Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
Birisi dışında mahsur kalan kalplerin hepsini sevmeye alışmış hatta sevmiştim desem pek de yanlış düşünmüş olmamalıyım.Sen düşünsene o koca kafanın içinde kaç defa doğru şeyi yaptın ve kaç kez pişman lık yaşadın .Yaşantılara saygılıyım ama şerefsiz o kada r çok yaşamla tanıştım ki benliklere sahip çıkamaz hale gelip kendimizi saygısızlığa doğru iterek hitap anlayışımızı düşünen koca kafalara uyar biçime sokmuştuk. Kendimizi yasak aşklara alıştırmaya başlamış. Daha da ötesi onları sahiplenip evlatlarımız gibi kalplere zincirlemeyi ve sımsıkı kelepçelemeyi de unutmamışız . İsyanları mermi olarak kullanmaya ve zincir,kelepçeleri aynı mermilerle kilometrelerce uzaklıktan havanın sisli olduğu bir günde vurmaya çalışmışız .Ben ve kalbim ilk defa bu kadar uzun süre mahsur kalmaya yeltendik o uzun asfalt yollarının en alçak virajında... Daha önce sıradışılığın kendisine vermiş olduğu zarardan dolayı kendisine şerefsizlik ünvanı koyan yaşamalardan bahsetmiştim ya hepsini unutun. Ve sizleri mahsur bırakacak bir hata yaparak bir kaç şeyden bahsedeceğim.Tabi bu bahsedilenlere ünvanı siz koyup ondan sonra kaldığınız bu mahsur durumdan kendinizi sade ce kurtarmak isteyeceksiniz. Aşkla şaka olmaz demesine fırsat bırakmadan yanına yanaşan kızın endamına aldırış etmeden kar şındaki sözcüklere ayak uydurmaya çalışır gibi hareket ediyordu.Kızın endamına aldırış etmemesine rağmen içinden aşkla şaka olmaz diye bağırmak istiyordu. Zaten bağırmazsa karşısındakinin sevgilisini de kabul ediyo rmuş gibi gözükecekti.Açıklamama gerek yok sanırım endama sahip kızın bir erkek arkadaşı vardı. Peki kız hala niye aşkla oyun oynuyordu? Niye erkek arkadaşı olmasına rağmen başka bir erkeğe yani bana ni aşkını itiraf etsin ki...Ben aşık değildim.Beni aşık etmeye zorlamışlardı. Hala da aşık değilim... Bana yakın davranmaya başlıyor ve benden daha da fazlasın ı istiyordu . Aşık olmamı ve ona sahip Çıkarak onu zor durumdan çekip çıkartıp benim şeref dışı ünvanı takmamı istiyordu. Zaman ile yarışa giriş irken onun nasıl bir endama sahip olduğunu anlıyor ve kendimi toparlamaya çalışarak onun yardıma ihtiyacı olduğu nu belli ediyordum.Peki ben ne yaptım.Zamanın ikimize de iyi geleceğini ona söyleyerek hem ona hem de bana zarar vermiştim.Aslında zamanın ötesinde yaşanılmış gibi başkalarına aktarılan bu anlatılanlar gerçekten herkesin kendi benliğinde meydana gelen sıradışı bir alıntıdır. Bu alıntılar kimsenin yaşamak istemeyeceği fakat her insanın bir anlık olarak aklından geçirip tiksindiği bir alıntıdır.Bazıları bu üç beş cümleyi alır ken disi kullanmış gibi gururlanır benim gibi bazısı ise sadece bir anlık anar ve diğer bir düşünceye kucak açar. Aşkla şaka olmaz .Evet ,bana bir şaka yaptılar ve acı çekmiyorum. Hata nerede diye düşünüyordum. Çünkü kurtarmaya çalışırken mahsur kalmış ve kurtarılmayı beklemeye başlamıştım.Hala bana aşık olduğunu söylüyor ve daha da fazla inanmaya başlıyordum.Erkek arkadaşının artık onu aramadığını ve herşeyin bittiğini bana haykırıyor du. Ben bu kadar saf olmamalı yada aşkla şaka olmaz diye haykırıp endamın sana yaklaştığı anda herşeyi bitirme liydim.Veya umut vermeyi kesip yasak aşkı bende deneyen o insanla tüm arkadaşlığımı yok mu etsem daha mı mutlu o lacaktım. Hala mahsurdum ve istemesem de beni kendine hapsetmişti.Kurtuluş yolu arıyor ve çarelerin daha da ger erçekçi olması için elimden geleni yapıyordum.Üzmek istemiyordum fakat üzüntüyü en soğuk odalarda yaşıyordum. Kimsenin aşkını katletmedim.Bana günden güne aşık olduğunu hissettirerek kendi aşkını katlediyor du.Ve arada erkek arkadışının arayıp onu rahatsız etmeye başladığını bana söyleyip sanki çözümü ikimizin araması gerektiği gibi söylenmek istiyor bana bunu belli etmeye çalışıyordu. Hareketlerini değişmeye başladığını farkederek ona sorular sormaya çalışıyorum sanki benden uzaklaşmaya başlıyordu.Benden uzaklaşması beni sevindirse de bir yandan da arkadaşlığımın devam etmesi için ona yardım etmek istiyordum.Acı çekmeye başladığım o saatlere bir daha bakıyorum... O günkü telefon konuşmasını nasıl unutabilirdim. Bana erkek arkadaşının onu başkasıyla aldattığını söylemişti.Ne demeliyim yada kime başvurmalıydım bilmiyordum.Bilmek istediğim bir şey vardı.Ben onun için hangi sıfat altındaydım.Ya onun her derdine çare bulmaya çalışan yakın bir arkadaşı yada beni maşa olarak kullanıp eski aşkından kurtulmak için bulduğu diğer bir erkek arkadaş. Ve o günkü konuşmadan sonra sanki ben onun için daha da fazla değer kazanmaya başlamıştım fakat ben düşüncelerimi toparladığımda o benim için sadece değer kaybetmek üzere olan birisi olarak hafızamda yer etmeye başlıyordu.Onun için aşık olunabilecek biri değilmişim.Ona yardım edilmesi gerekiyordu. Ve benden ona aşık olmamı istedi.Rolümü iyi oynadığıma inanıyorum üzgün olduğum konusunda kimsenin bir bildiği ol duğunu sanmıyorum. Benimle dolaşırken bile aldanışın onu çok kötü etkilediğini anlamıştım.Ve belliydi eski erkek arkadaşı onu ne kadar aldatsa da şu anda o da başkasıyla yani benimle aldatıyordu. Ne kadar yanımda olsa da son günlerde erkek arkadaşıyla arasının düzelmeye başladığını anlamıştım.Peki ben ne yapmalıyım onun diğer erkek arkadaşı da bendim ama ben kendimi onun erkek arkadaşı olarak görmüyordum.Yani ben zor durumda olmamalıyım.Ama kendimi hala mahsur olarak nitelendiriyorum. İşte beklenen an geldi yine bir telefon konuşması ve ben yine istemeyerek ortasında kaldığım bir yaşam yüzünden acı çekmeye başlamış ve nefret ile tanışmıştım.Telefon konuşmasında kızın ağzından düşen bir kaç cümle : ''Yarın erkek arkadaşım geliyor ve devam etmemeliyiz.''ilk başta böyle bir yaşamdan sıyrıldığım için mutlu oldum ve acı çekmekten kurtulduğumu zannettim.Fakat sonra... Sonraki düşüncelerim pek de iç açıcı değil ... Ben aldanmayı kimseye öğretmedim beni yasak aşkın içine çıra olarak attılar .Endama sahip olduğunu söyleyen kız ise şu anda eski erkek arkadaşıyla yeni bir aşk yaşıyordu.Meğer maşa olarak kullanılmak insana acı veriyormuş ve herhangi bir kağıt gibi kenara buruşturu lup atılmak kendi kendimi gerçekten mahsur bırakmaya zorlamıştı.Bana yasak aşkın tadına baktıranlar bun dan sonra onları her görüşümde kulağımda beliren iki sesle anlam kazanacaktı:''kurtarmaya geliyorlar.'' Geçekten de kurtarmaya geliyorlardı.Sana yasak aşkı tattıranları her izleyişinde, görüşünde ve kin tuttuğunu öğrendiğin her saniye seni kurtarmaya geleceklerdi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SERDAR TAHTALI, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |