Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno |
|
||||||||||
|
“ Cenneti çok uzaklarda bilirdim meğer gözlerin kadar yakınmış Cennet..Meğer bu dünyada Cenneti hayal etmek gözlerinde saklıymış..” Bu satırları bana Cenneti yaşattığın günden yazıyorum sevgili..Ellerinle şahit gösterdiğin deniz kokulu yüreğimden düşüyor kelimelerim..Öznesi çalınmış hayatımı yeniden inşa ederken cümlelerime sevda yüklemini bırakıyorum seninle..Bilmesin ki; senin soyadına sahip olmasam da ismim hiçbir zaman senin varlığında başka gölgelerde ısınmadı. Adım “ mutluluk “ soyadım “ umut “ benim…Biliyorum bana geldiğinde balonlar olacaktı elinde. Evet bana geldiğinde bir gül dururken meğer bana en güzeli hediyeyi hazırlamışsın..Yüreğini mutluluklarla bezeyip her nefesinde adımı haykırdın..Omuzlarında gezinen ellerinle bana kadınlığımı hatırlattın..Sevdin, sevildin..Gözlerinle Cenneti yaşattın bana..Aldığım her nefes sana kavuştu..Sonra ellerimizin avuçlarımızda terlemesine deniz müsaade etmedi.Köpürdü deniz..Islandık delicesine..Sevdamıza delil diye denizin tuzunu kattık..Sonra da ellerinle yaptığın poğaçaları yerken düşen kırıntılarını sevdamızın şahidi güvercin ile paylaştık..Karşımızda deniz, gözlerimizde Cennet sevdamızı gökyüzüne kazıdık…Meğer gözlerindeki ışığın içinde Cenneti saklıymış sevgili.. Ey canıma can katan adam, Denizin hırçınlığına bakma sen..Haziran bezginliğinde tenimden akan her terin içinde adını bıraktım.. Ve terimi nefesinle sildim be can..Biliyorsun ki ; ben senin beni sevmelerine aşığım. Benli nefes alışlarına, kısık sesle adımı haykırışına sevdalandım ben..Şimdi vakit sevme vakti.. Sokul bana..Ürkek ve utangaç bakışlarınla göreceksin ki yağmur gibi ıslak yüreğim… Senin sevdanla ıslandım ben.. İçime doldun, yüreğime yağdın..Islandım senle, sevdalandım sevginle.. Varsın olsun…Denizden kopup gelen rüzgarla üşüyorum ama varsın olsun bağrımı yolsun deliveren rüzgar..Rüzgarın kopardığı her zerremi seninle yamar, senin sevdanı giyerim üzerime...Durmalıyım bir an. Koşmalıyım sana..Sırtın bana dönük olsa da seni tanımalıyım.. Beyaz ayakkabılarım topuklarımı acıtsa da ben sana koşarak kavuşmalıyım.. Sonra her nefeste delice solumalıyım…Seni solumalıyım ki; damarlarımda taşıyan tüm alyuvarla sana akmalı..Devir daim olan kanımda senin nefesin taşınmalı..Her bir zerresinde senin adını haykırmalıyım.. Tıpkı ellerimle yapıp sana verdiğim tesbihin her tanesinde “ adımı “ sayıkladığın gibi ben de her nefes alışımda seni büyütmeliyim içimde.Hayat kavgalarımın içinde niye bu kadar sabırla hayatı seviyorum biliyor musun ? Hep seninle var olmak için… Niye bu kadar hızlı nefes alıyorum biliyor musun ? Görmek istediğin, hissetmek istediğin her yerde olmak için…Ne bir adım gerinde, ne bir nefes uzağında hep yanı başında olmak için yaşıyorum ben…Ben seni yaşıyorum her bir nefesimde.. Ey yüzündeki her tebessümde beni hayatı yeniden sevdiren adam, Ben deli bir yağmurum …Bir gün senin çorak iklimlerine delice yağmak için yaşıyorum mavi gökyüzünde… Özgürce dökülmek bulutlardan tenine..Yağmak saçlarına bir huzur sadeliğinde.. Mavi bulutlardan imzasız boşanırken sana kavuşmak…Ertelemek her şeyi. Sadece sen olmalısın. Tıpkı kulaklarıma eğilip “ bugün günlerden ne “ diye sorup “ aylardan sen, günlerden sen “ cümlelerinle cevapladığın gibi sadece sen olmalısın ömrümün üstü açık duraklarında..Seni düşünmek, sana kavuşmak..Adresini sadece benim bildiğim sokaklarda senin yanı başımda olmanın huzuruyla delice gülümsemek insanlara. Geçtiğimiz her an’ı kaydetmek için adını kazımak şehrimin deniz kokulu duvarlarına… Sonra her nefesini “ içimden fısıldayarak söylediğim “ seni seviyorum kelimeleriyle onurlandırmak..Ellerinin yakınlığına inat seni gözlerinin uzaklığında usulca sevmek… Sonra bu mevsimde unutulmuş yağmur şiddetinde delice içime çekmek seni…Nefesimde tazelenirken hayat yüreğimde seni yaşatmak seni.. Bakiyesini bir türlü devredemediğim acılarımı bir gemiye yükleyip , her sabah ilk senin gözlerinde doğup benim şehrimde batan güneşin tazeliğinde yeni umutlar doğurmak isyanı kendine zarar karanlıklara..Adına müptelâ olan yüreğimi usulca bırakmak kollarına.Sonra doyasıya izlemek seni. Sanki bu dünyada Cennetin hayali provasını yapar gibi..Seni içime çekmek gözlerini…Sanki bu dünyada Cennettin üzüm bağlarının resmini gözlerinde yaşar gibi..Hala kulaklarımda “ Seni sevmek günahların en büyüğü olup Cehennemde bin ömür yansa da Cenneti senin gözlerinde sadece bir gün yaşayabilmek her şeye değer….” cümlen.. Bir deniz feneriyim hani ellerinle gösterip “ canım bir gün oraya gidebilir miyiz ? “ diye sorduğun o deniz feneri gibi ilerlediğin hayat yolunda bir rehberim ben…Sonra umut ışığıyım karanlıklarına…Hani her zaman geçerken ürperdiğin o karanlığa düşen aydınlığım ben. Senin varlığında ulaşamayacağım uzaklık yok, koşullar ne olursa olsun düşleri gerçek yapma gücü deli deli dolaşıyor damarlarımda… Seni sevmek ne güzel..Her an seni yaşıyorum..İsminin anlamlarını düşünürüm sonra… Eşanlamları öyle çok ki… Bazen hayat oluyor içime doluyorsun, bazen nefes olup umutlarınla karanlık sabahlarıma doğuyorsun..Bazen mutluluğun baş harfini giyinip gözlerimdeki Cenneti soluyorsun.. Sonra da kıskançlık, bazen bir öpücük, bazen özlem, bazen sahiplenmek ama her zaman sonsuz sevgi, eş ruhumu taşıyan eşsiz sevgili… Ey adının her harfinde hayatı soluduğum kızımın babası, Umutlarının anası, gözlerinde Cenneti taşıyan adamın kadını olarak senin için kurban olmaya hazırım.. İşte boynum..Vurun beni ölümlere..Uğrunda bin ölümü tatmaya razıyım sevgili. İşte şah damarım ellerimde..Koparın nefesimi nefesimden. Boşa kürek çektiğim geçmişimi düşün ömür bakiyelerimden, sadece gözlerinde bana Cenneti yaşatan adamla geçirdiğim kısa ömrümü verin bana...Ey ölümlerden ölüm beğendiğim adam; varsın olsun adın “ bende “ ölümle anılsın..Seninle olan her şeye varım ben..Ölüm koksa da nefesim sen hayatı tattır nefesinle..Hadi tut ellerimi…Sımsıkı sar beni..Gözlerinde ezberlediğim şarkılarım ol..Sonra hayatımın en anlamlı sözleri ol..Öznesini yüreğimde yitirdiğim cümlelerimin en taze yüklemi ol..Hadi şehrimde kokun kaybolmadan tekrar gel…Uzatma bana geliş aralığını…O tatlı dudaklarındaki sıcak gülüşlerinden mahrum etme beni. Ellerimi tutarken ki mahcup halini , dudaklarımı öperken ki tatlı acemiliğini tekrar yaşat bana. Hadi yollarının uzaklığına aldanma sen. Üzerindeki yol yorgunluğunu silkele..Sen gelmeden ben her şeyi hazırladım...Rengarenk balonları bir de kız kardeşinin istediği bileklikleri…Seninle gelmen için her şey hazır..Şehrime gelen ilk otobüsü kaçırma sakın..Karanlıkta bindiğin yolculuk benim gözlerimdeki aydınlıkta bitsin..Gözleri Cennet kokan yar, gelirken sakın hiçbir şey getirme bana..Sadece hayat kokan “ benliğini “ bir de “ ben “ kokan nefesini getir.. Lütfen başka bir şey getireyim mi diye sorma bana. Gayri başka şeye gerek.. … “ Getirdiklerin zaten Cennetin taa kendisi…” Her nefesinde bana Cenneti taşıyan adam, “ Seni çok seviyorum…” 30 Haziran 2007 Yazan : Gözlerinde “ Cenneti “ Saklayan Kadın Derleyen : İsmail Sarıgene
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |