Düşünce dilden, dil düşünceden doğar. -Platon |
|
||||||||||
|
Dünyanın her bir köşesinde alınan tıp eğitimi aynıdır. İnsanın anatomisi, ruh, beden yapısının işleyişi, rahatsızlıkları ve tedavi şeklinin benzer olduğu gibi. Edebiyatla içiçe olanlar bilirler; "Yazar herhangi bir fikri, düşünceyi okuyucusuna aşılama amacı gütmez. Kendi hissettiklerini birebir hissettirmeye de zorlamaz". Karakterlerinin, olay örgüsü içindeki yargı ve tutumları üzerinden kendi peşin hükümlerini, değerlerini dolaylı yoldan da olsa okuyucusuna dayatmaz. Zaten iyi bir okuyucu öyle bir şey hissederse bunu hemen anlar ve yazarın zihnini ele geçirmesine müsaade etmez. İşte bu noktada çocuklara önerilen kitaplar aşırı önem arzediyor. Kitaplar, onların yaşına, algısına kesinlikle uygun olmalı. Zihin bulanıklığı yaşamamalılar berrak dünyalarında. Bir yazarın eserindeki roman karakteri diyelim dini inançlarının gereklerini harfiyen yerine getiren birisiyse; müslüman ise yazar onu camiye gönderebilir, oruç tutturabilir, hacca gidişini, dönüşünü anlatabilir. Tesbih çektirebilir, namaz kıldırabilir. Roman karakterleri arasında hiristiyan biri var ise ona da bir kilisede ayin sahnesi kurgulayabilir. Romanda ezan da okunabilir, çan da çalabilir. Adı üstünde hikayedir, romandır. Diyeceksiniz Aysel konuyu nereye bağlayacak acaba? Cevap vereyim: Dünya Klasikleri arasında yer alan Ünlü Brezilyalı yazar José Mauro de Vasconcelos'un, "Şeker Portakalı" isimli eseri hakkında benim de bir çift sözüm olacak. Bahsettiğim roman, çocuğu yedinci sınıfa giden bir velinin, kitabı okutan öğretmene soruşturma açması ile 2013 yılında ülkemizde yasaklanmıştır. Yasaklama gerekçelerden biri "Türk örf, adet ve geleneklerine ters oluşu". Yabancı bir yazar tarafından, konusu yabancı bir ülkede geçen bu roman haliyle kendi inanç ve yaşanmışlıklarına göre kaleme alınmış. Fakat içinde geçen küfürler, müstehcen kelimeler, küçücük bir çocuğun aile içi ve dışında gördüğü hem fiziksel hem de sözlü şiddeti bir yetişkin olarak ben kaldıramadım. Küçükler ve ergenlik çağındakilerin psikolojilerinin olumsuz yönde etkilenebileceği konusunda hemfikirim. Ancak ana fikri, yaşanan dramın işlenişi bakımından haddim olmayarak söylüyorum ki boşuna bir Dünya Klasiği olmamış. O kadar güçlü bir eser ki. Ben bir öykü yazarıyım. Önceki yıllarda katılmış olduğum kitap fuarlarında çocukların hep yoğun ilgisiyle karşılaştım. Ortaokul, lise öğrencileri kitabımı satın almak istediler. Anneleri, babaları haklı olarak hemen içeriği hakkında sorular sordular. İçinde aykırı bir hikaye yok ama yetişkinler için olduğunu her yerde vurguladım. Hatta bana çocuklar sizi çok seviyor çocuk öyküleri de yazsanıza diyenler bile oldu. Ancak ben asla böyle bir sorumluluk altına girmek istemedim. Çok hassas bir konu bu. Çocuk gelişimi, oyunları, şarkıları, çocuk psikolojisi, hayalleri, olaylar karşısındaki duygu durumları, tepkileri konusunda ciddi anlamda eğitimli olmadıkça da hiç kimse çocuk hikayeleri, romanları yazmamalı diye düşünüyorum. Şeker Portakalı'nı henüz okumayanlar varsa naçizane tavsiyem her yetişkin birey ve ebeveyn mutlaka okumalı. Zeze gibi üstün zekalı, kendiliğinden okumayı söken ama ekonomik durumu çok kötü olan, oyuncağa, sevgiye hasret, şiddet gören, ağzı bozuk, ilgisiz, küfürlü bir ortamda yetişen pek çok çocuk olduğunu düşünüyorum. Kitap tamamen sevginin gücü ve sevgi yoksunluğunun acısı üzerine kurulu. İçim acıyarak, gözyaşları içinde bitirdim kitabı. Bir çocuğun küçücük yüreğine çöken travmaları anlatan o kadar özel, altı çizilesi paragraf var ki. İnsan her yerde insandır. Hani deriz ya Allah iyi insanlarla karşılaştırsın. Benim temennim de bütün çocuklar Türk'ü, yabancısı hiç farketmez umarım hakettikleri gibi bir çocukluk yaşarlar hem aile içinde hem de dışarıda. Zeze gibi içindeki sevgiyi günbegün azaltarak içinde bir kişiyi öldürme planına kapılmasınlar. Çok sevilsinler ki çok sevsinler ve kimseye imrenmesinler. Çocuklar iyi, saf ve temiz kalplidirler. Çocukluk gelip geçici ama çocuk ruhunda ne yaşandıysa hepsi o kadar kalıcıdır ki. Çocukları gelecekten soğutmayalım, geleceğe sevgi ve güven duygusuyla hazırlayalım. Hiç bir çocuk gözyaşı dökmesin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |