Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
yaşlılığıma taşıyacağım bir anıydı. hazindi, iç yakıcıydı. denize komşulanmış ıssız bir kıyıydı. insan gölgelerinden uzaktı. denize şemsiyelenen ormanın ardında dağ köyleri vardı. oraya en yakın evler onlardı. ağaçların dallarına telaşlı serçeler konardı, uç uç böcekleri, tırtıllar ve mavi gökyüzü fesleğen kokardı... ♥ onu tesadüfen tanımıştım. çocuk oyunuma yoldaş, kelebeklerin peşine takılmıştım. kumsala erketelenmiş ormanın içinde tahtadan yapılmış bir küçük barakaydı. ağaçların zulasındaydı. simsiyah, topal bir köpeği vardı. adı “Botan” dı. onunla aynı yatakta yatardı. ne zaman görsem, ya kitap okur, ya da resim yapardı. kıştı, akşamdı. denizin kıyısındaydı. dimdik ayakta duruyor, kartal gözleriyle deldiği denizin uzaklarına bakıyordu. bir mezar taşı kadar cansızdı. korkmuştum. birbirine eklediği cıgaraları karanlıkta ateş böcekleri gibi yanardı. belli ki, yarım kalmış bir hesabı, ya da sevdası vardı. hep onu izlerdim. kısa boyluydu. oldukça zayıf, kara kuruydu. zaten onu yemek yerken hiç görmezdim, kendine bakmazdı. sırtına inen dağınık saçları beyazların kuşattığı bir hayli uzun sakalı, ve bir tüfek gibi çatılı kalın kaşları vardı. üst üste giydiği kazaklar, onu oldukça iri yapardı. hep onu incelerdim. beni fark ederdi. gözlerimi kaçırırdım. merhabasız tebessümle bana bakardı. bu “yanıma gel” anlamındaydı. elini omzuma koyar, parmaklarıyla saçlarımı okşardı. ve kaldığı yerden denizi seyre dalardı. her yer fesleğen kokardı... ♥ siyasiydi. Gabbar’da pusulanmış, dokuz kurşun yemişti. kurtulup da ölümün kıyımından, kaçıp buralara gelmişti. firariydi. yaralı bir güvercin gibiydi. tedirgindi. bilirdim; bir bana güvenirdi. sırtımızı vermiştik birbirimize. dehlizinde bile uykuların, tetikti. kumsalda boylu boyunca voltalanır ve kumlara bir şeyler çizerdi. ciddi yüzüyle resme dalardı. ne çizdiğini merak ederdim. kaçamak bakışlarla onu seyrederdim. çizdiği; hep bir deniz kızıydı, saçlarına deniz yıldızları takılıydı ve bütün kızlar aynıydı. sevgilisinin başına yastıklanan beyaz ayakları olmazdı. onu seyrettiğimi fark ederdi. utangaç darbelerle resmi silerdi. konuyu değiştirirdi; “şiir sever misin?” derdi. “insani olan her şeye sahip çıkar şiir, ve donanımlı şair olmak kolay değildir” derdi. kastettiği “ölüm-kalım” şiiriydi. ayağa kalkardı. denize bakar, bir sigara daha yakardı. dumanı burnuma dolardı, her yer fesleğen kokardı... ♥ birgün; beni barınağına, içeri aldı. her yanda tohum gibi serpili kitapları vardı. masada, ağzına kadar izmarit dolu tablası rafta tütün torbası ve cıgara yığınlanmıştı. ve duvarların tümünde, denizkızları vardı. kimi, kökboyası ile resimlenmiş, kimi, sevdası kadar keskin bıçaklarla yontulanmıştı. hepsi aynı kızdı. ve pembe topuklarıyla kumlara ayak izlerini bırakmamıştı. onun denizkızına olan sevdasını aklım almazdı. geceler boyu beklediği, ve inatla yolunu gözlediği denizkızı; efsane at Unicorn gibi Pegasus gibi, Şahmaran gibi, Simurg-u Anka gibi gerçek hayatta asla olmazdı. kime söylesem inanmazdı. garipserdim; anlardı. ve bakışlarım, bakışlarına çarpardı. korkardım. içimin dipsiz kuyusundan Dicle akardı, Fırat akardı. korunağın yüzüne hoyrat rüzgarlar çarpardı. ve damlara, başak ağırlığında yağmurlar yağardı. köpek huzursuzca havlardı, ıslanırdı, bahçede ağaçlar, otlar, pencerenin tahta pervazına sıralanan saksıda çiçekler, tohumlar. burnuma toprak kokusu dolardı, her yer fesleğen kokardı... ♥ birgün; yorgan-döşek hastalanmıştım. onu göremeden geçen yitik zamanların beşinci günüydü. kalkıp da denize varamamıştım. nekaheti bırakıp yüzüstü yatağımda, onun yanına kanatlanmıştım. kıştı. akşamdı. gökyüzü; laciverdinin altına alıp da bir yavruağzı rengi ufku pembeye boyamıştı. kan tadında bir fırtına vardı. barakası boştu, kimsecikler yoktu. köpeğinin gözbebekleri; rengince hüzün doluydu. adeta haykırıyordu; ve, bilirim bütün renklerin altında bembeyaz soyunmayı, ..bilirim diyordu. bir köpeğin ağlayışına ilk kez şahit olmuştum. telaşla kumsala koşmuştum. dalgalar ölüm törenlerinin ortasındaydı, ve denizde beyaz köpük, gökyüzünde denizyıldızları ve kumların üzerinde denizkızı’nın izleri vardı. en kırılgan yerinden zamanın, ve karanlığa devinen akşamın içinden bir gerilla türküsü söyleniyordu. iflah olmaz yağmurlar yağıyordu bahçelere, ve saksımda bir intihar çiçeği uç veriyordu. ..ve birbirini hak edenler; yağmurla çiçek, denizle dalga, toprakla gökyüzü, o ve Denizkızı kumların üzerine ayak izini bırakmadan insancıl randevularda buluşuyordu. saksıda bir intihar çiçeği uç veriyordu, her yer fesleğen kokuyordu... ♥ şimdi, o barakada kalıyorum ve, soluyorum duvarda bir tabloda ve fesleğen yaprağı rengi kalıyor geriye. köpeğine ben bakıyorum artık, alışkanlıkları değişmedi, onunla aynı yatakta yatıyorum. denize iniyorum, Denizkızı resimleri çiziyorum kumlara. ateşler yakıyorum. gözlerimi dikip de ufka, “beter aşığımdır yüreğime dönmeye” içimde Denizkızı çoğaltıyorum. hepsi de aynı kız. laciverdinde gecenin, yenilmeden ölümlere hergün yaşamaya uyanıyorum. Denizkızı şiirleri yazıyorum, ve doldurup şişelere, denizlere atıyorum. yosunlar fesleğen fesleğen kokuyor, ve yola çıkmak için yanına Denizkızı’nı bekliyorum. çünkü; herkesin yaşamında herhangi bir zamanda, ve herhangi bir yerde karşısına çıkacak bir Denizkızı var, ..biliyorum... artık, Denizkızı efsanelerine, inanıyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © GÜRKAL GENÇAY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |