Sanatçının işlevsel tanımı bilinci neşelendirmektir. -Max Eastman |
|
||||||||||
|
Saat 00:27... Uyku şimdi hangi derinlikte yitik bilmiyorum. Gözümü açtığımda ve kapattığımda gördüğüm tek şey var; S-E-N! Ya da siz mi demeliyim. Hayır, gecelerimde artık siz olmaktan kopup sende yaşıyorsun. Arzularımı, hazlarımı, umutlarımı gece kucaklar oldum. Oysa ne çok isterdim yanındayken kaybolmayı bucaksızlığında... Saat 00:32... Uyku şimdi koynunda dans ediyor. Sanki bana inat doğadaki her şey seni benden daha çok yaşıyor, daha çok sarmalıyor. Kimi zaman kendimi ne kadar hoyratça savurduğumu düşünüyorum. Bu kadar senle doluyken elimden gelen sadece yazmak... Çok komik... Neler geçiriyorum içimden bir bilsen. Yanında olduğum her dakika sevdamın ayyuka çıktığını görmüyor musun? Sadece sözler, kelimeler, dokunuşlar yeter mi sanıyorsun ; üstelik bunların hissiyle bile kan ter içinde oradan oraya koştururken... Saat 00:57... Uyku şimdi odamın camlarını sinsice yalıyor... Yanındayken senden uzak kalmak... Tanrım, beni varlığının yokluğuyla cezalandırıyor... Uzatsam elimi sanki kırılacaksın. Halbuki ne kadarda istiyor ellerim bedeninin içinden geçmeyi, dokunmayı... Ruhunun her çektiğini vermeyi... İlle de seveceğim,ille de acı çekeceğim üstelik... Öpülmese şu dudaklarım olmaz, kanamazsa şu tutulası ellerim olmaz, kırılmazsa şu arsız kalbim sevmenin bir anlamı olmaz... Bile bile geliyorum sana... Bu gecemde de yanımdasın... Saat 01:09... Uyku çapkın çapkın tenimde soluk alıp veriyor... Bu gece yıldız yok gökyüzünde, yakamoz ve deniz zaten hiç olmadı... Bu gece küçük çocuklar yapıp kendimden sana yolluyorum. Sen en derin uykularındayken kimseye hissettirmeden ve ben uyumadan ruhunu kandırıp getirecekler bana. Ne de olsa uyku bu; şeytandan beter... Saat 01:35...Uyku seni benden çalmaya çabalıyor ama direneceğim...Uyumadan önce aynanın karşısına geçip uzun uzun bakacağım aynadakine. Her bakışım değişinde aynaya, ne kadar sana benzediğimi hep aynı şaşkınlıkla izleyeceğim; oysa dudağıma değdiğinden beri aynadaki hep aynı sen... Sonra, saçlarımı tarayacağım. Aklıma ellerin gelecek... Tutmaya bile kıyamadığım ellerin... Uzun uzun seyredeceğim aynada güzelliğini... Saat 01:45... Uyku randevuma geç kaldığım için beni cezalandıracak biliyorum... Sabah işe geç kalıp patrondan azar işiteceğim. Neyse... Ne için oturdum, neler döküldü ellerimden... Tek satırını bile silmeye hakkım yok bunların. Demiştim ya bunlar sizin değil diye; ben koca bir yalancıyım aslında. Sen olmasan yazacağım tek şey olurdu. ...................................................................................................................................................................................................... Hepsi bu...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ebru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |