..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Nur Ersen




15 Şubat 2009
Dest-i İzdivacınıza Talibim  
Nur Ersen
Bu programlar sayesinde çoğu insan ikinci baharını yaşamak için sıraya girmiş. 18’inden sonra yaş sınırlaması yok. 80 yaşını aşkın bayanlar ve erkekler bile adeta koşarak geliyor hayat arkadaşını aramaya. Kimi bakıma muhtaç, kimi sığınmaya. Kimi hayatının aşkını arıyor, kimi beyaz atlı prensini. Yoksulluktan kurtulmak isteyenler de çoğunlukta.


:BFDE:
Bir zamanlar sıkça kullandığımız, içinde sevgiyi, fedakârlığı, saygıyı barındıran ve halk arasında popüler olan bir söylem vardı:

“İki gönül bir olursa samanlık seyran olur”.

Sevgilerin ölesiye yaşandığı dönemlerde üzerine şarkılar söylenip filmlerin yapıldığı daha nice söylemlerimiz var. Bunlardan birçoğu yavaş yavaş özelliğini yitirmeye başladı bile…

Sevgiler, aşklar eskisi gibi tutkulu, ölesiye değil. Evliliklerin çoğu, günümüz koşullarına uygun olarak maddiyata dayanan sıradan ilişkilere dönüşme yolunda.

Gece tekrarlarını da katarsak, yayın saati neredeyse günün dörtte üçünü kapsayan, meraklısı ve izleyicisi bir hayli fazla olan bazı çöpçatan programları bunu ispatlar nitelikte. Çok ilgi gören, güldüren, düşündüren, eğlendiren ve evlendiren bu programları izlemeye oturan, başından kalkamıyor.

Bu programlar sayesinde çoğu insan ikinci baharını yaşamak için sıraya girmiş. 18’inden sonra yaş sınırlaması yok. 80 yaşını aşkın bayanlar ve erkekler bile adeta koşarak geliyor hayat arkadaşını aramaya. Kimi bakıma muhtaç, kimi sığınmaya. Kimi hayatının aşkını arıyor, kimi beyaz atlı prensini. Yoksulluktan kurtulmak isteyenler de çoğunlukta.

Talipler telefonla paravan arkasında görücüye çıkıyor. Evlenmek için gelen konuk, ismi anons edildiğinde program sunucusu ile önce hareketli bir müzik eşliğinde oynayarak sahnede arz-ı endam ediyor. Telefonlar çalıyor, talipler sıraya giriyor. Taraflar kendilerini tanıtıyor. Fiziksel özelliklerini sıralıyor, maddi durumu ve medeni durumu hakkında bilgi veriyor. Uygun vasıflarda birine denk gelindiğinde paravan açılıyor, çiftler tokalaşıyor, ararlında bir uyum hissettiklerinde yüzleri gülüyor.

Talipler seçme haklarını çok güzel kullanıyorlar; özellikle de bayanlar. Çoğunun öncelikleri arasında iyi bir maaş ve başlarını sokabilecekleri bir ev var. “Yaşlı teyzeler evde sıcak su yoksa evlenmem!” diyor.

“Dest-i izdivacınıza talibim” sözlerini kullanıldığı dönemlerde görücü önüne çıkarken, değil oynamak, gülmek bile ayıptı. Konu açıldığında ailelerin önünde mahcup bir şekilde yere bakılırdı. En azından evlilik kurumuna bir saygı vardı.

İkinci evlilik yapmak hele de çocukları olan bir hanım için hoş karşılanmaz, bazı çevrelerde de çok ayıp sayılırdı. Zamanla her şey değişti ve günümüze kadar gelindi. Çeşitli kadın programlarında zaman zaman eş bulma konuları işlendi ama tek başına hazırlanmış olan bu evlilik programları ile adeta tabular yıkılıyor. Evlatlar annelerini babalarını bir eş bulmaları için bu stüdyolara gönderiyor. Bazı babalar kızlarını getiriyor, bazıları ise ailecek geliyor. Kayınvalideler telefonla canlı bağlantı ile katılıyorlar programa.

Sevgili okurlar, geçim zorluğunun yoğun bir şekilde yaşandığı, maddiyatın ön planda olduğu bu dönemde ne samanlığı ne de seyranı düşünen var.

Dest-i izdivacınıza talibim söyleminin bolca kullanıldığı günümüzde şunu aklımızdan hiç çıkarmayalım:

Artık, “İki gönül bir olunca, samanlık seyran olmuyor”.

NUR ERSEN



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İstanbul Yolcuları [Şiir]
Ben Kadınım [Şiir]
Gidiyorsun [Şiir]
Bırakma Beni [Şiir]
Sen [Şiir]
Çağa Ayak Uydururken [Öykü]
Yazık Değil mi [Öykü]
Altın Şehir Üsküdar [Deneme]
Kesekağıdı mı Poşet mi [Deneme]
Sanal Mı Gerçek Mi [Deneme]


Nur Ersen kimdir?

Yazmaya birkaç yıl önce başladım. Yolun çok başındayım. Devam etmeye kararlıyım.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nur Ersen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.