..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilen sever. -Leonardo da Vinci
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > kuzey darıcı




13 Mayıs 2005
Bedenim Beyrut, Kalbim İstanbul (Bölüm 3 )  
kalbim istanbul

kuzey darıcı


"ve seni görüyorum yine yumuşuyor adiliğin ve uçmazlığın ben bakınca, yumuşuyor insana uyuşmazlığım sert kayada , ...


:BIGE:
istanbul varsa muhakkak birkaç ölü kuş,
akıl hastası birkaç sevgili,
figüranlar , oyunbozanlar ...

niye sevdimki seni tüm aldatmalarına rağmen, özledim falan, iyisin diye mi yada beni çok sevdin diye ?
bilmem hangi kırda hangi hayvan koşarmış otların arasında, bir yağmur düşermiş burnuna, kulağına bir çınlama tınısı, bunu kendisinden başka kimseye anlatamayacak kadar korurmuş, onu içinde tutar her gördüğü doğa olayıyla özdeşleştirir herhangi bir zamana adarmış, kalbinin kendine ayırdığı yanlarını bile... çünkü erkekmiş,

"istanbul varsa ,
kötüyüm der gibi bakarsın her iki anlamda da
ki izotoptur bu anlamlar tüm atomlara,"

biz öyle önemsedik ki içimizde sevgiyi , ben her ihanetinde yaşadığın kentin kahrolmasını istedim, sen her ayrılışımda senden, gebermemi diledin, ben birkaç ölüm vakkası ve istanbul sinekok patlamalarını yaşadığından olsa gerek tanrı farketmiş olmalı kötü duaların yerini bulduğunu, her ayrılıkta totemi çalınmış kabile gibi dört yana dağıldık...

"istanbul varsa çiçekler savaşır.
kürtaja hasret çocukların ,
inadına doğumlarının arasında,,,"

"sen yine çağırdın
ben yine geldim,
nefretle geldim ama
intikamla çıktım yola
bu halimle çoktum sana ,,,"

"istanbul varsa sen orda yaşıyorsundur
muhakkak ben uğrarım oraya"

"ayrık hatıranın yansıması"
sabah sakladı "istiklal" , tüm bir gece önceki deliliklerini , güneşin aile yüzlerine.
hala ayakta , açım "yaşamak lazım canım" simit almalı, bir gece önceki alkol buhranlarını unutup taşın dibinde seyre dalmalı günü belki ızdıraplı ve entel bir baykuş edasında.
beşte te orospular bile evinin yolunu tutar , ya da bir taksiyle yalnız yataklarına kaçar ,
pavyon bekçileri , çöpleri döken komiler, hayallerindeki itfaiyecinin kılığına bürünmüş çöpçüler...
uykularını ekmek parasına bölen simitçiler ve ben ; yeni sahipleriyizdir saat altıbuçuğun.

kara bıyıklılardan birini kollamaya devam eden göz, senden bir önceki müşterinin dokunduğu, yatağından en yeni uyanıp babasının tekkesinde yol alan simidi kapacak.
kara bıyıklı baba geçiyor müşterilerimin süzme bakışlarına hayret karışıyor,
uzaktan durdurdum onu trafik polisi el işaretiyle,
ceplerimi sokarak elimi , hala hareket halinde olmakla olmamak arasındayım
durdum, çünkü param yok , satın alma yeteneğim eksik , açlıkla donatılı ,
bu sırada mavi bir yansıma parladı simit arabasının camında,
-bekle içeriden para almalıyım herşey lanetlenmeden derken ,
yönümü sırtımın sahiplendiği alana dönerken, yansımanın sahibi kara bıyıklıya bir şeyler söyledi
geriye hareketim hızlandı yere yamulan bir güvercin kanadı gibi ,
bunları yaparken canlılar hala soluk almaya devam ediyordu
elimi kağıtların ve madenlerin şekil değiştirdiği kasaya soktum,
içinde sadece kağıt olanlardan vardı
aldım yeterince, döndüm tekrar yönümü kara babaya.
mavi ışık canlanmıştı , bir insan olmuştu yazık, simitçiye ne dediyse ardından iki adım geriledi ben varınca oraya ??? ??? ??? ???
-dayı bi simit versene
-abi banada simit alır mısın ?
20 yaşları, senin yaşın , gzbebekleri benzerin , acı , fenalık ...
bu ne biçim iş , hangi ceza ...

-abi bana simit alırmısın
çok ciddi bir utangaçlıkla söylüyor bunu ve ben herhangi bir kızın deli, yarım deli bile olsa acıkabildiğini anlıyorum, intikamın ateşli çemberinden bakan yüzüme saçlarının her teli sivri birer matkap olup giriyor, zaten ben nefretin bana yansıyacak tarafını da göze almıştım bu yitiklerin savaşında ama böylesi değil, bu ağır bana da ...


"ve seni görüyorum yine
yumuşuyor adiliğin ve uçmazlığın ben bakınca,
yumuşuyor insana uyuşmazlığım sert kayada ,
elinin dikenleri soluyor bilinen bir maceranın bizim anlamadığımız yerinde
birden bana her sabah tost getiren küçük kadın oluyorsun
ve benimiletkenlerim aç , aslında tek sana ."

yüzümü anıların klozetinden çıkarıyorum
ve istanbullu mavi sokak kızıylayım tekrar

-abi bana kızmıyorsun değil mi
-yok , hayır

gözlerim ister istemez tanrıda
koşa koşa uzaklaşıyor
yönlerin en kuzeyinin gördüğü muhteşem yalpa,

şimdi daha acıyım ve dünya gömleğimi gitgide daraltıyor, belki bu durumda bu haldesin kimbilir nerde , sana aparkatı çaktıktan son bir kez baktım yavaş yavaş kalkmaya çalışıyordun sonrasını bilmiyorum ve tanıdıklar söyledi o artık oynamıyor diye ... evini herkes terketmiş , doktorlar iyice ilerlediğini söylemiş aklında şeytanların, ee kim saldı onları oraya daha bebeklerken ...

neyse
koşup gitti istiklalin mavi kızı sevinçle
ben hala gölgelere hayat vermeye çalışıyorum ...























.Eleştiriler & Yorumlar

:: Samanın alevi
Gönderen: nida / İstanbul/Türkiye
27 Mayıs 2005
tüter de alev almaz.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bedenim Beyrut , Kalbim İstanbul , Bölüm 2
Bedenim Beyrut , Kalbim İstanbul Bölüm 1
Sap - Tema

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Anlamak mı , Ne Kadar Komik!
Koza
Acıları Açmak İçin Özel Anahtar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dilim Sürçtü Dudağına [Şiir]
Enpatik Halimin Yarım Kalmış Mucizevi Tarafsızlığı [Şiir]
Sis - Trio [Şiir]
Cehennemde Kal Lütfen [Şiir]
İdama Beş Kala Sanığın Söyledikjleri (1) [Şiir]
Orada [Şiir]
İğne San [Şiir]
Parça Tesirli Dinsel Kriz [Şiir]
Kimlik [Şiir]
Dilkir [Şiir]


kuzey darıcı kimdir?

düş ya da gerçek ayrımını yapamadığım bu dengesizlikler trajedisinde; sanığım sadece. bu uzun yargılama döneminde, sona yaklaştığımı hissettiğim için uyuşturulmadan önce, birkaç şey anlatarak yükün küçük bir kısmını sizin omuzlarınıza yıkmak tek amacım.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © kuzey darıcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.