..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşık olmayan âdem / Benzer yemişsiz ağaca. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > BELGİN ERYAVUZ




25 Eylül 2006
Bana Yalan Söyleme! Beyaz Olsa Bile…  
BELGİN ERYAVUZ
İçimizden “nasılda sıyrıldım bu olaydan ruhu bile duymadı” deriz hatta; ya da “ ne kadarda safmış, hemen inanıverdi” diye geçiririz.


:BDAG:
Ağzımızdan çıkarken öylesine masum gibi dururlar ki aslında. Bazen kafamızda günlerce düşünerek, bazen de olayların akışı gereği o anda “pat” diye sarf ediveririz hiç düşünmeden. Karşımızdaki kişinin (ki bu kişi arkadaşımız olabilir, bir aile büyüğümüz, bir yakınımız, çevremizdeki bir dost, iş arkadaşımız ya da hiç tanımadığımız bir insan) o yalanı öğrendiğinde neler hissedebileceğini, kalbinin nadide bir porselen misali nasıl tuzla buz olacağını asla aklımıza getirmeyiz. Neden peki?

Çünkü yalan söylemek kolayımıza gelmiş, belki de o an için bizi oldukça zor bir durumdan kurtarmıştır. İçimizden “nasılda sıyrıldım bu olaydan ruhu bile duymadı” deriz hatta; ya da “ ne kadarda safmış, hemen inanıverdi” diye geçiririz. Aslında kandırdığımızın karşımızdaki değil sadece kendimiz olduğunu ise uzunca bir zaman sonra anlarız. Tabii alt yapımızda o kadarcık insanlığımız kaldıysa…

Yalan söylemek kolaydır ve bir süre sonra alışkanlık yapar insanda; çünkü biz insanlar yapımız gereği kolay şeyleri çok çabuk benimseriz. Oysaki söylediğimiz yalanın gün gelip de açığa çıkacağını ve yüzümüzde sert bir tokat gibi patlayacağını hiç aklımıza getirmeyiz. Üstelik böyle zamanlarımızda yine kolaya kaçarak hemen inkar ederiz. Yapmadığımızı hatta hatta düşünmediğimizi bile söyleyerek yalanımızı katmerleştiririz. Bazen de “ canım ne gerek var ki bunda, söylediğim sadece beyaz bir yalandı” diyerek kendi kendimizi kandırmaya devam ederiz.

Halbuki asıl olan yalanın yalan olduğudur. Yalanın beyazı, siyahı olmaz. Kısacası önüne getireceğiniz o naif renk sıfatıyla yalanı masum bir davranış şekli haline getiremezsiniz.

İstersiniz şimdi kendi içimize dönerek düşünmeye çalışalım söylediğimiz yalanları, kırdığımız kalpleri ve kaybettiklerimizi…Tahmin ettiğinizden de çok değil mi? Peki tüm bu yalan dolana gerek var mıydı aslında? Yani yalanı sarf edeceğimiz her olayda direkt olarak doğruları söyleseydik ne olurdu? Bunun cevabı çok kolay değil biliyorum. Belki de hayatımız daha farklı şekilde yaşanır, yollar ve tercihler bizi daha başka noktalara sürüklerdi. Ama sonu nasıl biterdi acaba; şimdikiyle aynı mı olurdu? Yoksa o da mı değişirdi. Geçenlerde okuduğum bir romanda yazar yollar farklı olsa da hayat sizi hep aynı noktalara taşır diyordu. Birazcık kafamın karıştığını itiraf etmeliyim. İşin bu kısmı oldukça derin ve üzerinde düşünülmeye değer biliyorum ama tekrar ana konuya dönecek olursak söylenecek tek bir söz var; o da yalanın gerçekten kötü ve sevimsiz olduğu. Hangimiz kendimize yalan söylenmesini, yalanla kandırılmayı isteriz diye bir düşünecek olursak vereceğimiz yanıt şüphesiz ki hiçbirimiz olacaktır, öyle değil mi?

O halde… Biz neden başkalarını yalan söyleyerek aldatıyor; onların saf duyguları ile oynuyoruz ki? Unutmamak gerekiyor ki, yalanımız fark edildiğinde ( ki gün gelip mutlaka su yüzüne çıkacaktır, bundan hiç şüpheniz olmasın) kırdığımız kalbi onarmamız, tekrar eski haline getirmemiz asla mümkün olamaz. Hele hele yalanımız bir değil, iki değil sürekli tekrarlanıyorsa o insanları kaybederiz tek tek fark etmeden.

Yalan yerine doğrularla yaratılan bir çevre, içimizdeki samimiyeti açığa çıkaran ve etrafınızdakilere aşılayacağınız güven duygusu daha güzel değil mi? Yalan yerine doğruları söylediğinizde karşınızdaki insandan alacağınız sert tepki bile, gün gelip yalanınız ortaya çıktığında yaşayacağınız pişmanlıktan daha iyi değil mi?

Bence değmez, inanın ki değmez. Yalanlarla yakalayacağınız başarı; yalanlarla elde edeceğiniz mal, mülk, hatta para; yalanlarla edineceğiniz sevgili, arkadaş ya da eş; yalan üzerine kurulmuş bir hayat size gerçek mutluluğu asla vermeyecektir. Bunu hiç unutmayın. Çünkü doğrular her zaman yalanları yakalar, tıpkı iyilerin kötüleri yakaladığı gibi. Ne kadar kötümser düşünürseniz düşünün asıl olan budur.
Yalansız, doğru dosdoğru bir yaşamı hep beraber kucaklamamız dileğimle…

Sizce başarabilir miyiz?

Sevgiyle kalın.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Son Durak Huzurevi (Mi?)
Engellere Çarpa Çarpa…
Kadınsan Hem De...
Kaderini Kendin Çiz!
Kayıp Kimlikler!
Neden Bu Kadar Duyarsız Olduk?
Bir Serginin Ardındaki Duygu Seli
Seninde Hayalin Olsun...
Doktorum Beni Anlamıyor
Kıskançlığın Soğuk Nefesi Ensenizde Mi?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgi ve Pozitif Enerjinin Gücü
İlişkiler Düğüm Olmuş Çözülmüyor
An"ı Yakala, Çilek Tadındaysa Bırakma!
Bakıp da Görenlere, Görüp de Sevenlere!
Sır Dolu Papuçlar
Rengarenk Duygularda Yaşatmak Sevgiyi!
Özlemek!
Uzaklarda Bir Yerlerde...
İçimizdeki Unutma Sesi…
Unutmanın Acısı, Unutulmanın Sancısı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seni Seviyorum Diyebilmenin Güzelliği [Öykü]


BELGİN ERYAVUZ kimdir?

İçimde yaşadıklarımın, hissettiklerimin birebir yansıması,tıpkı denizin mavilikleri gibi. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Okumayı çok seven birisi olduğum için,yazılarını okuduğum hemen tüm yazarlar.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © BELGİN ERYAVUZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.