Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Başaramadım yine..Bir türlü anlatamadım “ bendeki seni” .. Bir türlü ispat edemedim sana beni diri diri öldüren kadını bende içimde öldürdüğümü. Bir türlü önleyemedim benli soru işaretlerini. Oysa gözlerimi görmeden yüreğini bana kurban olacak delice seviyorsun beni..Düşüyorum yine kanamalı cümlelere..Üşüyorum. İliklerimde Şubat soğuğu..Oysa aylardan Ağustos.Sıcaklığıma dudaklarının serinliğini getirirdin sen..Ne oldu bilmiyorum.Boynum eğik yine..Belki de suçluyum. Suçluyum çünkü bir türlü anlatamadım “ bendeki seni”. Gösteremedim adının yüreğimde ne kadar büyük yer kapladığını..Cümlelerimi yuttum sustum şimdi. Düştüm yine ulu orta..Yırtıldı gömleğim.İlmek yine geçti şah damarıma. Yuvarlandım avuçlarına. Sığındım duasını unutmuş bir çocuğun avuçlarına. .Biliyorum suçlu benim. Aylardan Ağustos…Susmalıyım ben..Her sene olduğu yine hüzün sobeledi beni..Oysa sana bir şey yazmaya gelmiştim. Karanlık sokaklarımı aşıp gelmiştim. Bu akşam sana özlemlerimi anlatmaya gelmişken bir anda düştüm dudaklarından...Bilmiyorum ne oldu beni öldüren kadını hala özlediğimi söyledin.Sustum..Yutkundum Hangi insan özler ki kendini toprağa diri diri gömeni ? Hangi insan katilini delice sevebilir ki ? Ben bu satırları sana yazarken sen “ istediğin gibi özgürsün; belki bir gün beni de özlersin başkasıyla “ cümlesini bıraktın ağlamaklı suretime. Başaramadım yine bir kadını mutlu etmeyi..Seni severken başka birisini özleyecek kadar küçülmedim ben. Sen bende hala büyüksün..Sen her zaman “ bir gün seni unutacağımı “ savunsan da ben senin umutlarında olacağım. Sen neşter vur kalbine. Seni hiç sevmediğimi, sana binlerce yalan söylediğimi dikte yüreğine. Dilin söylese de bensizliğimi, kalbin hep beni yaşayacak..Bil ki; avuçlarım yüzünü duaya dönmüş halde. Yoksa vururum kendimi yağlı ipe. Sana anlatmıştım kalın ipin evimizin neresinde olduğunu. O kadar basit ki ölüm..Ama ben yaşayacağım. Seni sende yaşayacağım. İnatla..Sabırla..Biraz da susacağım. Ama avaz avaz bağıracağım seni...Sende yaşacağım biliyorum. Tıpkı bende yaşayan sen gibi… Aylardan Ağustos…Karlar yağıyor saçlarıma. Gözlerimi neden kan bürüdü benim. İçimde bir kız cocuğu çığlıklarda. Kanamalı bir yürek var içimde..Düşlerim ağır yaralı. Yine tökezledim.Yine sobelendim…Az kalmıştı doğum günümde “ senin sesinle “ uyanmaya. Ne kalmıştı ki 29 Ağustos’ a..Ramak kalmıştı doğum günümde verebilecek en güzel hediyenin sen olduğuna… Geriye dönüp tek bir soru sormuyorum bunlar neden olduğu diye..Sadece gitme diyorum..Gitmeyeceğini bile bile gitme diye sesleniyorum. Biliyorum bu satırları okurken dudaklarını kanatacaksın. Biraz da sesli susuşlarda kanayacaksın. Adımı çığlık çığlığa haykıracaksın..Dur gitme..Hayat testisinden üzerime akan umutları toplama zamanı. Dur gitme. Uzat ellerini.Başım düşmesin toprağa..Ama söz sevgili..Doğum günüme kadar buralardayım..Ölmeyeceğim sesini duymadan. Gitmeyeceğim Cehenneme doğum günü sabahı yüreğinle uyanmadan. Gitmeyeceğim.. Hatırlıyor musun senden önce kör topaldım ben, denizlerinde yürüttün beni. Yarı çıplak gövdeydim ben , yüreğinin sevda gömleğini giydirdin bana.Dilsizdim..Umut cümlelerini doladın dilime..Tanımsızdım bir o kadar hüviyetsiz...Kimliğini “ mevcudiyetime “ adadın sen..Senden önce yoktum.Vardım da yoktum aslında..Ya da sureti “aslına “ teveccüh eden bir adamdım ben. Gölge oyunlardan bir figüran. Adressizdim. Sokaklarım yoktu kaldırım taşlarımdan öte..Ama sen yüreğinin başkentinde ağırladın beni..Şimdi bu sevdayı çıktığı komadan çıkarma zamanı. Tut ellerimi bulutları tutar gibi. Kapat gözlerini..Sabah uyandığında hiçbir şey olmamış gibi sesime uzan.. Biliyorum.. Anlatamadım; sana “ bendeki seni “… Gösteremedim; adının yüreğimde ne kadar büyük yer kapladığını… Susturamadım; vadesi dolmuş sağanaklarımı. Gecemi gündüze çeviren kadın; Yukarıdaki tüm olumsuz yüklemlere inat, Ağustos sancısı tutmuş gözlerime inat, Kurtar beni " benden" .. Çevir yüzünü aydınlığıma.. Çünkü; Ne ben sensiz yaşayabilirim, Ne de sen bensiz nefes alabilirsin..." Çünkü senle ben ; Umudun avucunda Cennet kokan NEFES'İZ.. Çünkü benle sen ; Elif'in dalında taze FİLİZ'İZ.. Çünkü senle ben ; BİR’İZ…BİZ'İZ... 24.08.2007 23 . 00 İsmail Sarıgene
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |