Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Ama işte böyledir hayat. Şimdi masamın üzerindeki fotoğraflara bakıyordum da aklıma nedense sevdiklerimin bıraktığı o ilk boşluğu hissedişim geliyor. Sonuçta nedir yaşamın gerekçesi?... Hayat bazen yürekten vuruyor insanı; hiç beklenilmeyen bir an’da… Bazı anlarda yaşama gücü bulamıyor insan... Öylece oturmuş, kalakalmışken bugüne kadar yaşadığım acı-tatlı tüm an’lar gözlerimin önüne geliyor. Ben hayata biraz kırıkça tutunanlardanım; her an vazgeçmeye hazır olanlardan. Ama yine de her şeye rağmen tutunduğum zamanlarda da tutunanlardan. Belki bunca didinme, bunca emek, bu koşuşturmaca hep bu hayata kırıkça tutunmama karşı kendimin kendime açtığı bir meydan savaşı. Biraz kırık da olsa hep o “tutunma” telaşı. Çünkü bazen yaşamın kendisi ölümle denk olabiliyor. İplerini elinde tutamadığımız “hayat” denilen bir garip yarışın içinde savrulurken başka hayatları da tanıyıp, kırılabiliyor insan. Bir anda kendini böyle derin düşüncelerde bulabiliyor insan. Çaresizlikten belki… Belki de biraz yoğunlaşan özlemlerden… Ama işte böyledir hayat. Hayat oyununu oynar bize... Kimi zaman kendinizi sarılıp sarmalanmış hissedebilirsiniz; eliniz kolunuz bağlanabiliyor. Bunu bilirsiniz; ama bilmek demek, kabul etmek midir? Ama işte böyledir hayat. Bazı anlarda bir boşluğa düşer gibi hissedebiliyor insan kendini; en büyük korkusu bir yandan da o boşluğa düşmek oysa. Çünkü o boşluğun derinliklerinde gördüğü kendi yansıması. Sonra? Sonra kendini oraya bırakırken buluyor. Sonu olmayan bir boşluk, bir hiçlik. Bazen ayakta durabilmek o kadar zor ki. O boşluğun derinliklerine düşüvermek daha kolay. Ama işte böyledir hayat. Onca insan, onca para, onca hırs, onca çapsızlık belki de kimilerinin hayatına ayrı bir anlam katıyor, oysa o derinliklerde varılan nokta hep aynı. Sonuçta boylu boyunca uzanılan toprak altı. Hepsi o kadar…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Özkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |