Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Meğer değilmiş. Her derde devaymış. Ayvalık’ın Sarımsaklı beldesinde “Şeytan Sofrası” diye bir yer var. Burası, bölgenin en yüksek ve çevreye en hâkim tepesi. O tepeye çıktığınızda irili ufaklı onlarca ada, Ayvalık’ın yanı sıra Balıkesir, Çanakkale ve İzmir’e bağlı birçok ilçe, belde ve köyü görmeniz mümkün. Hatta Midilli ve diğer Yunan adaları da ayaklarınızın altında… Tepenin en alıcı yanı, güneş batımının, yeryüzünde görülebilecek en mükemmel biçimiyle izlenebilmesi… Neyse. Şeytan Sofrası’nın en önemli özelliği ise, tepede şeytanın ayak izinin olması. Şeytanın boyu ne kadardır, ağırlığı, şekli nasıldır bilmem ama, temsili ayak izi 80–90 numara var. Bu ayak izinin olduğu bölüm, demir bir parmaklık içine alınmış. Yerli-yabancı herkes, bu bölüme bozuk para atıyor, çaput bağlayıp, dilek tutuyor. Yörede söylendiğine göre, şeytanın diğer ayağının izi Kazdağı’nda bir yerlerdeymiş. Yani 80–90 numara ayakkabı giyen bir yaratığın, adım boyu 50–60 kilometre… Evet, her gün binlerce kişi şeytanın ayak izinin bulunduğu yere para atıp, çaput bağlayıp dilekte bulunuyor. Yani bugüne kadar şeyhlerin, ermiş sayılanların, efsane isimlerin türbelerine çaput bağlanıp dilek tutulmasını çokça görmüştük de, şeytandan çocuk sahibi olmak, sınavda başarılı olmak, zengin olmak, hastalıklardan kurtulmak gibi dileklerde bulunulduğuna pek rastlamamıştık. Hani şeytan, Allah’ın lanetleyip cennetten kovduğu bir yaratıktı. Hani şeytan, insanın içine girip yanlış yollara sevk ederdi. Hani, insan şeytana uyunca, olmadık hatalar yapardı. Demek ki, insan çaresiz kalırsa, sorunları çözecek bilgi, azim ve yeteneklere sahip olmazsa, şeytandan da medet umuyor, cinden de… Hayatın her alanında da öyle yapmıyor muyuz? Olumsuzluğu, art niyeti, fitneciliği tescillenmiş kişilere, yeniden “çare” diye sarılmıyor muyuz? Geçmişte yaptığı yanlışları, hataları unutmuş görünüp, yeniden “umut” diye sunulmasına tanık olmuyor muyuz? Siyasette, ticarette, bürokraside ve basında çoğu zaman şeytandan medet ummuyor muyuz?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Atılgan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |