..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Nükhet Everi




6 Temmuz 2007
Yolun Işık Olsun Barış!  
Nükhet Everi
Sanırım hayatta yapılabilecek en güzel şey, tanıdığınız, sevdiğiniz herkese onları ne kadar sevdiğinizi yaşarken söylemeniz. Onlar gittikten sonra bir işe yaramıyor. Bugün gidin kimi seviyorsanız ona bunu bir şekilde söyleyin işte, ne bileyim. Şaşırtın onu, mutlu edin. Karşılığı gelmese de.


:BAEC:
Ben Barış Akarsu’yu şahsen tanımadım hiç. Hatta annem vasıtasıyla ondan haberim oldu. Çünkü o Akademi Türkiye yarışmasını hiç kaçırmaz ve hep Barış sebebiyle izlerdi. Annem böyle şeylerden iyi anlar, bu nedenle arada sırada ben de kimdir bu Barış diye bakardım beyazcama… İyi bir müzisyen olacağı belli genç bir yetenekti.

Doğum gününde kaza geçirip hastaneye kaldırıldığında aklıma ilk gelen yeğenim Caner oldu. Caner doğum gününde gitmişti.

Aslında Barış da doğum gününde gitti bence. Annem günlerce umutla iyi bir haber duymak için (pek çok kişi gibi) televizyonun başında haberleri bekledi. Bense hiç umutlu değildim. İyileşir diye umut ediyorsun aslında bir yandan, ama öte yandan zaman geçtikçe çaresizliğe gömülüyorsun, belki de biraz gerçekleri görüyorsun. Kalksa da sağlam kalkacak mı diye düşünüyorsun. Aslan gibi adam…

Üzülüyorum da, gencecik. İyi bir müzisyen, kişiliği de oturmuş, verecek mesajları olan, hatta bence bir misyonu da olan bir sanatçı.

Çarşamba akşamı ‘Sarı Sıcak’ programının başına otururken içimde tuhaf bir his (o, birileri bu dünyayı terk ederken hep duyduğum garip his). ‘Gitti çocuk!’ diyorum ve anneme de söylüyorum. Yarım saat geçmiyor, Ferhat Göçer şaşkınlık ve üzüntü içinde Barış’ın ölüm haberini veriyor.

Ekranda Barış’ın gözünden bir damla yaşın aktığı fotoğraf. Ekranın karşısında tüm Türkiye gibi ağlayan bizler.

Bugün Bekir Coşkun’un bir sözü epey düşündürüyor beni. ‘Yüreğimizdeki Mezarlık’…

Düşünüyorum ve yazdığım yazılara bakıyorum. Önce yeğenim Caner 25. doğum gününde bırakıp gitmiş bizi. Yazmışım ardından.

Kazancı Bedih ve ressam Mustafa Rüçhan aynı zamanda göçmüşler. Yazmışım bir şeyler…

Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann bileğimden ameliyata girdiğim gün hayata gözlerini yummuş. Bir yazıyla uğurlamışım onu.

Duygu Asena gitmiş. Ardından ben de duygularımı kâğıda dökmüşüm.

Sonra Hrant. Yazmışım da yazmışım…

Şimdi geri dönüp bakıyorum. Evet, benim de yüreğimde bir mezarlık oluşmaya başlamış. Ama yazdıklarıma da bakıyorum, hepsi de benim için özel insanlar olmuşlar.

Caner, yeğenim, canım, ciğerim, kendimi annesi zannettiğim varlık.

Kazancı Bedih bana güneydoğu sevgisini aşılayan, memlekete farklı bir gözle bakmayı öğreten büyük bir sanatçı.

Mustafa Rüçhan kendi halinde, iyi bir insan, bir sanatçı.

Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann kalbimde yeri Halikarnas Balıkçısı’ndan hemen sonra gelen büyük insan.

Duygu Asena gençliğimin idollerinden, yoluma ışık tutanlardan.

Hrant çok eski, çok özel, çok güzel ve çok önemli bir dost.

Yazdığım yazılardan sinagog bombalanması ve Güldünya’nın öldürülmesini saymadım, çünkü o konular farklıydı.

Bu kişiler içinde bir tek Duygu Asena’yı şahsen tanımıyordum. Gene bu kişilerin içinden en önemli olan üç tanesi Caner, Hrant ve Korfmanndı…

Tek tesellim var. Ben bu üç insana da yaşadıklarında benim için ne ifade ettiklerini hem her tavrımla belli ettim hem de yüzlerine defalarca söyledim.

Ölü seven bir toplumuz, insanları kaybettikten sonra ağlıyoruz, sızlıyoruz ve onlar birdenbire bizim eşimiz, dostumuz, arkadaşımız, hatta en sevdiğimiz olabiliyor.

Neden biz bir şeyleri ve birilerini hep kaybettikten sonra sahipleniriz?

Sanırım hayatta yapılabilecek en güzel şey, tanıdığınız, sevdiğiniz herkese onları ne kadar sevdiğinizi yaşarken söylemeniz. Onlar gittikten sonra bir işe yaramıyor. Ben bunu yapıyorum, kendimi de çok iyi hissediyorum. Caner’i, Hrant’ı kaybettikten sonra acımı azaltmadı belki bu ama en azından benim onları ne kadar sevdiğimi bildiler yaşadıkları müddetçe.

Bugün gidin kimi seviyorsanız ona bunu bir şekilde söyleyin işte, ne bileyim. Şaşırtın onu, mutlu edin. Karşılığı gelmese de.

Barış, seni de kazıdık gönlümüzün bir yerine. Sen de özel bir varlıkmışsın, arkandan duygu selleri geliyor çağıl çağıl, gümbür gümbür.

Yolun ışık olsun!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
'Hava Durumu' Deyince...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cunda Adası, Pateriça ve Paşam Cafe - 2
Zaman Amazon Zamanı
Mardin'de Bir Akşamüstü
Asırlık Lezzet 'Konyalı' Artık Başkent'te
Avucumdaki Yürek
Halikarnas Balıkçısı, Murathan Mungan, Turizm Haftası ve Kel
İğde Ağacına Güzelleme Ya da Cunda'nın Kedileri
Açıkhava Akıl Hastanesi
Gecikmiş Bir Mektup...
Yazmak... Ama Neden, Neyi ve Nasıl Yazmak?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevgili Hrant Dink! [Eleştiri]
Cnn Türk'e Yakışmadı! [Eleştiri]
Güvercinime Güvercin Postası [Eleştiri]
Türkiye Bu Mudur? [Eleştiri]
Bu Gafın Faturasını Kim Ödeyecek? [Eleştiri]
Okuduğunu Anlamak [Eleştiri]
Sen de Kardeşini Seç... [Eleştiri]
İmdat! Rtük Uyuyor Mu? [Eleştiri]
Mor Yakup Manastırı (Salhe/barıştepe - Turabdin) [İnceleme]
Hazan Sesli 'Deli Düş' [İnceleme]


Nükhet Everi kimdir?

Bozkırlardır gözleri. . .

Etkilendiği Yazarlar:
William Shakespeare, Gabriel Garcia Marquez, F.G. Lorca, Hermann Hesse, Max Frisch, Paul Auster, Jean Paul Satre, Can Yücel, Özdemir Asaf, Edip Cansever, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Murathan Mungan


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nükhet Everi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.