..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeğin dili çok yalın. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Özgürlük ve Eşitlik > nihat




16 Nisan 2002
Siz emredersiniz, biz de ölürüz, değil mi efendim?  
musa geliyor

nihat


o yüz, o bakışlar bana ait değil. gözlerimi yummamı istediniz ve göz yumdum, her şeye olduğu kadar gerçeğe de. kara bir bulut gibi sardınız etrafımı, görmezden gelmemi istediniz beni var kılan ne varsa. sürekli mazlum olduğunuzu söylediniz, hepimiz adına


:BFIH:
Siz emredersiniz, biz de ölürüz, değil mi efendim?

o yüz, o bakışlar bana ait değil. gözlerimi yummamı istediniz ve göz yumdum, her şeye olduğu kadar gerçeğe de. kara bir bulut gibi sardınız etrafımı, görmezden gelmemi istediniz beni var kılan ne varsa. sürekli mazlum olduğunuzu söylediniz, hepimiz adına acı çekiyormuş gibi yapıyordunuz. oysa biz, acının ne olduğunu öğrenmiştik. acı sizin gözlerinizdeki öfkenin içinde. acı aslında yanı başınızda bir yerlerde ama sizin sandığınız kadar uzağımızda değil. acı içimizde. tüm zalimlerin zulümlerine haklı gerekçeleri olduğunu biliyor muydunuz, hepsi haklı olduklarını çünkü güçlü olduklarını söylüyorlardı. sizinki nedir bayım. yeni bir endüstri yaratmak için ateşe odun mu topluyorsunuz. yeni prodüksiyonlar mı geliyor efendim. siz istediniz de neyi inkar ettik ki biz. isteyin, acı çekmişliğimizi unutup sizi acıların kralları ilan edelim. siz isteyin, elinizde olsun soykırım tekeli. gözlerimizdeki öfkeyi gizleriz biz. sırtımıza basarak çıktığınız merdivenlerde, zafer çığlıklarını atarken siz, bizler acıyı yudum yudum içeriz de ses etmeyiz. bilirsiniz mazlumların gücü yoktur, yalnız sizin vardır efendim, gözleriniz çakmak çakmak, bugün ne güzel gülüyorsunuz. inanın ardınızdan bağırdım ama duymadınız, size feda olsun yeryüzü, isteyin gökyüzünü, çıkıp yıldızları toplarız sizin için. siz yeter ki emredin. emredin içimizdeki sağlamları ayıklayıp çürükleriyle yer değiştirelim. siz isteyin yakalım, yıkalım efendimiz. biz en şanlı elçileri bile kapılarda bekletiriz, siz isteyin. küçük çocukların attığı taşlar alnınızda yara izi mi yaptı, bir daha olmaz efendim. sizim silahlarınız var, tanklarınız, hegamonyanız. dünyada sizden izinsiz bir sinek bile uçamaz efendim. kainatın kutsadığı sizsiniz efendim. Ancak siz pişmiş aşa su katabilirsiniz. yalnızca siz sırtımızdaki urbaları sahiplenebilirsiniz.
isteyin, gözlerimiz bağlansın kurbanlıklar gibi. sizin zafer tacınızı biz giydirelim, isteyin. tüm çırpınışlarımız sizin mutlu olmanız için. bakın milliyetlerimizi, cinsiyetlerimizi, cibilliyetlerimizi verdiğiniz çil çil altınlara çoktan değiştik. ruhumuz elinizde, siz isteyin efendim. siz isteyin konuşsun her yerde borazan başılar. siz isteyin biz düğmeleri çevirelim. isteyin ki siz, bir ağıt tutsun dünyayı. tüm körleri, topalları, yaşlıları, çocukları sizin için selametleriz ölüme. Yeter ki siz yaşayın. hatta diyebiliriz ki siz yaşayın diye ölür bütün insanlar. siz kutsanmıştınız değil mi. adınıza ayrılmıştı topraklar. restoranda yer ayırtır gibi ayırmıştınız yerinizi. kanlı şarabı getirmeye gitti hizmetçileriniz, siz isteyin yeter ki. işte geldi.
paylaşmayı sevmediğinizi daha önce söylemiştiniz, aklımızda efendimiz. kırık kaburgalarımızdan yaptığınız haritanın sağlamlığına şehadet ederiz. bugün dipçiğiniz daha bir güzel parlıyor. ne de güzel bakıyorsunuz. buyurun bugün buraları yakınız. bu gördüğünüz tabiatın cömertlikleri size sunulmuş hediyeler efendim. siz yapın biz seyrederiz. sizi en son gördüğümüzde kan damlıyordunuz. size o kadar yakışmış ki halen çıkarmadınız o kanlı halinizi. size yakışıyor da efendim. tüm temizleyiciler sizin emrinizde, siz kirletirsiniz, biz temizleriz. dünyanın kutsal efendileri, siz yersiniz, biz doyarız, siz gülersiniz biz ağlarız. biliyoruz, her şey bizim iyiliğimiz için. bunca haykırış, ölümle karşılayış, çocukları analarından ayırmanız hep bizim iyiliğimiz için. siz öldürdükçe biz daha bir özgürleşiyoruz. tüm baş makaleler aynı şeyi haykırıyor. elinizdeki kanın bizim iyiliğimiz için olduğunu haykırıyorlar. siz bizim için öldürüyorsunuz, biz bizim için ölüyoruz. dünyanın dengesini böyle kurmuştunuz efendimiz, öyle değil mi. sizin bir de yıldızınız vardı. tek bir yıldız. size yol gösteren öğretileriniz var bir de. size zalimlik yakışıyor efendim. siz coşkunun ateşini daha bir yakın, biz ölüme susadık efendim. aramızdaki fesat tohumlarını ayıklamak mı, elbette efendim. eğer içimizden size karşı çıkacaklar varsa bilsinler ki hepimiz sizin yanınızdayız. ya sizdeniz ya da sizden. başka alternatifimiz yoktu değil mi. ne güzel buyurmuştunuz, biz o hal üzereyiz efendim. hayır biz halen virane olmamış bir ocağın başında ısınıyoruz. kanlarınızın kızıllığıyla akan nehirleri seyrediyoruz. siz elbetteki güçlüsünüz, tüm manşetler de öyle diyor. tüm ekranlar sizin ne kadar haklı olduğunuzu haykırıyor. düşmanlarınız dize gelmeye başlamış, herkes sizin gibi düşünüyor. yoksa....
siz isteyin efendim, biz ölmeyi sürdürürüz. nasılsa sizin tüm dünya. siz firavunu duymuş muydunuz efendim. kötü günleri hatırlamak istemiyorsunuz demek. ben de tam onu söyleyecektim efendim. kötü günler galiba geride kalıyor.artık kafanızı gömdüğünüz ölüm çukurlarından çıkarabilirsiniz.
musa geliyor!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Adaletin Emrinde Bir Komutan Selahaddin Eyyubi
Büyük İskender"in "Erken Yaşlanan" Hayali
Türk Sinemasına Yapılan Büyü Bozulacak mı?
Adını Unutum Şimdi
Türk Sinemasının Rüzgârı Sensin
Gerilimin Adresi Değişti
Beyaz Sinema Rüzgâr mı Bekliyor?
Dünyayı ne kurtaracak?
Işın kılıçlarının gölgesinde
Matrix neyi kaybetti?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Haksızlık etmemeliyim şairlere [Şiir]
bir gün bir şey olacak [Şiir]
karagümrükte bir türbe yanı [Şiir]
Dünya Sahnesinde Bitmeyen Oyun [Deneme]
Özgürlüğün bir bedeli var! [İnceleme]
"Bu Ülkede Kültür Mü Kaldı Lan!" [İnceleme]
“Aradan çekil’ diye bağıran kim? [İnceleme]


nihat kimdir?

istanbulluyum. yaşarken yazmak nasıl bir şey keşfetmeye çalışıyorum, inanılmaz güzel ve bir o kadar da acılarla dolu.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © nihat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.