Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
— ara sıra — Bana da bir tane yazar mısın? — olur, bir ara yazarım — Hayır, hayır şimdi istiyorum ben — şimdi mi? — evet, şimdi, şu an bir şiir dinlemeye çok ihtiyacım var — oldu. Nasıl olsun — şöyle gün batımını falan hatırlatsın, kuşlar falan olsun, sevgililer falan işte — Aşk falanda katalım mı içine — Ne bileyim o kadarını da sen düşün — sen aklını mı yitirdin, ciddi ciddi bir de şiir ısmarlıyor ya, yemek mi söylüyon sen — ne yani — ne yanisi, şiir öyle istendiğinde yazılır mı, hem nerde gördün ısmarlama özelliklerle şiir yazıldığını — Yani yazamam diyorsun — hayır, ne alakası var — bırak şimdi canım, yaza bilen adam her halükarda yazar, nasıl şairsin sen — Benim öyle bir iddiam yok, ne şairim ne de biri istedi diye o an şiir yazabilirim. — Aman be tamam, kırk yılda bir şey istedik. — Şey değil şiir — Üff anladık ya ukalalıkta da üstüne yok. Sevgilim yetmiyordu bir de sen başladın. — O kadar benziyoruz yani — Yok, be o şiirden falan hiç anlamaz, Onun işi gücü arabesk şarkılar, birde halı saha maçları. — Olacak o kadar ne yapsın çocuk — Niye, bir gün güzel bir yerde oturup güneşin batışını seyrederken, Elimi tutup bana bir iki dörtlük okusa ya.! , hani şey gibi — Ney gibi — Şey gibi işte ya, hani beraber geçirdiğimiz zamanlar gibi — Sen herkesi ben mi zannediyorsun — Keşke herkes sen ol… Keşke herkes sen olsaydı, Belki bu zindan şehirde bile duyardım çocuk seslerini Gün batımlarına tekrar tekrar âşık olurdum, Tutardım ellerinden, sen olan başkasının Tükenmeyen umutlarıma koşardım… Bir yağmur sonrası, yalın ayak Bağırarak, gülerek, düşene kadar koşarak Çimlerin üstünde Ve sonra dizlerinin üstünde eski hikâyeler dinlerim. Yeniden o soğuk, gurbet akşamında Montunu atıp omuzlarıma Isıtırdın, üşüyen, ürkek yüreğimi Ve sarardım kollarımı sana Sanki hiç çözülmeyecekmiş gibi Serçe çığlıklarıyla açardık gözlerimizi sabahlara Uzaklara dalıp sigara içişini seyrederdim sonra Sonra canım deyip beni alnımdan öpmeni beklerdim Sonra ben hep bekledim Bekledim Biten cümleler hiç özletmedi, için de sen geçenler hariç… Keşke herkes sen olsaydı…. — Pardon ya, bizimki geldi de kapıya bakmaya gitmiştim, bir şey söyledin mi sonra — Yoo. — Eee ne diyordun en son, nerde kalmıştık? — Hiç gitmediğimiz yerde kalmıştık, hiç gidemediğimiz yerde… lacivert...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © tuncer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |