Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
( söylenememiş sözler ) 1 – Ela’nın Gözleri Şimdi kime anlatsam Hayra yorulmayacak bir son bekler herkez Kime anlatsam Kalemimi kalbime saplar. 2 – Çile Şimdi kalbini açsa kıyamet koparacaktır. Gözlerini çevirse, Adamın içinden ölüm geçecektir. Fakat umut adamın elleriyle kadının ellerindedir. Ve kadın kendinden büyük bir hasretin, En kutsal emanetidir. 3 – Hasret ve Yalnızlık Ela yüreğinin hırçınlığıyla baktı adama. Kimse göremedi onun gözündeki öfkenin kudretini. Ahmet, Ela’nın bembeyaz ellerine uzandı, rüya kadar yakın olan ellerine, rüya kadar uzak ellerine. Ela çekti ellerini. Ahmet’in içinden bir kadın geçti. Ahmet’in içinden işte şimdi diyebileceği bir an geçti. Sustu. Susmak zorunda bırakılan bir çocuk gibi eğdi boynunu. Ahmet tuttu kendini, kendine sarıldı. Ağladı sonra, Ela’nın gözleri önünde, gözlerinden akan kanla. Çırpınışları boşunaydı, biliyordu, eriyordu. 4 – Ela’nın Elleri Bir çocuk gülümser olur olmaz yerde, Ela’nın aklında. Bir çocuk kahramanlaşır Ela’nın ellerinde. Ve Ela Ellerini kaldırıp göğe Ahmet’in gözleri önünde, Bembeyaz elleriyle dokundu bir başkasına O dokunuş Ahmet’in parmaklarından kaydı yeryüzüne Yeryüzü Ela’nın parmaklarında parçalandı. ( Dökülüyordu kırmızı ojelerinden bir hayat Ahmet’in zavallı gözlerine ) Tututuğum, dokunamadığımsın. ( Ela, Ahmet'in içinde derin bir yara açıyor. ) Üzülme Ahmet, bir gün, gün gelir yani, kavuşur ellerim sana. Ahmet Karalar Bağlıyor. Ela İçin Şarkılar Söylüyor. ( İlk Gün ) Bir bahar günü görmüştü Ahmet Ela'yı. Olmaz dedi kendine bu kadar güzel olmak için insanın şeytanla anlaşma yapması gerekir. Ama güzeldi işte Ela ve şeytan o doğduğu gün yeryüzünün yakınlarında bile olamamıştı. Kapadı gözlerini Ahmet. Ellerine dokunmamak için Ela'nın, paraladı kendini. Derin bir iç acısı duydu sonra biliyordu bu ilk karşılaşma hayatından silinip gidemeyecekti. Fakat Ahmet garip bir şekilde o günü unutmak çok sonralarını aklında tutmak istiyordu. Ahmet'in akllı oyun oynuyor Ela tüm güzelliği ile karşısında duruyordu. Ahmet çaresiz kalmış, kendi kendine gülmüştü. Ela bir nisan yağmuru gibi derin bakışlarıyla baktı Ahmet'e. Ölmek bu olsa gerek dedi Ahmet hemde yakışıklı ölmek. Umurunda değil o vakitten sonra gülmek yada ölmek. onu görmüştü bir kere, cenneti görmüş saydı kendini. Ama... Ahmet'in gerçeği vardı karşısında çırılçıplak duran. Sana çiçekler yolladım Gül benzinde solmayacak gülüşler yolladım. Umutlar yolladım. En çok saçlarına yakışan, gözlerimi yolladım. Sen ellerimi de al, habersiz. Bırak beni bir başıma, çaresiz. En çok sana yakışan düşlerimi de al. Küçüğüm, yıllarımı da al. 2.BAP ( Yarım Kalan Sözler ) Ahmet diyecekti ki; Ela yüzünle yüzümün arasında başka gözler var. Ellerinle ellerimin arasında özlemler, Şimdi kime anlatsam Savaş hazırlıkları yapar Kime anlatsam Yüzüme tükürmeğe yeltenir. Ama Fırtınaya yakalanmış zavallı bir serçe gibi savrulurlar Zavallı bir fidan gibi yıkılıp yok olurlar. 1 – Korku ve Yalnızlık korkan çocuklar gibi titriyor gözlerim nasır tuttu parmaklarım yazarken sana her gün gönderemediğim mektupları sevgilim ben çoktan öldüm. 2 – Ölüm Nasıl olsa bitecek bu hayat Senden uzakta Rabden korkan aklımla sığındım yine Rabbe Kendime sakladım kendimi Görme diye korkaklığımı Ela ben senden ayrı sarışın bir hayat geçirdim bunca yıl Sarışın bir ayrılık girdi aklıma yıllarca. Yazık olmuş yarınlara bıraktım kendimi, tonlarca Ve garip bir uyuşukluk kapladı bedenimi. Sen yokken, ben en çok ölmek istedim Adının karşılığı yoktu hiçbir lügatta. Adının karşılığı güllere kokusunu veren sırdaydı. Adın adımda gizliydi. Ela bir kız çocuğu girecek ellerinle ellerimin arasına sen o an anlayacaksın, senden nasıl kaçamadığımı. Ben sana tutkundum. Senin ismine yazılmış kaderim, senin isminle sonlanacak. Anlamalısın, başka kimsem yok, kimsesizim senden sonra her zaman. Her zaman senden yana hayatım. Kimsesiz kimliklerin içindeyim sen yoksan. 3 – Nasıl olsa bitecek olanın erken gerçekleşmesi Ahmet uğuldayan gözlerle baktı, kendine Ne bir istek, ne bir telaş kaldı bedeninde, Uzun zamanlardır süren, Ve esmer bir çocuk gibi kahverengi gözleriyle titreyen, Titreten bir his sardı içini. Şimdi kendinden intikam alma günü gelmişti. Son bir kez Ela’nın hayalini kurdu Ve Ela için söylenecek her şeyi, İşte şimdi söylüyordu, ölüyordu. ( Bitirilmiş sözler ) Ela baktı arkasından Ahmet’in Garip bir arabanın arkasında Yüzünü görmeden uğurladı. Ağladı. Ela en çok Ahmet’i sevmişti. Ahmet en çok Ela’yı. Ama Son söz Ahmet’e kalmıştı. Yarım bıraktığı mektupla sözlerini bitirmişti. Ela kocasından gizli yıllarca mektubu sakladı hiç okumadan. Bir gün dünyasının en güzel şeyi okuldan eve döndüğünde annesini yerde yatarken buldu. Elinde bir kağıtla. Çocuk kağıda bakıp, özenle katlayıp saklayıp, babasına haber verdi. Mektup bir daha hiç açılmadı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mahmut Uğur Şahinol, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |