Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine |
|
||||||||||
|
İnsanın ulaşmak gayesiyle önüne koyduğu, tarih boyu değişmemiş nihai amaç Tanrı'dır; doğa ötesinin, madde üstünün sembolü; en büyük bilinç.Gün gelip de, kavrayışını engelleyen kabuğu sıyırıp atarsa zeka, o gün Tanrı olacaktır.İnsanlık denen hikayenin baş kahramanı O'dur.Yazdığımız tarih Onunla başlar ve Onunla bitmesi tasarlanmıştır.Yarı bilinçsiz, yarı bilinçli yarattığımız bütün mitler bize O'nu vaadeder.Bedenimizden sıyrılmak koşuluyla tabi ki.Ama maalesef biz yarattığımız teknoloji ile her geçen gün daha da bağlanıyoruz fiziksel evrenimize.Yadsımamız gereken şeylere her geçen gün daha da alışıyoruz.Bu sürecin genel anlamda iki olası sonucu var.Birincisi, bizi çevreleyen doğayı yok ederek kendimizi de yok etmemiz.Ki bu olasılık gerçekleşirse savaşı kaybetmiş sayılırız.İkincisi ise, doğanın düzenini yeniden kurmak gayesiyle çılgınca bize saldırarak yaptıklarımızı mecburen gözden geçirmemize fırsat sağlaması.Bu durumda medeniyet dediğimiz şey büyük yara alır.Ama bu savaşı kazanabilmemiz için bir yol varsa o da budur. Teknoloji zekanın bir ürünüdür ve doğa ile bir arada bulunamaz.Onu kullanarak ne kadar gelişirsek gelişelim doğanın kanunlarına tabi kalmayı peşinen kabul ettiğimiz için yenilmeye mahkum oluruz.Bir gün olmazsa bir diğerinde doğa silkelenip teknoloji denen yükü sırtından atıverir.Ve ümitsizce teknolojiye bağlanan bizler de yokolma tehlikesine düşeriz aniden.Ama bunu henüz bilmiyoruz tabi ki.İnsanlık daha emekleme çağındaki bir çocuk belki de ve teknolojiden eli daha yanmadığı için deneyip yanılarak bulacak bu savaşı kazanmanın yolunu.Defalarca yıkılacak ve defalarca yanlış yolları izleyecek doğruyu bulana değin.Ve değişmeyen tek bir şey kalacak milyonlarca yıl geçse de; Tanrı miti.Orada gözümüzün önünde açılmayı bekleyen kapalı bir kutu olarak duracak özgürlük.Hemen hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da ilk aklımıza gelen cevap en doğrusu olacak.Zeka, varoluş amacının maddenin ötesinde bir yerde olduğunu her zaman bilecek, içinde kıstırıldığı bedenden kurtulmak için hep yeni yollar arayacak.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © özgür durmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |