Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France |
|
||||||||||
|
Ben bir gazeteciyim. Eğer bir gazeteciyseniz, belli bir işiniz yok demektir. Gazetecilik bir iş değil mi? diye soranlar olabilir. Tabiki bu anlamda demiyorum. Gazetecilik bir iştir. Ancak ben belirli bir işten ve belirli bir mekandan bahsediyorum. Yani mesela bir İETT şoförünün işi bellidir. Sabah kalkar otobüse biner ve sabahtan akşama kadar belli bir güzergahta yolcu taşır. Ama gazetecinin işi bu kadar yeknesak değildir. Gaüzeteci her zaman her türlü işi yapan kişidir. Hatta bazıları abartıyor ve patronu adına iş takipleri falan da yapıyorlar. Şantajlar vesaire gibi kirli işlere el atanlar falan var. Tabiki biz bunları yapmıyoruz. En azından ben kendi adıma yapmıyorum. Zaten ben hatt-ı zatında bir yazar değil bir muhabirim. Gazeteme daha küçük çaplı haberler yazıyorum. Bazı günler öyle sıkıcı geçerki gazetede, bazı zamanlarda öyle yoğundur adeta bunalır insan. Tabi bu yoğunluğun yanında çok iyi tarafları yok değil gazeteciliğin. Mesela gazeteciyin dediğiniz zaman bütün kapılar sizin önünüzde açılıverir. Bir zaman size tepeden bakan insanlar bir anda size beyli, hanımlı konuşmaya başlarlar ve hizmette kusur etmezler. O kocaman kocaman para babaları önünüzde önlerini ilikler ve ayağa kalkarlar. Bunların hepsi o kimliğin, yani gazeteci kimliğinin avantajlarıdır. Bir diğer yönü ise sürekli değişik etkinlikler dolayısıyla mdeğişik yerleri görme imkanıdır. Değişik şirketler, belediyeler, siyasi partiler vb kurum ve kuruluşlar bir faaliyette bulunur ve sizi de bütün masraflarınızı karşılayarak, yanlarında götürürler. Güzel yerler görür, güzel yemekler yer, güzel otellerde konaklarsınız. Belki daha önce görmediğiniz pek çok yeri bu mesleğe başladıktan sonra görürsünüz. Mesela ben bu mesleğe başlayalı, profesyonel anlamda yaklaşık 5 ay oldu. Bu dönem zarfında Kocaeli, Sakarya, Çanakkale, Tekirdağ, Erzurum, Diyarbakır, Batman ve Siirt?e gittim. Bu şehirlerin gerçi çoğunu daha önce görme fırsatım olmuştu ama yeniden görmekte insana birşey kaybettirmiyor. Daha yakın bir zamanda Diyarbakır, Batman ve Siirt?e gittim. 2001 yılında da Siirt hariç bu şehirlere gitmiştim. Ancak bu kadar gezme fırsatım olmamıştı. Mesela Balabani otelinde kalmamıştım. Diyarbakır?ın en güzel yerinde bulunan ve Akkoyulular zamanından kalma Gazi Köşkü?nü görmemiştim. Ofis denen ve Diyarbakır?ın en merkezi yeri olan noktasında bir akşam çay içip arkadaşlarımla tavla oynamamıştı. Siirt?i zaten yeni görüyorum.... Bu benim için gerçekten çok önemli diye düşünüyorum. Mesela Siirt?in ilçesi Tillo?yu görmek çok önemliydi. Yani insanlar dışarıdan baktıkları zaman ilçe denince muhayyilelerinde büyük bir yer tahayyül ederler. Ancak Tillo?ya gittiğiniz vakit buranın terkedilmiş bir köyden başka bir şey olmadığını görürsünüz. Ancak bunun yanında Tillo?nun bir tarihi abideler merkezi olduğunu da görürsünüz. Bir çok kişiye Erzurumlu İbrahim Hakkı?nın mezarı nerede diye bir soru sorulsa, herhalde Erzurum cevabını verir. Ancak Erzurumlu İbrahim Hakkı?nın mezarı Tillo?da. Fakirullah Hazretlerinden ders almak için Tilloya gelmiş İbrahim Hakkı. Ben İbrahim Hakkı?nın sadece dini ilimlerde kendini yetiştirmiş bir kişi olduğunu zannediyordum. Bu gezi sonrasında bunun bu bilgimin eksik olduğunu da gördüm. İbrahim Hakkı, sadece dini ilimlerde değil, pozitif ilimlerde de büyük bir bilginmiş. Bunu nereden anladığım yolunda bir sual sorulabilir. Hemen anlatayım. İbrahim Hakkı, hocası Fakirullah Hazretleri vefat edince ona bir türbe yapmış. Bu türbe tam bir ilim gerektiriyor. İbrahi Hakkı Tillo?nun doğu ucunda bir dağın tepesine bir sistem kurmuş. Bu sistemle 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde ilk doğan güneşi hocası Fakirullah Hazretleri?nin Türbesinin üzerine düşürmeyi başarmış. Türbe 1960 yılında restorasyondan geçirilmiş. Bu restorasyon çalışmasında bu düzenek bozulmuş ve yeniden yapılamamış. Türkiye?den ve dünyanın değişik yerlerinden bu sistemi incelemek için bir çok bilim adamı gelmiş ve yeniden güneşi Fakirullah Hazretlerinin türbesine doğmasını sağlayamamış. Mihmandarımızın anlattığına göre, Tilloya gelip bir çok fizikçi bu sisteme kafa yormuş ancak çözememiş. Belki o adam kendi memleketini öğüyor diyeceksiniz. Ancak bu adam da bir bilim adamıydı. İbrahim Hakkı?nın karşı dağda yaptığı duvar hala oracıkta duruyor. Neyse diyeceğim gazeteciliğin böyle büyük avantajları da bulunuyor. Tabiki diğer kötü veya olumsuz taraflarını diyelim görmezseniz eğer yapılabilir. Ama böyle gezilerde eğer haber de yazdıracaksanız bir çok imkansızlıkla ve sorunla da karşılaşmanız muhtemeldir. Böyle durumlarda da bir kaç yaş yaşlanırsınız. Geçenlerde bir araştırma sonucu yayınlandı. Bu araştırma sonucuna göre en çok sigara içen meslek grubunun gezeteciler olduğu ortaya çıkmış. Gerçi ben bir gazeteci olarak sigara içmiyorum ama... Bu durum oranı düşürmüyor. Belki ilerleyen zaman da bende başlayabilirim. Tabiki şimdilik böyle bir niyetim bulunmuyor. Bu anket sonucunda gazetecilerin ilk sırada yeralmalarının en önemli nedeni iş sitresinin bu meslekte yüksek olmasıdır. Hele bizim ülkemizde, doğru dürüst sendikalaşmanın olmadığı, gazetecilerin çoğunun toplumsal anlamda değil de kendi kurumlarında hak ettikleri değeri almamaları çalışma şartlarını daha da zorlaştırmaktadır. Ama yine de ben bugün iyiki gazeteci olmuşum diyorum... Ama bazen keşke öğretmen olsaydım dediğim de olmuyor değil..... Ahmet Bekir TURAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © a.bekir turan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |