..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeğin dili çok yalın. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Modern > Murat Kayali




5 Mayıs 2003
Dilagáh / Dilaltindan Cikis Ani  
Murat Kayali
Söz her zaman günahsiz ve her zaman dogrudur. Söz dilin altindan cikis aninda, doganin bagrindan fiskiran bir kaynak kadar ari ve dogaldir. Simdi sözün sevabina inanarak dilin günahini cekmek zamani gelmisti.


:DADB:
Konusuyordu.
Hersey dilinin üstündeydi. Söyleyebilecegi sözleri söyleyemedigi suskunluk günleri geride kalmisti. Simdi dilbagi cözülmüs dilini bir söz irmagindan sicratip, süzüp, arindirarak, berrak edebi bir deryada, bir kugunun zarif boynu gibi kaldirarak ve ilik ama akici bir rüzgarda seyir eden bir yelkenlinin aya dokunan silueti gibi uzatiyordu.
Duyumsuyordu.
Dimaginda yigdigi sözcük daglarinin üstündeki deyimsizlik karlarinin bir tininin titresimiyle hare-
kete gecerek koskoca anlamsizliklari dev bir cig gibi sürükleyisini, yikisini duyumsuyordu.
Uygun iklimde ve toprakta basitce acan cicekler gibi, yalin kelimelerin, düzenli kurulan cümleler
icinde kök salarak büyüdügünü ve rengarenk actigini duyumsuyordu. Kulagina adinin söylendigi
günden beri icinde anahtari olmayan bir kapi gibi kapali duran ana lisaninin kilidinin yüreginden
sökülerek acilisini duyumsuyordu.
Suyun ve günesin dillendirdigi toprak kadar bile konusamayan atalarinin mirasi, sükút altinlarinin
singirdak seslerinin mezarlari senlendirdigini duyumsuyordu.
Biliyordu.
Simdi sözün sevabina inanarak dilin günahini cekmek zamani gelmisti.
Bu derin ve sonsuz lengüistik okyanusta, ormanda, toprakta, atlasta, ne bir dilbaligi, ne bir dil avcisi, dilkurdu, dil kaymasi olmak istemiyordu. Diline masallari dolayip, sözü bir yerden alip
baska bir yere götüren bir söz tasiyan olmak istemiyordu. Güncel sözleri yanyana dizerek ve
öbekleyerek, her gerektigi ve gerekmedigi yerde herkese karsi kullanarak, bir söz atan olmak
istemiyordu. Sözünü kirmak, dolamak, düsürmek, bilmemek, uzatmak, azaltmak, saklamak, yaniltmak istemiyordu. Suskunlugun peltelestirdigi dilinin ihtiyaci olan ilk sözleri agzina aldi-
ginda herbirinin tadina bir baska variyordu ama dikkat etmesi gerekiyordu.
Insan agzinin ayni zamanda cennete ve cehenneme acilan bir kapi oldugunu unutmamaliydi.
Hatirliyordu.
Bir tren yolculugunda, hayatta herseyi söylemenin dogruluk olup olmadigini düsündügü bir anda,
trenin icinde yeralan bir reklam panosundaki ufak ve sade yazilmis bir yazi okumustu.
' Her zaman her bildigini söyleme ama her zaman ne söyledigini bil » yaziyordu.
Bilge insanlarin genelde suskunluklarinin bir nedeni bu olmali. Bildiklerini söylerken, ne söyledik-
lerini bilememekten korkuyor olmalilar. Sözlerin zamaninin ve yerinin belirlenmesi hic te kolay de-
gil. Bu zorluk asildiktan sonra bile, yeri ve zamani oldugu halde söylenmemesi gereken sözler de var, bu sözleri saptamak baslibasina bir olay. Toplumsal, töresel, dinsel ve ahlaki degerlerin hergün
yeniden yeniden degistirip belirledigi bilinmez bir sayi zincirini desifre etmeye benzer bir sey.
Deger yargilarinin degisimi sözlerin karakterlerini belirliyor. Söyledikleriniz agirlik kazaniyor veya
hafif kaliyor. Dilaltindan cikis aninda, insan girtlagindan bir hirilti cikarmanin doganin en kolay isi
olmasina ragmen bu hiriltiyi sekillendirmesinin ayni zamanda dünyanin en zor isi oldugunu anliyor-
du. O kararliydi, sözün sevabindan ötürü dilin günahini cekecekti.
Düsüncenin ifadesizligi mi yoksa ifadelerin düsüncesizligimi daha cekilmezdi, bu sorunun cevabini
verecekti. Söylenmemis düsünce cesetlerinin icinde kokusup kendisini de cürütüp, kokusturmasini
hic istemiyordu. Ölü bir dil olan latince bile bütün dillerin icinde bir nefes yasiyordu.
Ölüler yalan söylemez isimli bir kitap okumustum, faili mechul cinayetlerin, cesetler üzerinde yapi-
lan otopsiler sonrasinda elde edilen bilgilerle aydinlanislarini anlatiyordu. Evet ölüler yalan söyle-
miyorlardi ama ölüler bizim konustugumuz dili konusmuyorlardi. Onlari sadece tibbin dilinden an-
layanlar duyup anlayabiliyorlardi. Konustuklari falan da yoktu. Olaylarin izleri okunabilir kiliniyor-
du sadece. Düsüncelerimin yogunlastigi nokta su oluyor; yalan, sözün marifeti degil, sözler hicbir zaman yalan degil, insan yalani sözün icine sokuyor, sakliyor ve sözlerle olmuslari veya olmamis-
lari aciyor ve örtüyordu. Dil üstündeki ince irmaklardan akan berrak öz söz suyunun dudaklar
arasindaki kurnadan zehirli akmasinin günahi, o dudaklari kipirdatan aklin vebáli.
Söz her zaman günahsiz ve her zaman dogrudur.
Söz dilin altindan cikis aninda, doganin bagrindan fiskiran bir kaynak kadar ari ve dogaldir.
Sözü dilatindan cikarip sese akitmanin zamani gelmisti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın modern kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dilagáh / Söze Giris Ani

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölü Harfler Tapinagi
Dallamalardan Sallamalar I
Dallamalardan Sallamalar II
Her İnsanın Bir Meleği Var
Selvi Dalında Bir Kelebek
Dallamalardan Sallamalar – Komedi
Yol Ortasında
Belleğin Kara Kutusu
Ben Dogmadan Önce
Havana´da Yağmur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Poşumda Yüreğinin Kokusu Kaldı [Şiir]
Aşk Uçurumları [Şiir]
Avucumda Kendi Söylediklerim [Şiir]
Saklısındayım Aşkın [Şiir]
Bu da Benim İnsan Kusurum [Şiir]
Güle Benzer Bir Avuç Külüm [Şiir]
Kalp Üstüne Kalp Konur Mu? [Şiir]
Tekrar Geldim Tekrar Gidiyorum [Şiir]
Aşk Yükleniyor; Lütfen Bekleyiniz… [Şiir]
Fil ve Kelebek [Şiir]


Murat Kayali kimdir?

Ressam / Yazar. Murat Kayali, 1963 Bursa doğumlu. Almanya’nın Radolfzell Am Bodensee şehrinde yazın ve resim çalışmalarını sürdürmekte. Frankfurt’ta Ambiente Sanat Fuarı dahil, çesitli şehirlerde yirmiyi aşkın kişisel sergileri açıldı. Şiir yazmaya seksenli yıllarda, ilk olarak Tarık Buğra’nın, Tercüman gazetesindeki şiir köşesinde başladı. Zaman içinde çeşitli sanat-edebiyat dergilerinde şiirleri yayınlandı. İlk Öyküsü, “İstasyonun Arka Yakası” almanca olarak 1991 yılında, Dortmund İnternasyonal Danışma Merkezi tarafından, otuz yıllık göç dolayısıyla çıkarılan okuma kitabında almanca olarak yayınlandı. 1996 yılında, ilk dönem şiirlerini “Gökkuşağının Altından Geçerken” isimli şiir kitabında topladı. Aynı isimli şiiri, Mısra dergisi-Yılın Şiiri 1996 seçildi. Sanal ortamda çalışmalarını www. artkayali. de adresli sitesinde sunuyor. Kendisiyle yapılmış söyleşiler, www. almancilar. de ve www. kozmopolit. de sanat dergilerinde yer almakta. Başta İzedebiyat olmak üzere, çeşitli sanal edebiyat sitelerinde şiirlerini paylaşmakta.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Murat Kayali, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.