..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > nalan gök




30 Haziran 2006
Kan Kırmızı Gelincikler  
nalan gök
Siz hiç kan kırmızısı gelincikler gördünüz mü? Ben gördüm. Anadolu’nun baştan başa gelinciğe kestiği bir mevsimde gördüm üstelik. Ancak bir farkla; Anadolu’nun hiçbir yerindeki gelincikler bu kadar kan kırmızı değillerdi. Böyle can alıcı bir kırmızıya ancak Çanakkale’de rastlarsınız. Dağ, taş , ova, her yer gelinciğe kesmişken Çanakkale’de, işte o zaman …O zaman fark edersiniz gelinciklerin neden o kadar kan kırmızı olduğunu.Aylar, yıllar demeden şehit kanlarıyla sulanan bu topraklar, besledikleri gelinciklerle şimdi o şehitlerin ruhuna dua eder gibi salınır dururlar bir o yana bir bu yana… İçiniz titrer, ürperirsiniz. Çünkü her biri selam durmuş gibidir onca kahraman yiğidin, askerin anısı önünde.Durup dokunamaz, kıyıp koklayamazsınız o gelincikleri, koparamazsınız.Her biri bir Mehmetçiğin kanındandır çünkü , olmaz…


:BIAC:
. Siz hiç kan kırmızısı gelincikler gördünüz mü? Ben gördüm. Anadolu’nun baştan başa gelinciğe kestiği bir mevsimde gördüm üstelik. Ancak bir farkla; Anadolu’nun hiçbir yerindeki gelincikler bu kadar kan kırmızı değillerdi. Böyle can alıcı bir kırmızıya ancak Çanakkale’de rastlarsınız. Dağ, taş , ova, her yer gelinciğe kesmişken Çanakkale’de, işte o zaman …O zaman fark edersiniz gelinciklerin neden o kadar kan kırmızı olduğunu. Aylar, yıllar demeden şehit kanlarıyla sulanan bu topraklar, besledikleri gelinciklerle şimdi o şehitlerin ruhuna dua eder gibi salınır dururlar, bir o yana bir bu yana…
İçiniz titrer, ürperirsiniz. Çünkü her biri selam durmuş gibidir onca kahraman yiğidin, askerin anısı önünde. Durup dokunamaz, kıyıp koklayamazsınız o gelincikleri, koparamazsınız. Her biri bir Mehmetçiğin kanındandır çünkü , olmaz…

      Şehitlikleri gördükçe bir mengene sıkıştırır yüreğinizi, bir acı bağrınızı deler. Nefes alamazsınız, rahat basamazsınız yere , incitmekten korkarsınız… Göğüs kafesinizin içinde bir yara usul usul , inceden inceye kanamaya başlar. Tek tek getirirsiniz aklınıza , hiç birini atlamadan . Hepsinin hakkını vererek. Seyit onbaşı olmak istersiniz, yüreğiniz kabarır. Kabarır da nice büyük mermileri taşıyacak kadar hem de…İsmail Hakkı olmak ya da…Görevini layıkıyla yapıp dönerken kavuşmak Allah’ın rahmetine. Hiç değilse Saka olsaydım yanlarında dersiniz , susadıklarında su yetiştirseydim. Hiç biri olamazsınız nitekim. Ezik hissedersiniz, acılı... Layık olamadığınızı hissedersiniz, tıpkı benim gibi. Hüseyin Avni Bey’in mezarını gördüğümde utandım kendimden ben de. Her yer çöp içinde ve otlardan görünmez haldeyken mezar. Şehadet mertebesine ererken peygamberimizin refakat ettiği , hoşnutlukla karşıladığı bu müstesna insanın hatırasına göstermediğimiz vefa içimi eritti ılgıt ılgıt...
Sonra Oğuz Amca’yı düşündüm , oğlu Mustafa’nın yerine koydum da kendimi , bir gurbet türküsü de ben söyledim.
Mehmetçiğe Saygı Anıtı'nın önünde gururlandım , başım daha bir dik geçtim oradan.
Şehitliklerde her bir mezar taşına dokunmak istedim . Biz buradayız demek istedim, yalnız değilsiniz. Siz boşuna ölmediniz demek istedim, içimden bir hıçkırık geldi düğümlendi boğazıma. Bakın, bakın koca bir gençlik geliyor arkanızdan ; pırıl pırıl bir gençlik. Sarı Paşa’nın , Gazi Mustafa Kemal’in gençliği bu ; cumhuriyetin çocukları. Her biri, bir Mustafa Kemal gibi…

Ben biliyorum, sizler de biliyorsunuz, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da… Bu millet içinden Mustafa Kemal çıkarmıştır ve nice Mustafa Kemalleri de çıkaracak güçtedir. Bu vatan bizim , bu topraklar bizim… Her bir zerresi kanla sulanan bu topraklar ilelebet de bizim olarak kalacaktır. Allah’ın yardımı ve şehitlerimizin kanlarıyla canlarıyla müdafaa ettikleri bu topraklardan düşman içeri girmedi .
Çanakkale'de yapmadıklarımdan yapamadıklarımdan dolayı suçladım kendimi.
Anlayamadım, tarlasından tapanından evinden evladından kopup gelip vatanı için canını vermesini.Bu kadar çok sevmesini vatanını...
Peki ya biz? Biz niye bu kadar sevmiyoruz, sevemiyoruz? Değişen nedir yıllar içinde? Niçin bu kadar uzaklaştık değerlerimizden? Yozlaştık. Suç kimde? Devlette mi, öğretmende mi, ailede mi, eğitim sisteminde mi?
Suç bende, suç sende. suç hepimizde oysa... Taşın ortada durduğunu görüyoruz da kalkması için hep başka birilerinin çaba göstermesini bekliyoruz sanki.
Na var ki, taşın altına her birimiz elimizi koyarsak çok çabuk hallolacak, kıpırdayacak taş yerinden. Üstümüzdeki yük kalkacak, sis dağılacak, karanlık perde yırtılacak. Bir anda billurlaşacak görüntü. El yordamıyla yürümeyeceğiz artık; önümüzü de göreceğiz, karşımızı da...
Haydi çocuklarımızın elinden tutalım ve onları Çanakkale'ye götürüp şehitliklerimizi gezdirelim, siperlerde dolaştıralım ve yüreklerine oralarda yaşananları işleyelim. İşleyelim ki, hiç unutmasın bu toprakların nasıl kazanıldığını.Öğrencilerimizle geziler düzenleyelim. Hiç biri değilse bile, bir gün alıp başımızı gidelim terminale ve Çanakkale'ye giden ilk otobüse bilet alalım. Karış karış gezelim Conkbayır'ı, Anafartalar'ı, Kanlısırt'ı...Yağmur yağdıktan sonra havayı koklayalım.Şehitliklerde birer Fatiha okuyalım.Başuçlarında duran çiçekleri , gülleri okşayalım.
Neden biliyor musunuz? Çünkü Oğuz Amca bizi bekliyor orda.Hakkı Bey, Mustafa, Galatasaraylı Hasan Şakir, Molla kazım, Doktor Selim ve daha nice isimsiz kahraman...
Giderseniz eğer bir selam da benden söyleyin onlara.Bir de kan kırmızısı gelinciklere...
Unutmayın sakın!...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşk Bir Büyü Mü?
Hüzün Demi
Her Ölüm, Erken Ölümdür
Ninem

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yakın Tarihim Kayıp - Hükümsüz Değildir
Berfinime
Çeşm İ Cihan
Bebeğime
Tepe Kirazım - Amasya Elmam - Annem
Cevabını Bilen Beri Gelsin
"Kızların Tatlı Zamanı ""
Mutlu Haberler de İstiyorum. Lütfen...
Yorumsuz
"Vatan Sağolsun"

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Berfin'im [Şiir]
Adım Mayıs [Şiir]
Aşk Mevsimi [Şiir]
Meraklı Kelebek [Şiir]
Müsemma [Şiir]
Alışveriş [Şiir]
İntizar [Şiir]
Düşümde Sen [Şiir]
Kahramanıma [Şiir]
Aşka Davet [Şiir]


nalan gök kimdir?

Yazar değilim. Keşke. . . Sadece duygularımı paylaşmak istiyorum

Etkilendiği Yazarlar:
Doğan güneş, açan çiçek, yağan ya da yağmayan yağmur, yapraklarda ki çiğ tanesi, bir gülün kokusu,bir bebeğin dokunuşu,sıcak bir ekmeğin buğusu, akan suyun şırıltısı....


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © nalan gök, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.