Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptınız mı yaşam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Günlük yaşantımızı daha sağlıklı sürdürebilmemiz için, çevremizdekilerle olan ilşkilerimizi zaman zaman gözden geçirmemiz gerektiğine inanıyorum. Bizler insan ilişkilerinde nelere önem veririz? Çevremizdekilerden neler bekleriz? Beklentilerimizi sıralamaya başlamadan önce şunları düşünelim; Biz çevremize karşı nasıl bir tutum içindeyiz. Olaylar karşısında tepkilerimizi nasıl dile getiriyoruz? Göründüğümüz gibi olmayı mı, olduğumuz gibi görünmeyi mi tercih ediyoruz? İnsanları olduğu gibi kabul edebiliyor muyuz? Yakınlarımızın bir hatasını gördüğümüz zaman eleştirilerimizi yapıcı bir dille mi belirtmeye çalışıyoruz. Yoksa yüzlerine söyleme cesareti bulamadığımız için anlamlı konuşarak "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" durumunu mu yaratmaya çalışıyoruz. Günlük yaşantımızda sürekli karşı karşıya olduğumuz kişilerin ruh güzellikleri mi, fiziksel özellikleri mi, yoksa onlarla yapacağımız kültür alışverişi mi bizleri daha çok ilgilendirir? Kimileri, insanları bir bütün olarak ele almak yerine yalnızca dış görünüşleriyle değerlendirirler. Ruh güzellikleri, insani değerler, yetenekler onlar için hiç önemli değildir. Bunun nedeni ise söz konusu özelliklerin hiçbirisini kendilerinde hissetmemeleridir. Bu tür insanlar başkalarının hatta en yakınlarının bile dış görünüşlerini sık sık eleştirir, bundan da büyük mutluluk duyarlar. Unutmayalım ki, fiziksel özellikler insanların kendileri tarafından değil; doğanın vermiş olduğu genler tarafından belirlenir. Bizler, vücut yapılarımızdan değil, davranışlarımızdan sorumlu tutulabiliriz ancak. Zaten insanı insan yapan fiziksel özellikler değil, kişisel özelliklerdir. Sağlam bir karakter yapısı, dürüstlük, iyi niyet, anlayış sevecenlik gibi değerler insan ilişkilerinde önemli bir rol oynar. Yalancılık, iki yüzlülük,iftiracılık, yağcılık gibi karakterleri kendimizde taşıyorsak, bir an önce bunları düzeltmek için çaba göstermeli, sonra da insanları fiziksel ve kişisel yönleriyle bir bütün olarak görmeyi öğrenmeliyiz. Hiçbirimiz dört-dörtlük değiliz. Elbette ki olumlu-olumsuz birtakım yönlerimiz olacaktır. Yapmamız gereken en güzel şey; yanlışlarımızın farkına varıp bir daha tekrarlamamaktır. Böylece herkesin gözünde cahil ve kişiliksiz bir imaj bırakmamış oluruz. Sağlıklı ve iyi bir temele oturtulmuş ilişkiler kurmak istiyorsak, çevremizdekileri olduğu gibi kabul etmeli, onların dış görünüşleri ile uğraşıp durmak yerine ruh güzelliklerini de keşfetmeye çalışmalıyız. "İNSANLARIN YALNIZ YÜZLERİNE DEĞİL, İÇLERİNE DE BAKIN" sözü, konumuzu ne güzel açıklıyor değil mi?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nur Ersen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |