İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal |
|
||||||||||
|
Her zaman olduğu gibi genç kadın aynada sadece gözleriyle buluştu ve içindeki çıkmazları kendi kendine süslemeden, çırılçıplak itiraf etti... Mutsuzum... Evet bu kelimeyi daha ne kadar telaffuz edecekti kimbilir? 1 gün daha? 1 ay? yoksa 1 yıl mı?... Bunları düşünmek bile içli bir nefes almasına yetti de arttı bile. Geçen ay yaşadığı günleri düşledi tek tek, düşleri bittiğinde aynaya baktı ve yüzündeki tebessümle göz göze gelince bir suçlu gibi irkildi birden.Sonra düşlere devam kararı verdi, biraz ürkek biraz heyecanla... Hep bir sevgili düşlemişti genç kadın yaşamı boyunca. Kendi dünyasında, kendi ekseninde küçük adımlar atmaktan, korkularına yenik düşmekten yorulmuştu artık... Monotonluk ona göre değildi heyecan gerekliydi bir parça. Sabahları arşınlayan geceler, küt küt atan bir kalp, şiirlerle sabahlamak, arada bir saçmalamak, kocaman gözbebekleri, terli bir ten, ıslak dudaklar, nemli saçlar, buram buram lavanta kokan çarşaflar ve bitmek tükenmek bilmeyen en koyu, en deli, en mavi aşklar... "Evet"... diye bağırdı heyecanla ve nefes nefese... Ve sonra "hey kendine gel!"... diye gülümsedi mahçup bir edayla, iki yanağına yayılan çarpıcı gamzeler de eşlik etti genç kadına... Yavaş ama emin adımlarla yatağına süzülüverdi, uzanarak baş ucundaki kırmızı mumu yaktı, artık geceye sadece mum ışığı ve kadının şarkıları eşlik ediyordu... Hareketli ve neşeli parçalarla başlayan gece, bir zaman sonra yerini hüzünlü parçalara bıraktı ve bu zaman dilimlerini süsleyen tek şey, elma yanaklardan süzülen, inci tanesi göz yaşlarıydı... Kapanmak üzere olan gözleri tekrar canlandırmaya çalıştı gece bıyunca genç kadın. "Hayır!" diyordu bu sefer. "Hayır uyku yok bu gece, sadece düşler var"... Ama olmadı işte, yine yenildi genç kadın düşlerine... Sımsıcak, pırıl pırıl duygularını yastık altı yaptı, gözlerini kapadı, elini uzattı, uzattı ki; düşlediği sevgili belki gelip tutar diye... İlerleyen saatlerde uzattığı elinde sanki bir sıcaklık hissetti genç kadın. Heyecan ve ürpertiyle gözlerini açtı; mum çoktan sönmüş ve geceye karışmıştı... Sönmeyen tek şey, hayal ve umutlarıydı ve son kez haykırdı... "Mutluyum artık!" ... Gece bitti, mum söndü ve hayaldeki sevgili bir daha gitmemek üzere genç kadının rüya alemine girdi... Artık yapılacak tek şey; sevgiliyi sımsıkı sarmalamaktı...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © müge eralp kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |