Öküzün rengini dışında, insanın rengini içinde ara. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Bir şezlongda güneşleniyordu. Birden uyuduğunu hissederek, endişeyle uyandı.. Mis gibi bir hava dolaşıyordu ciğerlerinde. Etrafı, yayılan bahar kokuları sarmıştı; sümbüller, sarmaşıklar, iğdeler.. gözünün baktığı yeri dolduran bahçe belirdi önünde, attığı her adımda daha da yaklaşıyordu salkımım salkım üzümlere.. iyice yaklaştı yaklaştı ve yemeye başladı, dalından kopartmanın zevki bambaşkaydı.. Kendisinden başka kimsenin olmayışı dikkatini çekmiş olacak ki arkasını döndü ve.. 2. Turunç ağaçlarının arasına kurulmuş hamakta, keyifle şekerleme yapıyordu. Birden üşüdüğünü fark etti yerinden sıçrayarak kalktı.. Masmavi bir denizin ortasında küçük bir yelkenlide denizde ki hayatı izliyordu.. Dalgalar hafif hafif vururken, yelkenlinin suda salınışı mayhoş etmişti bedenini.. Balıklar birbiri ile yarışıyor bazıları da annelerini takip ediyorlardı. Sarı, turuncu, mavi, gri rengarenk bir dünyaydı bu bilmediği.. Bazen dokunmak istiyordu ama cesaret edemiyordu.. Derken bölgenin en güzel koyuna demir atıldı ve kendini denize dalarken buldu.. Mavilikte kayboluyordu izi, mavi yuvası gibi oluyordu git gide.. Derinleştikçe kulaçları, merakı artıyordu.. Nefesi bitmek üzereyken gördüğü bir güzelliğe adeta aşık olmuşçasına duraksadı.. Sanki “denizin kalbi şimdi onun kalbiydi”.. 3. Mısır`da sabah oluyordu. Odasına gelen kahvaltı servisi günün habercisiydi. Kızgın kumlarda uzun bir yürüyüş yaptıktan sonra, kum denizinin tam ortasında ki hurma ağacının gölgesinde terini siliyordu. Serinliğini henüz kaybetmemiş suyundan bir yudum çekti ve güneşe gözlerini kısarak düşünmeye başladı.. Daima hayallerini süsleyen piramitlerin, işte tam yamacındaydı.. Bu dinleniş aslında yorgunluktan değil içinde ki kavuşma hayaline kendince kattığı bir özlem heyecanıydı.. kumların, rüzgarla dans edişinin keyfini çıkartıyor ve içinden en sevdiği şarkıyı mırıldanıyordu.. 4. Himalaya`ların eteğinde gün bitiyordu. Yüzünü serinleten, köpeğinin salyalarıydı. Yemyeşil vadilerden arta kalan mis gibi güllerle donatılmış arazide bülbül sesleri hakimdi.. Sanki dünya buraya henüz uğramamıştı.. Rengarenk ve mis kokulu güllerin cazibesinden kendini alıkoyamayıp delice koşmaya başladı.. Koşuşundan ürperen kuşlar havaya çığlıklarla yükseldi.. Sanki hayatında ki en çılgınca şeyi yapıyormuşçasına, kalp atışlarına engel olamıyordu.. ** Hep aynı yerde, aynı tadı yaşarken ve yaşadığı tatdan onca keyif alırken, neden kan ter içinde uyanıyordu? Rüyalar onunla oyun mu oynuyordu yoksa daha kötüsü mü? Rüyaları mı küsmüştü ona? Düşünüp düşlerinin en tatlı yerlerinde uyanmak.. “Keşke” demenin en hüzünlü hali.. Kayıp bir rüyası vardı, her birinin sonu tek bir düşe bağlıydı ama neydi? ** Kan revan içinde yatıyordu bir peri.. Elmacık yanakları çıkık, burnunun kenarlarında çiller ve yüzünde tatlı bir tebessüm vardı.. Sanki onu bu cinayet bile mutsuz edememişti.. Mutluluğa hakim olmak işte buydu! Gözü açıktı ve elleriyle soğuk yüzünü önce okşayıp daha sonra da gözlerini kapadı.. “Uhdeleşmeyen bir hayat var mıydı, ya içimize oturmayan bir özlem, hangi ölümlü hayalden yoksundu ki?” Kızıl bir güneş üstünü örttü ilkin, daha sonra toprak eşlik edecekti yolculuğuna.. kim bilir kaç elma yemişti yarısının daha tadını bilmeden? Kefen saramayacaktı kanatlarını.. Yeryüzü böylesine eşsiz bir güzelliğe ev sahipliği yapamayacaktı bir daha kuşkusuz.. Onu, birkaç metreye sığdırmak imkansızdı, tarihlere sığamayacak kadar gizemliyken.. ** Ve yine akşam oldu, düşlerime kavuşmanın zamanı geldi.. uyandığımda şaşkın ve ürkek olacaktım.. Çünkü düş perim rüyalarımı ziyaret etmişti.. - “Yaşamak için ölmek gerek” dedi.. Gerçeği yaşayacak yada düşlerimle ölecektim.. Kendini bana feda ederken; - “Benim öldüğüm yerde, sen doğuyorsun” dedi.. 1. 2. 3. 4. Yarım kalan düşler demeti.. ____________________ Düşlerimin kurbanı kimdi? Neden her yaşama bir cinayet gerekliydi? İnsanlar sığınak olarak nereye kaçacaklardı? Hoş geldiniz,”muamma dünya”.. Gerektiği kadar sebatkâr mısınız? 22 Mart 2006 Ayfer YILMAZ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fıstık, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |