Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza |
|
||||||||||
|
Gelelim tekrar, Şeyttirdin mi ve Şey lafına... Her kılığa girer bu iki kelime de. Şu Şeyi versene bana. Burada istenilen şey ne ise, aklınıza gelebilecek her madde olabilir bu... Bir kalem, bir kağıt, bir sigara paketi ya da bir el radyosu... Kelimenin güzelliğine bakar mısınız, her yola gidiliyor bu kelime ile sizi hiç bir zaman yarı yolda da bırakmıyor... Geçmiş zamanlarda rahmetli Nejad Uygur'un bir oyunu vardı komedi türünde ''Şeyini Şey ettiğimin Şeyi.'' diye o zaman seyretmiştim bu oyunu, Ankara'da oynadıklarında. Çok da gülmüştük, yerlere yatırmıştı biz seyredenleri rahmetli Nejad Uygur... Bunu da ufak bir not olarak ekledik. Devam edelim bakalım aşağıda ki şeyli yazımıza... Söyleyeceğimiz cümle aklımıza gelmeyince hemen yetişiyor şey ve şeyttirmek. ''Hani geçen gün sana söylemiştim ya, onu şeyytirdin mi?'' Şeyttirmiş ya da şeyttirmemiş ise bile bir şekilde yaptım ya da yapmadım diyerek cevabı verilecektir... Bazen insanların ismi aklınıza gelmez, olabilir, normal bir durumdur bu. Kimi soruyorsunuz? ''Şey Bey ya hani şu sizin bir üst katta ki daire de oturan zatı muhteremden bahsediyorum canım.'' konuşmalar gelişir ''Hahhh İsmail Beyi diyorsun sen.'' cevabı ''Hay yaşa ağzın bal yesin dilimin ucundaydı da aslında şeyttiremedim.'' denilerek sonlandırılır... Argo da her ne kadar biraz cinsellik çağrışımı yaptırsa da şeyttirmek biz işin o yönüne bakmadık, bakmıyoruz. Her kelimenin her cümlenin önüne de, sonuna da gelebilir. Tabi karşıdakinin de Leb demeden leblebiyi anlama kabiliyeti ile doğru orantılıdır. ''Sen şu milli piyango biletini şeyttirdin mi?'' dediğin zaman. Olay ile ilgili kişi piyango biletine bakılıp bakılmadığının sorulduğunu hemen anlayacaktır. Ya da hanıma ''Bulaşıkları şeyttirdin mi?'' diye sorulan bir soru da hanım, beyinin bulaşıkların yıkanıp yıkanmadığını sorduğunu hemen çakacaktır o ince ve kıvrak zekasıyla... Hani hep derler ya Türkçe lastikli bir dil diye... Bu da bizim dil zenginliğimizden olsa gerek diye de düşünmeden edemiyorum. Siz yine de dil konusunda çok fazla şey kelimesi üzerinde şeyttirmeyin. Ya da şeyttirecekseniz de iyi düşünün iyi şeyttirin ki dilimizi dışarıdan şeyytirmeye çalışanlar da bozulup popoları üstüne şeyttirsinler... Ben de size dostça tavsiyeleri şeyttiriyorum. Haziran Ayına da şeyttirdik az bir zaman önce... Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |