Edebiyat yaşamın öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediği biçimi verir. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Doğada genel bir mantıksal düzen vardır. Aşağı yukarı tüm canlılar, yaşamak ve varlıklarını devam ettirmek için ( ikisi farklı şeyler ) herşeyi yapabilirler. Evet, yavrularını öldürebilirler. Karınlarını doyurabilmek adına bir ceylanı boğazlayabilirler. Fakat tüm bu eylemleri asla sebepsiz yapmazlar. Mutlaka bahsettiğimiz mantıksal düzende bir yeri vardır. Eğer bir aslan, bir ceylanı öldürüyorsa ya kendi açtır ya da yavrularını doyuracaktır. Onu asla zevk olsun diye öldürürken göremezsiniz... Bu düzen içerisinde, bizimle binlerce yıldır çok iyi iletişimde olan canlılar da evrim geçirmiştir. Köpek ve at gibi canlılar, diğer hayvanlara göre daha gelişmiş bir zekaya ve duygulara sahiptirler. Bunun sonucunda da, anlamsız davranışlar sergileyebilirler. Bir köpek, sahibini korumak adına kendi canını feda edebilir. Bir at da, sahibi onu terk etti diye kendini öldürebilir. Doğanın dengesinde, böylesi mantıksız davranışlar yer almadığından, duyguların ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz... Bizler insanız. Doğadaki en gelişmiş duygusal zekaya sahip canlılarız. Fakat duygular, iki tarafı keskin bıçak gibidir. Bizler, yavrumuzu korumak adına ya da sahip olduğumuz fikirlerin doğruluğunda ısrar etmek adına canımızı dahi verebilirken, aynı zamanda sebepsiz ve anlamsız bir şekilde başka canlıları katledebiliriz. İşte tam burada, ne kadar insan olduğumuz ve sahip olduğumuz yetenekleri ne kadar kullanabildiğimiz ön plana çıkar... Eğer bir doktor iseniz, iki yönünüz vardır. Ya az para alarak, çok çalışır ve yorulursunuz. Gelen tüm hastalara, yorgunluğunuza rağmen iyi davranır, çektikleri acılardan anlayarak onlara yumuşak bir ses tonu ile hitap eder ve onları incitmezsiniz. Ya da gelen hastalara bağırır, çağırır ve halk arasındaki tabiri ile ‘köpek gibi muamele’ edersiniz. Karşınızdaki insanın kanser olduğu umurunuzda bile olmaz, robotlaşır ve tek düze yaşar gidersiniz. İkisi arasında mantıksal olarak hiç bir fark yoktur ve hayatınızda hiç bir değişiklik olmaz. Tabi insanların sizin arkanızdan ne konuştukları önemli değil ise... İşte insan olmak ya da olmamak arasındaki ince fark budur. Çünkü yaşam tamamen sizin ellerinizdedir. İsterseniz evinizde bulduğunuz bir hamam böceğini öldürürsünüz, isterseniz bir peçete ile alır dışarı atarsınız. Eğer ki öldürenlerdenseniz; siz yaşama hakkına hiç saygı duymayan, güç düşkünü ve kendinizin farkında olmayan birisiniz demektir. Ama onu öldürmek yerine dışarı atabiliyorsanız; işte o zaman siz duygusal zekası tavan yapmış, kendinin farkında olan ve gerçek güç sahibi bir insansınız demektir... Siz hangisini seçiyorsunuz sevgili dostlar? Hastalarına yorgunluktan dolayı bağırıp çağıran biri misiniz? Yoksa tüm yorgunluğunuza rağmen onlara iyi davranabiliyor musunuz? Vatandaştan aldığınız vergi borcu ücretini faizden düşen maliye memurlarından mısınız? Yoksa bu parayı ana paradan düşenlerden misiniz? Bu vatan ve bu millet uğruna hiç bir menfaat beklemeksizin hizmet edebilenlerden misiniz? Yoksa her hizmetin karşılığı olarak bir daire alan belediye meclis üyelerinden misiniz? Siz ne kadar insansınız ve ne kadar insan değilsiniz? Yanıtı biraz düşünmeye ne dersiniz???
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sami Güzel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |