En büyük mutluluk ve en büyük sıkıntı anlarında sanatçıya gereksinme duyarız. -Goethe |
|
||||||||||
|
Samanyolunda, Güneşi sen olan, bir güneş sistemiydin sen. Bense, hüzün atmosferine bürünen, senin çekim gücüne kapılmış, çevrende çılgınca dönen, minik gezegenlerden biriydim. Sisteminin bir parçasıydım, özlem yörüngesinde gezinen... Çekim gücü sendeydi. Kuralları koyan, kuralları uygulayan sendin. Yaklaşamazdım sana, izin vermezdin. Uzaklaşamazdım senden, gücüm yetmezdi. Çevrendeki özlem yörüngesinde, yol aldığımı sanarak döner, her dönüşümün sonunda, başladığım noktaya gelirdim. Bilirdim sen sevda sisteminin merkezinde, ben karanlık, uzak bir yerindeydim. Sen güçlü sevda ışınları yayan, dev bir kaynak; ben bu ışınları yansıtan, kırık bir aynaydım... Evet, sevdim, sevmiştim seni. Dediklerin doğruysa yürekten söylenmişse sözlerin, sen de sevmiştin beni. Ancak ben, antik çağların derinliklerinde, sevda efsanelerinin her yerinde, ve de yıkılmış sevda kentlerinde, unutulmuş bir zamanda ya da doğmamış bir mekandaydım.. Sense çağını aşmış, binlerce yıl ileriye ulaşmış, sevda bahçelerinde dolaşmış, modern çağın, modern bir kralıydın. Aramızda milyonlarca yıl, ışık hızıyla gidilse bile, aşılamayacak uzun bir yol vardı sevdiğim. Düşün ki, tüm bilinmeyenleri bildik. Düşün ki, mucizeler yarattık. Yine olmaz, yine olamayacaktı.. Biz bir araya gelemezdik, aynı zamanı, aynı mekânı paylaşamazdık seninle. Nadide taşların, altın işlemelerin satıldığı dükkanları bilirsin; vitrinlerine bakmış, herkes gibi sen de görmüşündür... Peki; herhangi bir yerde, paslı bir ok başlığıyla, altın işlemeli kral tacının, bir arada sergilendiğini gördün mü hiç? Paslanmış ok başlığıyla, ak gerdanları, nadide kolları süsleyen, pahalı takılar aynı vitrinlerde olur mu? Olamaz sevdiğim, asla olamaz... Ben hayallerimde, düşlerimde yaşayabilirim seni. Bir araya gelemeyiz biz. Yanan yüreğimi göremediğin gibi, buna izin de veremezsin sen... Yerine mutluluk ekmek için, hüzünlerimi de deremez, deremezsin sen sevdiğim. Onun için sus, sus sen, sus lütfen; birşey söyleme, sen söyleme.. (sen söyleme-12) 22/09/2004 Nesrin Göçmen
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nesrin Gocmen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |