kalmıştım inan ağzın inceliğinde yoksa yine kahve miydi tadım yoksa sonraya mı kalmıştım tam da ağzımdan kayısı yazı dökülürken yoksa yoksa ben var mıyım bunca yokluk içinde karanfillerin çekiminde miyim benim yüzüm diyorum ne deli mavi seni deliriyorum bandini ne deli kırmızısın bu aralar bir şeyleri mi çekiyorsun yere çekiliyor musun yüzüme çekiyor muyum sana saçım gibi bir tutam dökülüyor muyum maviliğimle kızgın harda kırmızılığına
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © bahar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |