En tatlı sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Gün be gün emeğim zaylar, Sana ben emek Sana ben türkü Sana ben halaylar Dolusu mısralar dizerek, Her birinde uğruna ölerek, Yeniden doğarak, Ceylan gözlerine kurban olduğum, Seni kendime Kıble yaparak, Enel hak! diyerek Amma Mahşer Günü dava ederek, Sana ben uyan, Sana ben sev, Sana ben emek, Sana ben gel, Diyerek... Önce gövdemi unuttum bilesin Bütün dostların sözlerini hiçe sayarak Ve görmeyip onların dertlerini Susarak onların dertlerinde Hiç derman bulmadan Geçen zamanda Böylece kuruttuğum kalbimdesin. Peki nerdesin? Yüce dağ başında kar havası var Ama burası İstanbul yar! Kanın ve kinin gibi görünse de Sevginin şehrindesin Boğaz’a insan akar Pazarları. Sonra görmelisin Yüksek binaların kapattığı Gecekondularda aşkları. Bir bak bakalım Konfeksiyonda dostluk Serviste dostluk Kapının önünde dostluk, Gündüzlerin panzerlerin gölgesinde Geceleri sirenlerin sesinde, Üç gece boyunca Üç kuruşa Yedek parça atölyesinde, Bu kez çamurlu yollardan dönerken eve, Fırının içinde, Bakkalın önünde Dostluk... Nasıldır... Meşeden gel a sürmelim, Neşeli neşeli gel! Sevinmeli, İnsan gibi bir insan Elini uzattığında. Hemen elini vermeli. İstersen dostça, Yoldaşça. Belki de alev alev yanan bir aşkça Belki bir gece yarısı çalacak telefona Endişeyle ama usanmadan bakar gibi, Uzanmalı ve tutmalı, Sana uzanan eli. Çünkü sıcacık dokunmamışsa bir insana Saçını okşamamışsa bir çocuğun Omzunda değilse bir dostun, El çıkmıştır elliğinden artık. Elini sallasan değse de dikene, Uzanmalısın dokunabilmek için bir çiçeğe. Kavramalısın bir sazı Kapalı do yapabilmek için. Avuçlamalısın kili Yoğurmalısın hamuru. İnsan olduğunu anlamak için. Yoksa ciğerparem ben Demiyorum ki ille sen Sevmelisin diğer yarın gibi beni. Aksine sevmemelisin İçinde fırtınalar koparmıyorsa Boran gibi boran adım. İşte bu demiyorsan bir sözümde, Nerede kaldı diye bakmıyorsan yola bir gözünle, Ve geceleri rahat uyuyorsan yatağında Ve ben hastayken iyiysen, Ben düşteyken gerçeksen, Ve sesimi duymak için bahane aramıyorsan, Ben sadece ben değilsem sana, Herhangi bir erkeksem mesela, Gökyüzünden durmaksızın düşmek gibi Benimle bir şarkıyı dillendirmek Heyecanlandırmıyorsa... Sevmemelisin beni. Yani kara kaşlı yar, Sana emek, Sana umut, Sana can, Verebilmek için, Omuzdan kesili kolumuzu Asıp saz niyetine duvarımıza Diğer kolumuzu Koparırız göz kırpmaksızın. Sana hayat, Sana gerçek, Sana ben, Bundan kelli söz söylemesek Değiştirmez bilmekteyiz. An gelir ölümüz toprak olur, Baharda artık tohumdur. Patlar çiçek açarız. Bezeniriz sevdiğinin elininde Sonra tac olur konarız başına. Yani ulaşırız sana. Sana hayat, Sana umut, Sana emek, Sana can, Sana aşk Veririz. Şimdi hayattayken ben Yakın bir uzağındayken senin Şair kıskandıran yanındayken yani, Kıskıvrak yakalamak gibi Bir derdim yok Havayı saran ellerini. Sana ben emek, Yani, Sana ben Dünya...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman Volkan Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |