Kitabının bir kopyasını gönderdiğin için sağol. Onu okumakla hiç zaman yitirmeyeceğim. -Moses Hadas |
|
||||||||||
|
En az bulunan şeyin en değerli şey olduğuna inandık hep..Ve bu da zaten hep daha çok istememizden; kalplerimize en güzel sözleri fısıldayan hırsın çekiciliği yüzünden oldu..Sevgiyi en yüksek kademesine koyduk bu yüzden değerli şeyler listemizin.Ve işte bu yüzden sevgimiz bile çamura, en değerli şeyler listemizin son sırasındaki iğrenç balçığa battı boğazına kadar.. Belki de Tanrı olmak istediğimiz için inandık Tanrıya.Çünkü o biz değildi ama en azından biz onu tanıyorduk.Onun suretiydik biz..Başka nasıl kurtulabilirdik sonsuzluğun ağırlığı altında ezilmekten; hiçbirşey ifade etmemekten..Kitaplarımızın son cümlesinde Tanrı olduğunu varsaydık, aynı ilk cümlesinde olduğu gibi.Ama aslında ikisinde de yalnızca ölüm var.Ölüyken dirildim...ve diriyken öleceğim.yapayalnızım kafamın içerisinde; özümde, düşüncelerimde tek bir kişi bile yok ve olamaz benden başka.Oraya soktuğum herşey ben olurlar, aynı tanrının da ben olduğu gibi.Sesler, görüntüler, yaşanmışlar, herşey...Yalnız olmadığını söyleyen kim varsa yalan söyler bu dünyada.. Yalnız geçmiş ve gelecek vardır.Birileriyle birşeyler paylaştığımız tek zaman ise sadece ve sadece "şimdi"dir..Yani hiç olmayan bir zaman aralığı.Zaman çizgisinde geçmiş ve geleceğin tam ortasında tek bir noktadan ibaret olduğu varsayılan, arada kalmışlığı yüzünden sonsuza dek küçülerek yok olmuş bir nokta..Dilimizin bizi aldattığı bir kip, bir görünüş...Zamanı anlayamayan beyinlerimizin onu günlük hayatımıza sokabilmek için uydurdukları bir kalıp...Ve dilimizdeki pek çok aldatıcı kalıp gibi değişmez bir gerçek olarak düşüncelerimizde yerini tutmuştur şimdiki zaman..Dillerinde bu tür bir ayrıma yer olmadığı için evreni farklı gören topluluklar vardır.Zaman görelidir ve biz sadece bu sebepten dolayı yalnız olmadığımız hissine kapılabiliriz.Biz sadece bu sebepten dolayı evrenin yanlış bir görüntüsüyle yüz yüze kalır ve dolayısıyla kendimiz de olduğumuzu zannettiğimiz kişi olmayız.Çünkü biz olduğumuzu varsaydığımız yerde değilizdir; yani şimdiki zamanda.Sadece soyut anlamlar barındıran ve sadece biz düşünebildiğimiz sürece değer kazanan başka bir yerlerdeyizdir aslında..Kafamızın içindeyizdir; geçmiş ve geleceğin gerçek oldukları tek yerde.Varsayılan şimdiki zamanın düşüncelerimizdeki yansımalarında...Ve işte bu farkediş anında yapayalnız kalırız..Çünkü birlikte olduğumuz herkesin de kendi içerisinde olduğunu, yani aslında birlikte falan olmadığımızı, yapayalnız olduğumuzu farkederiz.Görürüz ki geçmiş bize aittir ve biz de geleceğe, şimdi ise kimseye..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © özgür durmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |