..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > EBRU AKGÜN




7 Mart 2005
Babam...  
EBRU AKGÜN
Taşkafam bir şeyleri anlamaya görsün, paralardım ortalığı, tüm defteri kitabı yırtar alamazdım hırsımı. “Ben aptal mıyım, niye anlamıyorum?” diye ter ter tepinirdim. Bir tek sen bilirdin beni sakinleştirmenin yolunu...


:CHCG:
Seni düşününce aklıma bölük pörçük hatıralar üşüşüyor. Çocuk hafızamda kimi hiç silinmemecesine kazınmış, kimi sisli. Bana attığın tokadı hatırlayınca gözlerim doluyor. Dünyada hiçbir tokat bu kadar anlamlı olamazdı diye düşünüyorum. Yere çöp atmayı ne zaman aklımdan geçirsem 8 yaşındaki ağlayan kız çocuğu ve yediği tokat belirir hatıramda. Usturuplu bir şekilde cebime sokarım çöpümü, eve çöpler taşıyorum seni düşünerek. Seni yaşamama izin vermedi kader. Annem beni doğurduğunda 42 idi, sen 52. 10 yıl tanıyabildik birbirimizi. Ben her gece isyan ettim kadere seni benden bu kadar erken aldı diye, sonra kızdım, sana isyan ettim, 52 yaşında baba olmayı göze aldığın için, öyle ya sonsuza dek mi yaşayacağını umuyordun be adam! Öyle mükemmel öyle anlatılmaz bir adamdın ki benim için, inanmazsan Funda’ya sor. Bütün dilleri konuşurdun, İngilizcem herkesten iyiydi sayende, çözemeyeceğin problem yoktu, nefret ettiğim matematiği bile sevmeye başlamıştım. Deli bozuğun tekiydim. Taşkafam bir şeyleri anlamaya görsün, paralardım ortalığı, tüm defteri kitabı yırtar alamazdım hırsımı. “Ben aptal mıyım, niye anlamıyorum?” diye ter ter tepinirdim. Bir tek sen bilirdin beni sakinleştirmenin yolunu, problemi değiştirir, anlayacağım gibi anlatır, sonra da kitabı yazanlara söverdin benle birlikte. “Benim kızım dünyanın en akıllısı” derdin. Yaptığım hırçınlığın üzerine, gözyaşlarımı siler, beni gülücüğe boğardın. Bir tek sen. Anneme kalsa çoktan yemiştim zılgıtı. Şaşkın bakakalırdı herseferinde garibim. Sonra da çıkışırdı sana, “Bu kadar şımartıyorsun, sen yokken tepemize çıkıyor bu” diye. Kalp krizi, mide kanaması geçirmiştin, perhiz yapıyordun. “Ben de beyaz makarna istiyorum” diye tuttururdum, yenilecek nane değil hani, bir tek sana hayranlığımdan daha tatlı gelirdi o yağsız tuzsuz makarna. Sense anneme “Hanım bi tanecik köfte yesem” derdin. Annem izin vermezdi, otorite miydi neydi kadın. Sen mahzun boynunu bükerdin, içim giderdi o haline. Biliyorum şimdi, annemin hepimizi sevdiğinden koyduğunu o kuralları, sen de hiç karşı çıkmazdın zaten.
Bir ara sahanda yumurtaya takmıştım hani. Her okuldan gelişte isterdim. Annem evdeki yemekleri kakalamaya çalışır, “Böyle beslenilir mi, hergün hergün yumurta, gıda alman lazım” diye söylenirdi. Bense sahanın çoktan ocakta olduğuna emin hınzır gülümserdim. Sonra annemden kurtulup koşar atlardım sırtına. Beni sırtına aldığın gibi gezdirmeye başlardın evin içinde, sonra da numaracıktan divana düşüverirdin, “Hanım, kocaman olmuş bu kız, taşıyamıyorum artık ben bunu.” En son o uğursuz günden birkaç hafta önce yaşandı bu mutluluk çığlıkları evimizde. Sonrası derin sessizlik.
Senden sonra lisede patates kızartmasına taktım, annem hiç karşı çıkmadı inanır mısın? Geliş saatime hazırladı patatesimi aylarca. Senden sonra herkes sana benzemeye çalıştı. Yokluğunu doldurmak için didinip durdular. Onlar didindikçe büyüdü yokluğun.
Aylarca oturmadım kanepene, orda oturduğunu kitap okuduğunu hayal ederek, televizyon seyrettim yanındaki koltukta. Belki de oturuyordun kimbilir?
Çocukluğumda ettiğim yemine aykırı yaşıyorum.
30’uma bastım, hala çocuk doğurmayı düşünmüyorum. Ama hiç endişe etmiyorum babacım, hiç kızmıyorum artık sana. Babaların en mükemmeli hafızamda, torunun şanslı olacak biliyorum, hafızamda kalanlar ona da yeter, mükemmel bir dedesi vardı onun.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: sevginin bu kadar hası varmış
Gönderen: Nazife yücesan / Ankara/
6 Haziran 2006
Canım yazını çok beğendim şu an duygularım allak bullak oldu babamı özledim bi baba sevgisi ancak bu kadar güzel ifade edilir seni kutluyorum.

:: sağolun
Gönderen: Alparslan ZENGİN / İzmir/Türkiye
5 Haziran 2006
gözlerim doldu. söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum. sağolun. çok sağolun.

:: BELKİ BİR VESİLEDİR
Gönderen: serap zohrap / İstanbul/Türkiye
31 Mayıs 2006
SEVGİSİNİ ANLATAMAYAN O KADAR ÇOK KİŞİ VAR Kİ BELKİ YANIMIZDA OLDUĞUNDAN BUNUN FARKINA VARAMIYORUZ... ACABA HERŞEYİN DEĞERİNİ ELİMİZDEN UÇTUKTAN SONRA MI FARKETMEK ZORUNDAYIZ??? YAZINIZ GERÇEKTEN GÜZEL. BELKİ BİRİLERİNİN BİR ŞEYLERİ KAVRAMASI İÇİN VESİLE OLUR...

:: Ben de...
Gönderen: fatma nur oğul / Ankara/Türkiye
20 Haziran 2005
Ben çocuk babası falan değilim,büyük de değilim zaten ama beni de hüzünlendirdiniz sayın Ebru Akgün...

:: ...
Gönderen: Erkan Çetin / Londra/İngiltere
11 Mart 2005
Sevgli Ebru, Yazınız akıcılığından mı, gerçekçi olduğundan mı, yoksa benim de bir kız babası olmamdan mı, yoksa yoksa bunların hepsinden midir bilemiyorum ama beni duygulandırmayı başardınız... Oysa bana sorarsanız beni duygulandırabilmekle bir kalıp kaşar peynirini ağlatmak aynı derecede zor bir olaydır. Demek bazen bana sormamak gerek! Sizin de dediğiniz gibi ben de yorum yazmayı sevmem. Ancak denildiği gibi; deliye değil de delirtene bakın siz... Sevgilerle, Erkan




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sokak Kedileri
Niçin Yazıyoruz?
Taksi...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Markiz Pasajı
Seçimler ve Yaşamlar
Yoksayma...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Güvercin [Şiir]
Orhan Veli İçin... [Şiir]


EBRU AKGÜN kimdir?

Bir Ferhan Şensoy müridiyim. Yaşadığımın bilincindeyim ve bunu kanıtlamak için de kendimi bildim bileli yazmaktayım.

Etkilendiği Yazarlar:
FERHAN ŞENSOY, AZİZ NESİN, ORHAN VELİ KANIK


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © EBRU AKGÜN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.