..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Aşk ve Romantizm > tuğçe karasüyek




15 Mayıs 2006
19 Aralık Gecesi ve Yok Olmuşluğumuzun Gerekçesi  
tuğçe karasüyek

:BAJI:

Gece buralara kar yağmış
İstanbul'a da yağmıştır.
Fakat kar oraya hiç bu kadar soğuk yapmamıştır.
Parmakları kesik mor eldivenlerimi taktım
Bunu sana yazacağımı hiç ummazdın
Üşüyorum
Üşümüş çimenlerin yeşili
Buğulanmış tüm kampüs
Soğuk ve sıkıcı
Düşünmeye itiyor sessizlik insanı

Geçen gece rüyamda gördüm seni
Saçların uzundu omuzlarına kadar
kumraldı,düzdü
Gözlerini kısıp gülüyordun
Dün akşam seninle konuştum
Uzun zamandır yoktun, karşılaşmayı diliyordum
Dün akşam,
Artık olmadığını anladım
Birşey söylemeye hakkım yoktu
Daha fazla konuşamazdım
İçimden geldiği gibi yazıyorum
kendimi beğenmişliğimden,katılığımdan sıyrılarak
Seni sana,ona bırakarak

Geçmişimizi düşünüyorum
İzin vermediğim geleceğimiz yok zaten
İki yıl önce bir eylül akşamı
sonra gelen ardarda üç ay'ı
sen 'en güzel iki,en fena bir ay' derdin
Ben ise ayırmaya kıyamazdım aralığı
Tabi bunu sana hiç söylemedim
Sözlerim hep kırıcıydı
Nasıl öyle olduğuma düşününce ben bile anlam veremiyorum
Belki hiç anlayamayacağım da
Bir gece kalbimde hüzün vardı
Korku, kuşku ve endişe
Seni gördüm kalabalığın içinde
Ah nasıl bir geceydi
Nasıl komiktik, nasıl anlamsız
Ve nasıl anlamlaştık
O gün,o, olmalı dedim hayatımda
Yanılmalarımdan sıyrılmalıydım,
Seni diledim
İnanması zor olabilir senin için
Korkmasaydım öyle davranmazdım
Emin olabilirsin
Sonra gelen kaçamaklardan,
Herbiri çok güzel, herbiri endişe dolu
Taksim de üşütmüştü sonbahar yağmuru
Seni bekliyordum
Beklemekten nefret ediyordum
Sen ise hep geç kalıyordun

Tüm cadde boyunca aklımda kitapçılar
Aklında o ışıldayan gitarlar vardı
Hayallerini basit buluyordum
Bana göre hayat karmaşık bir savaştı
Yanında huzur buluyordum
Özgürlük bence, düşünülmesi gereken hiçbir sorumluluk olmamasıydı
Sence özgürlük, sevdiğinin kollarında sonlanmalıydı
Benim büyük düşlerim seninkilerle birleşince yok olur sanıyordum
Ve bundan korkup senden kopuyordum
Güçlüydüm, güçlü olmalıydım
Sen ise daha fazlası olmalıydın

Hat boyunda tavla oynamıştık
Yenmiştim söz gelimi
Ya da hayır yanlış hatırlıyorum
Sen ben yeneyim diye hile yapmıştın da yine de yenilmiştim
Ah nasıl, nasıl kızdım
Bu saçma bir hırstı sana göre
Ben içimden gülüyordum halime
Benden iyi yaptığın herşeyi deli gibi seviyorum
herşeyi benden iyi yap istiyordum
Bunu sana asla söyleyemezdim
Kaprisli, kırıcı olmalıydım ve sen hala beni sevmeliydin

Denizin üstündeki siyahi bulutları
Vuran ayakkabıma rahmen sahil yolunu istiyordum
Görünmeliydi uzakta Yedikule zindanları
Sana göre hayat Şebnem'in eski bir şarkısıydı
Sevemezdim o zaman Şebnem'i bu yüzden
Benimse şiirlerimdi hayat
Testler ardında kalan yanlış ve doğrularım
Şimdi ne çok uzak ne de çok yakındayım

Hala seviyorum sinemada konuşmayı
Kimse eşlilk etmiyor bana
Biz nasıldık öyle fısır fısır
Ardında kalan imalı bakışların,
'ne yapalım? ' der bulurduk bir gişenin önünde bizi
Sen 'Çamur' diye tutturmuştun
Ben abuksabuk bir film seyretmek istiyordum
Biliyordum filmdeki kadına hayranlığını
Aklında bir ben olmalıydım
Düşünmemeliydin bir başkasını
Geriye bakıyorum ne kadar güzeldik
Ben ne kadar kötü, sen ne kadar affediciydin
'Bu kadar zaman sonra bunları neden söylüyorsun? '
Ne olur sorma bana, ya da
'Sen söylememiş miydin beni hiç sevmediğini? '
Yaşamışlığımdan pişman olmamaya söz verdim ben
Pişman değilim sevginden ve de kaybetmişliğimden
Diyorsun ki 'artık çok akıllandım,
Herşey çok güzel, herşey yolunda'
Bilemezsin nasıl sevindiğime buna
Adın ne zaman gelse aklıma, ne zaman sorsa biri seni;
'o mu? ' diyorum 'o, hep iyi olsun, o, hep iyiydi.
Yanlışlarını çok gören bendim, bendim bilen heran yitirdiğimi

Hala duruyomu örgülü saçlı resmim?
Sanırım dokuz yaşındaydım
Nasıl gülümsermişim
Nasıl dağılmış üstüm başım
En sevdiğim kitabımın arasında resmin
Hala saklıyorum çaldığın çiçekleri
Ne zaman mor bir toka alsam sen geliyorsun aklıma
Kadıköy seni hatırlatıyor ve Kızkulesi
Sevdiklerimin garip konserleri
Camın ardındaki Fender gitar
Cüzdanımda Şebnem'in turuncu penası

Bugün 21 aralık
İki gün önce,
seni rüyamda gördüğüm gecenin sabahı
Tanıdıktı takvimdeki tarih
'birinin doğum gününü mü unuttum? ' diye sordum
Emindim o gün önemliydi benim için
Ya da bu zamanı çok iyi tanıyodum
Evet çok iyi tanıyorum
19 aralık gecesi
Sen ağlıyordun
Ben küstahça susuyordum
İşte bu kadar
Biz o gün yok olduk.

İçimden geldiği gibi anlattım
Söyleyecek hiçbir sözüm olmamalı aslında
Hakkım da yok biliyorum
Sevdiğim
Burada hala kar yağıyor
Ben çok üşüyorum.

Hoşçakal!





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
O Adam
Varlık
Zaman Yok
Kim?
Gümüş Hayalet
Aşkım En Büyük Ganimetim
O Hiç Olmuş
Yokuş

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Maviyi Hala Seviyorum
Kapı (Yokun Olmadığını Aşkın İse Yok Olduğunu Kavradığım An )
Sır ve Seslenişi
Delinin Mabedi
Arsız Bir Tükeniş Bedenim ve Sen Sende Biten Rüyanın Bana Kalan Gölgesisin.
Bağımlı
Şeytanın Askerleri
Rüzgar, Sen de Git Yanlızlığım Geri Gelsin!
Salon Beş
Benim Bu Çok Düşünmüşlüğüm


tuğçe karasüyek kimdir?

İnsanların iz bırakma isteklerini körükleyen , ölümsüzlüğün anlamlaşması ise anlattıklarımızın ölümsüz, ölümsüzlüğümün anlamlaşmasını istiyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Atilla İlhan, Tolstoy, Necip Fazıl Kısakürek


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © tuğçe karasüyek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.