Edebiyat yaşamın öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediği biçimi verir. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Her sevdiğin sevecek diye ağlıyorsun ama zorla herkes herkesi sevemez ki! Sırf iyi bir insansın, aşıksın, hayatının anlamı o diye, o seni sevemez ki! Her şeye hükmedilebilir belki, her şeye sahip çıkabilirsin, belki bir gün dünyanın hakimi bile olabilirsin ama bir kalbe hükmedemezsin ki. Her gece dua da edebilirsin, ona şiirlerde yazabilirsin, hıçkırarak saatlerce ağlayabilirsinde ama beni sev diyemezsin, sen sev desende o istese de zorla sevemez ki!! Kalbi insanın söz dinler mi hiç! Hafızası durur mu insan yüreğinin ve bir kalp boyun eğebilir mi o asilliğiyle? En çok sevgisi karşılıksız olup, sevdiğini elde edebilmiş ama kalbindeki sevgiyi kazanamamış insanlara üzülürüm. Sevilmeyeni yanında tutmak kadar acı ve hüzünlü bir şey yoktur. Sırf sen seviyorsun diye acıyıp terk edilememek hele en hazini en acısıdır. Zorla kimse kimseyi sevemiyor, ancak seveni bulduğunuz da mutlu olabiliyorsunuz. Bir de bizi sevipte bizimde sevdiklerimiz vardır ancak haberdar değilizdir. Kalbimizde bir taş, boğazımızda bir yumruk oluşur da sevdiğimizi söyleyemeyiz. Kalp kırıklıkları aptalca gururlar hakim olur bütün duygularımıza, küçücük bir hatayı bile büyütür devasa bir kabusa çeviririz. Bu eşimiz, sevgilimiz, annemiz, kardeşimiz hatta kendimiz bile olabiliriz. Çok sevdiğimizden kırılmış kalbimizin, ya yine yaklaştırırsam yine kırılırsa diye korku ve panikle mesafeleri koyarız. Mesafeler önümüzde koca bir dağ olur, dağlarda ki soğuk karlar kalbimizi üşütür yine yalnız kalırız da sevdiğimizi anlatamayız. Ta ki bir gün onları tamamen kaybedip gittiklerinde ancak seni çok seviyorum diyebiliyoruz. Ama neye yarar o bizi duyamadıktan ya da geçen o sevimsiz vakitlerden, yıllardan sonra. Yakınlarında olduklarında affedebilmek ne mümkün, kaybettiğimizde kendimizi affedebilmek kadar imkansızdır. O kadar vakit azdır ki zorla sevdiremesek bile kendimiz sevdiğimizi ortaya koymalıyız. Kim bilir belki o da koyamayanlardandır. Belki sizin kadar, sizin için acı çekiyordur. Onun da boğazında acı veren bir yumruk vardır. Belki sadece biraz gururunuz incinir, utanır acı çekersiniz incindiğiniz de ama , kaybettikten sonra, geç kaldıktan sonra söylemekten iyidir. O kahredici pişmanlığı yaşayıp, çaresizce gözünüzden yaşlar dahi akmamaya başladığında pişman olmaktansa…. Göz yaşlarım neden akmıyor demektense, duygularını kendine küstürmeden sevdiğini söyle. Ama sever ama sevmez, dilinden o sözcükler dökülsün yeter. Yeter ki için de bir zehir kalmasın. Belki çok sevilir belki karşılık bulamazsın. Olsun sevildiğini bilmekte, sevdiğini söylemekte güzel. Sevgini tek başına yaşamakta… Sevilmiyorsan da zorla sevdiremezsin, sevmiyorsan da zorla sevemezsin….
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hascen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |