Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Türlü ideolojiler var mesela. Temelde düzgün, her biri kendi içerisinde gayet anlamlı -işte esas mesele bu- akımlar keşfetmiş insanoğlu bugüne kadar. Hepsi de kendi içerisinde tutmuş. Doğduğu coğrafyada başarılı olmuş ve ülke insanının refahını sağlamış bir ölçüde. Yalnız, bazen bu akımlar, bizde de tutturulmaya çalışılıyor. Ayrı toprağın, ayrı dillerin insanlarına uydurulmaya çalışılıyor. Tamam, hepimiz insanız. Adem'le Havva'dır atamız; ama bunlar çoğalmışlar, farklı coğrafyalara dağılmışlar. Farklı inançları olmuş zamanında. Örneğin; kimi ineğe tapmış, kimi sokmamış kendi dinine diğer insanları. Kendi davranışlarını tekrar etmeyeni "gavur" saymış.... Yani hepsini dileği, öğretisi farklı olmuş... "İnsanlar birer makinadır.'Ruh' diye birşey yoktur. İnsanların kendilerini tatmin etmek, birbirlerini korkutmak adına uydurdukları birşeydir Tanrı." demiş 1800'lü yıllarda bir adamcağız(!) Yıl 2005. Bilimadamları; "Bilimin açıklayamadığı, tarif edilemez şeyler var. İlk insanın ortaya çıkışı bilim adına bir sırdır." diyor. Oysa ki günümüzden bilmem kaç yıl öncesinde, Kopernik'in Dünya hareketi teorisine inanan adamın söyledikleri bu bilimadamının söylediklerinden daha fazla tutuluyor... "İnsanoğlu kendi düzenini oturtmak, kendisine karşı gelecekleri yok etmek için birtakım kavramlar uydurmuştur. İlkel insan buna inanmıştır. Oysa günümüzde herşeyi kendi modelimize uygun tasarladığımıza göre, bunlara ihtiyaç kalmamıştır" diyen Ortaçağ karanlığından çıkmış bir adamın söylediklerine inandırılmaya çalışılıyor gençlik... Şurası bir gerçek ki; dünyada yaratılmış en mükemmel varlık insan. Bu da düşünebilmesinden çıkarılabilir. Her çağda uyutulmaya, uyuşturulmaya çalışılıyor. "Sen otur ben düşünürüm" mantığı olmuş bugüne kadar. Bu, kimi zaman parayla; kimi zaman dogmatik dinle yapılmış. Günümüz gençliğini uyutmak için başka şeyler kullanıyorlar artık.. Uyuşturucu bunun maddesel olanı. "Sen otur ben düşünürüm" mantığını çoktan çürütülmüş felsefi düşüncelerle yayıyorlar artık. Gençlerin, gözüne sokmaya çalıştıkları markalar yine bir başka maddesel olanı. Benim sözünü ettiğim, inanılmaz derecede saçma ve gereksiz konuşan adamların sözlerine inanan gençlik. Dedik ya başta, her biri kendi çağını yakalamış, ülke refahını sağlamış siyasi, felsefi, ideoljik düşünceler bunlar... Şu aşamada; marka, para, şöhret düşkünü "Ya popçu ya topçu" felsefesini(!) ilke edinmiş bir gençlik, bir de buna karşı çıkmak isteyen; "okumak, düşünmek harekete geçmek, ülke için, vatan için birşeyler yapmak" görüşünü temel alan başka tür gençlik çıkıyor karşımıza... Başlangıçta iki tür de zararsız. Daha doğrusu bize öyle geliyor. Hani "delkanlıdır neticede" filan diyoruz. Oysa kazın ayağı hiç de öyle değil. Popüler kültüre kendi kuşağını kaptırmamaya çalışan ikinci tür gençlik, kendini başka bir yanlış kültüre kaptırıyor.... Neticede "okumak" kötü değildir öyle ya? "Çocuğum oku da yanlış okuma!" diyesi geliyor insanın. Bu gençlik çok kaptırıyor kendini okuduğuna.Okuduklarına hiçbir katkı yapmadan körü körüne inanıyor.. Hani, herşeyi var da 'sevgi'si yok bu gençliğin. Bir boşlukta sanki. Zaten biliyoruz(!) Herşeyin ailede başladığını. Uyuşturucunun, silahın, sokağın içine düşen gençliği, aslında ailesinin düşürdüğünü biliyoruz(!) Şimdi işler değişti... Bir zaman çok tutulan şarkılar, markalar gibi bunların da modası geçti... ' Uyutanlar' her devirde kendini aşıyor artık. Sağını solunu soğan sarımsak hesabından ayıramayan gençlik etrafta ' Devrimciyim' diye dolaşıyor örneğin... " Komünist" olmak moda oluyor ya da. Tıpkı kırmızı ayakkabı giymek gibi... Eğer solcuysan, birşeyler okuyorsundur.Haberdarsındır ülkeden anlayışı var artık... Tabii benim bu yazdıklarımdan kimse gocunmuyor eminim. "Moda diye bunu düşünyorum " diyen birileri yok içimizde. Herkesin gerekçesi, kendi içerisinde gayet tutarlı(!) Zaten benim sözüm de size değil(!)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © irem, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |