..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Sanat ve Sanatçılar > Melika




26 Şubat 2006
Doğumunun 250. Yılında Mozart  
Melika


:CEJJ:
. Bu sene, Mozart’ın 250. doğum yıldönümü kutlanıyor bütün dünyada. Gazete haberlerine göre beş yıldır hazırlıklar sürüyor. Alanında deha olan insanların bazen hatta çoğunlukla trajik bir yaşam öyküsü olabiliyor. Ve yaşamlarında ki bu safhalar sanatçı ise(resim veya müzik) bunlara yansıtır. Ama okuduklarımıza ve öğrendiklerimize bakarsak Mozart çektiği sıkıntılarına rağmen bunları yaptığı eserlerine yansıtmamıştır. Onun çektiği sıkıntılara rağmen eserlerinde bir çoşkunun hâkim olduğu görülür. Sıkı bir klasik müzik dinleyicisi değilsem bile, Mozart’ın müzikleri özellikle Türk Marşı onun bu coşkusunu insana hissettirebiliyor. Onu dinlediniz zaman koşmak istersiniz, ya da sizi yoran ve zorlayan merdivenleri, yokuşları koşarak çıkmak istersiniz. Bir yaprağın düşüşü gibi bir o yana, bir bu yana sallanırsınız. Onu dinlerken hissettiğiniz coşku ve ritim yaşadığınız dakikaları sevince dönüştürebilir. Ve yine günlük haberlerden takip ettiğimiz kadarı ile dünyada 30 ülkede yaklaşık 200 merkezde uygulanan “Tomatis” yani Müzikle Terapi Yönteminde Mozart’ın müziklerinden yararlanılıyor.
Mozart’ın 250. yılı kutlamalarında Türk besteci ve piyanist Fazıl Say “Patara” isimli balesini Viyana’da seslendirdi. Bununla ilgili söyleşisinde Fazıl Say, Mozart hakkında şöyle söylüyor.”Bilim adamları hesap yapmışlar, notayı temize çeken bir kopist haftanın beş günü altı saat, yedi saat Mozart eserlerini temize çekse yirmi yıl sürer diyor. Adam 35 yaşında ölüyor. On yaşına kadar olan zamanı çıkarın, adam nota yazma zamanı kadar bir zamanda üretiyor, beste yapıyor. Korkunç bir şey bu.”
Mozart’la ilgili olarak çeşitli kaynaklarda, gençlik çağlarından itibaren Türklerle ilgilendiği yer almaktadır.Osmanlıların Viyana’yı kuşatmaları sırasında ve sonrasında, Avrupalılar, özellikle de Avusturya Macaristan İmparatorluğunun yurttaşları Türklerle yakın ilişkilere girmiştir..Bu dönemlerde Viyana’ya, Paris’e atanan Osmanlı elçileri, büyük törenle kente giriyor; bu arada büyük bir mehter takımı da atların üstünde geçit alayında çalıyordu.Öyle görkemli sahneler yaşanıyordu ki, alayı seyreden halk ve saray çevresi bundan çok etkileniyordu.Etkilenenler arasında besteciler de vardı.Bu alaylar özellikle Mozart, Beethoven gibi büyük bestecilere esin kaynağı olup eserlerine de yansımıştır.Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma” adlı eseri, korsanlar tarafından kaçırılarak Osmanlı sarayına ya da paşa konağına satılan bir Avrupalı kızı anlatır.Yine en sevilen eserlerinden olan Türk Marşı aslında K.V.331 La major piyano sonatının Alla Turca başlıklı son rondo bölümüdür.Mozart kısa bir hayat için çok eser üretir.Eserleri 626’yı bulur.49 senfoni, 20 kadar opera ve 20 kadar da piyona konçertosu vardır.
Mozart 27 Ocak 1756’da Avusturya’da Salzburg şehrinde doğar. Müzik öğrenilmez, hissedilir, diyen babası da Salzburg Piskoposunun maaşlı müzikçisiydi. Mozart’ın küçük yaşlarda yeteneği meydana çıkmaya başlar. Beş yaşında yaptığı piyano konçertosunu hiçbir piyanist çalamaz. Babası bunu değerlendirmek ister. Ablasını ve Mozart’ı alarak önce Avusturya Kraliçesine konser vermelerini sağlar. Bundan sonra bütün Avrupa’yı dolaşırlar.Her gittikleri yerlerde hayranlıkla ve ilgiliyle dinlenirler.Çağın ünlü ressamları Mozart’ın resim ve portelerini yapar.14-15 yaşlarında bütün Avrupa’yı dolaşmıştır.25 yaşına kadar , kentten kente dolaşır.O zamanın şartlarına göre ağır hastalık sayılan tifo, çiçek ve mafsal romatizması gibi hastalıklar geçirmiş olmasına rağmen beste yapmaya devam eder.Yaptığı yolculuklarda çektiği sıkıntılar, hüsranla son bulan ilk aşkı, evlendiğin de çektiği sıkıntılar onun eserlerini etkilememiştir.Ablası hatıraların da onun yaptığı yolculuklarda “Ben ülkesini teftişe çıkan küçük bir kralım” diyerek kendine eğlence yarattığını anlatır.Çocukluğunda aldığı alkışlar büyüdükçe kıskaçlıklar yüzünden gölgelenir.Sadece kendi muhitine hizmet etmesini bekleyenler, müzik eleştirmenlerinin zalimce saldırıları onu hiç yıldırmaz.Takdir edildiği anlarda bile maddi sıkıntıları hiç bitmez.Sonu gelmez maddi sıkıntılar yakasını hiç bırakmaz.Bir kış günü ziyaretine giden arkadaşı dans ederek ısınmaya çalıştığını görür.
Mozart otuz altı yaşını doldurmadan 5 Aralık 1791’de Viyana da ölür. Mozart, ölümü yaşamın son amacı olarak yorumlar. Ölümünden önceki beş yılda en önemli eserlerini meydana getirir.1790 yılında evine gelen esrarengiz kişinin rekuem(ölüler için dua) yazmasını ister. Oda bunu ölümünün yaklaştığı mesajı olarak yorumlar. Ve hastalığı nedeniyle bunu tamamlayamadan hayata gözlerini yumar. Cenazesine yağmurlu bir günde, altı kişi katılır, mezarlığa geldiğinde eşlik edecek kimse bulunmaz. Eşi o anda rahatsız olduğu için sonra, doktor nezaretinde gelir, eşinin mezarını sorar. Ama mezarlık görevlisi bilmez, çünkü Mozart kimsesizler için ayrılan toplu mezarlığa gömülür. Mozart’ın öldüğü yıllarda da üzüleni fazla olmaz. Zaman geçtikçe verimindeki şaşırtıcı zenginlik, melodilerindeki olağanüstü güzellik, tekniğindeki akıl almaz ustalık ve eserlerindeki derin anlam anlaşılır. Zamanla insanların kalplerini ısıtan, gönüllerini rahatlatan eserleri ile sonsuz bir ışığa dönüşür. Eserlerinde insan sevgisini göstermeye çalışan Mozart “Sevgi, dostluk ve müzikle oluşur. O da, bilgi sahibi olmayı, duygu sahibi olmayı gerektirir, yaşamın üstün düzeyine ancak böylelikle varılabilir.” diyordu.
Mozart’ın yaşamı ve müziği üzerine çalışmalar yapan Çek asıllı Amerikalı müzik bilgini Paul Nettl:”Mozart insanlığa fırtınalı ruhları sakinleştiren, acıları gideren, monoton ve melankoli dolu zamanı güzelleştiren, insanlara sevinç veren, onlara güzel duyguları aşılayan müziği ile hizmet etmiştir.”
Nietszhe, “ölümünden yüz yıl sonra bile hala çucuk ruhuyla içimizde taze şeyler bırakan bestecidir Mozart”
Kaynaklar
(Sabah Gazetesi)
(Hürriyet Gazetesi)
(www.sodev.org.tr.)
(Skylife Dergisi Ocak 2005)
www.vikipedi(Özgür Ansiklopedi)
(www.psikiyatri.net.)
(www.tuluyhan uğurlu.com.)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yeni Caminin Güvercinleri [Şiir]
Uyut Beni [Şiir]
Sen Giderken [Şiir]
Dostlar Uğurladık [Şiir]
İnsan Yaşarken Hissetmeli [Şiir]
Sessizlik [Şiir]
Bir Akşamdı [Şiir]
Yamaç [Şiir]
Martılar... [Şiir]
Soğuk Havalar [Şiir]


Melika kimdir?

İnsan ve doğa sevgisini içimde hissetmem beni sanata ve edebiyata yöneltiyor; bunlarla bütünleştiriyor. Bunları insanlarla paylaşmak ise en mutlu anlarım.

Etkilendiği Yazarlar:
Ümit Yaşar Oğuzcan


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Melika, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.