Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Faşizm topluma der ki "Ey toplum sen açsın çünkü -yahudiler, çingeneler, şunlar bunlar var- senin hakkını onlar yiyorlar. Zaten onlar hep şöyle pistiler, böyle kalleştiler" Toplum da ne yapsın bu kadar güçlü adamların bir bildikleri olduğunu düşünür. Daha doğrusu aklı çalışmakta ve eve ekmek getirmektedir. İnanır.Bu düşman bazen sadece ülkede olmaz. Kapitalistler haliyle yabancı pazarları elle geçirmek isterler. Ne denir buna? Emperyalizm... Şimdi bizim saf emekçi toplumumuz vardı ya -emekçi olmayan toplum yoktur- kendisi gibi emekçi olan -mesela polonya halkına- başka bir ülkenin insanına gıcık olmaya başlar. Çünkü denir ki okullarda, radyolarda -artık tv ve internette- "En üstün biziz. Hepimiz biziz. Hatta herkes biziz yahu!" Zaten bu savaşlarda da hep emekçiler savaşmıştır. General Motor, Wolswagen (böyle mi yazılır) Hitler Ağbimiz'i yarattı da ben şimdiye dek duymadım bunlardan birinin çocuğu cephenin en önünde ölmüş olsun. 2. Dünya Savaşı'nda tek Alman şehit o olurdu gerçekten, çünkü kendi için orada olurdu o zaman. Bir de bunlar hep kendi yaptıklarını karşısındakine atar. Hitler Amerikan ve Avrupa tekelleriyle flört ederken ülkesindeki yahudi ve koministleri SSBC'den yardım almakla, ajanlıkla suçluyordu. Amacı bir taşla iki kuş vurmaktı. Ama sapan kullanmayı bilmediği için döktüğü kanda kendi boğuldu. Neyse konumuza dönelim. İşte o ideoloji vardı ya... O da şovenizm'dir. O da ırkçılıktan beslenir. Şimdi efendim... Fransız Devrimi ile birlikte burjuvazi feodaliteyi devirip, giyotini kullandı ya. Köylülerle ittifak yapmışlardı. Bu şu anlama gelirdi: "Ey Krallar bakın toplumda sınıflar var hepsi elini taşın altına koyuyor. Sen ne napıyosun? Bütün bu açlık ve pislik senin yüzünden." İşte böylece ulus fikri ortaya çıkıyor. Fransız Ulusu, Alman Ulusu vs. Ama ulus kavramını yaratan burjuvazi -ki o dönem ilericidir bunlar- sonra o faşizmi yaratan adamlardır. Ulus'u ırka kadar indirgerler. Böylece millet koltuk alltları kabarık, poposunda yırtık pantol'u çalışır babam çalışır. Kahveye gider en büyük biziz der. Patron paraları sayar. Şimdi bu şovenizm denen bela 20. yy. 'ın içine etmişti dersem yazım kaldırılır mı bilmiyorum. Ama tarih öyle diyor. Hadi onu kaldırmaya çalışalım. Olmuyor mu? Şunu konuşalım o zaman: Almanlar, Amerika'lılar, Japonlar kendilerini üstün görmeseydi 2. Dünya Savaşı olur muydu? Hayıır diyenler yanıldılar. Çünkü 1930 bunalımı bu paylaşım savaşını getirdir. Bütün Avrupa ve ABD SSBC'ye karşı Hitleri yarattı. Ama Faşizm de kendi dinamikleriyle gelişti. Hadi burayı da atlayalım bu kadar bilimsel tespit pek çok arkadaşa anlamsız gelir. Şovenizm'in bir de vatan aldatmacası vardır. Uzun uzadıya anlatmayacağım. Demagojiye fırsat vermeden derdimi deyivereyim: Dostlar! Siz eğer ülkenizde yaşayan herkesi olduğu gibi sevemiyor ve onlarla yaşayamıyorsanız, illa herkes sizin aynınız olacak diye tutturuyorsanız, kimse kusura bakmasın, siz vatansever olamazsınız. Çünkü böyle düşünen arkadaşlar 46'dan beri varlar ve ABD de 46 dan beri var. Şİmdi mi uyandılar? Günaydın. Merak ediyorum... 6. Filo eyleminde öğrencileri taşlayanlar, "ABD Askeri olmayacağız" dedikleri için tutuklanan -bu olay da geçen sene oldu- çocukların yanlarında olmayanlar nasıl olup da utanmıyorlar. Aslında cevabı basit: Şovenizm, insanı bir kez çemberine aldı mı ar bırakmaz. Bakınız. Anti-emperyalist ne demek oluyor? Anti-kapitalist demek oluyor. Demek ki o zaman bütün emekçilerin rengarenk bir dünya olduğunu kabul etmek demek oluyor. Yani ABD li burjuva senin burjuvanla işbirliği yapsın sen Amerikalı emekçilere düşman ol. Öyle olmaz. Onlar bizim kardeşimiz. Hepimiz aynı acıları yaşıyoruz. Son söz: Bütün dünya halkları kardeştir. Türkler, Türk; Kürtler, Kürt olarak benim kardeşlerimdir. Ben birinden biri olmasa ülkemde huzur bulamam. Çünkü ben ülkemi çok seviyorum. Not: Vatanhainliği ile ilgili derdi olanlar açsınlar Nâzım Usta'nın "Nâzım Hikmet Vatan Hainliğine Devam Ediyor Hâlâ" adlı şiirini okusunlar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman Volkan Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |