renklerin kör karaya battigi bir anda
bir anká kusu havalanacak
önce vurulacak
sonra ucacak
vurulup vurulup kanatlanacak
kaninin kirmizisiyla
kanadinin akiyla
yasamaya olan inadiyla
dört mevsimin renklerini biraraya
gagasiyla toplayacak
herdaim bu masal anlatilacak
herdaim
bu böyle olacak
önce kaybedilecek sonra kazanilacak
önce verilecek
sonra alinacak

huzurun sükut ettigi bir aksamda
asma bahceli bir sirca kösk yanacak
yipranip yikilip ahsap olacak
bu harabeye bir adam ugrayacak
oymalara olan sevgisinden
kadife silteli sedirlerde gördügü düsler yüzünden
cerceveleri kirik altin yazmalarin sikayetlerinden
sus pus olup
atese yüz vuracak
yüzyil sonra da olsa sahanlikta oturup dinlenecek
Ussak makamindan tas plaklar dinleyecek
her köse onarilacak tirnak tirnak
herdaim bu masal anlatilacak
herdaim
bu böyle olacak
önce kaybedilecek sonra kazanilacak
önce verilecek
sonra alinacak

hurma agaclarinin yanisira seyir eyleyen bu kervanin
fincan yüklü katirlari talan olacak
yagmalanip dagilacak
talan olacak
yanmamis bir balya ipegimi
kirilmamis bir usta isi ibrigimi
bir seyyah bohcasina alip Bagdat’a varacak
adini bilmedigim panayirlarda tezgah acacak
kulbuna göznuru döktügüm
ilmegine yüregimi ilistirdigim
sanatimi satacak
marifetim dillere sayan olacak
diyardan diyara adim okunacak
herdaim bu masal anlatilacak
herdaim bu böyle olacak
önce kaybedilecek sonra kazanilacak
önce verilecek
sonra alinacak

bu anká kusu
vurulup
vurulup
kanatlanacak

bu masal
unutulup
unutulup
anlatilacak