Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus |
|
||||||||||
|
Çok çalışkan adamdı babam. İdolümüzdü, örnek aldığımız, alacağımız... Her ölüm erkendir derler ya, netice de takdiri ilahi, Rahman ve Rahim olan Allah. cc. ne yazdıysa bizim hayatımız ile ilgili o oluyordu, kader ile kazanın tecellisi... Ben ve kardeşim iki kız bir oğlan üç tane torun sahibi yaptık onu, her ne kadar ikisinin çok büyüdüğünü göremese de... Hayatın, ailenin en büyük yükü hele de ataerkil ailelerde babanın omuzlarındadır... Baba yaş alınca, o omuzlar biraz çökmeye başlasa da yine de pes etmez babalar. Çoğu zaman işten eve geldiğinde çocuklarını uyumuş görür, yine de yürek durmaz yerinde, gider uyuyorken çocuklarının saçlarını okşar, kokularını ciğerine çeker, elbiselerini sever, başlarında dua eder. Hele de hastalanmaya, ateşler içinde kalmaya görsün çocuklar, başlarında her zaman anne ve baba vardır... Çoğu zaman sigara içiyorsa, çocuklarını zehirlememek için soğukta gider balkonda içer sigarasını, çayını... Büyüyünce de, görmesinler diye keşke, sigarayı bile bırakır... Babalar Günü diye bir gün varmış da çocuklarım bana armağanlar alacakmış diye düşünmez. Niye düşünmez? Çünkü evlatlar her zaman ona değer verip her günü ’’Babalar Günü’’ gibi yaşatmışlardır... Babalar Günü, hiç dert değildir... Bir babanın, en hüzünlü zamanı, eve ekmek getiremediği, çocuklarına ve eşine mahcup olduğu zamandır. Çocukları aç ise o gün, aç aç yatağa girecekse, içinden ’’Tüh ulan benim babalığıma.’’ deyip, içi içini yer... Sabaha kadar döner durur yatakta, uyku tutmaz... Göz yaşlarını kimselere göstermeden içine akıtır... Anne gibi, Baba da dendiği zaman, akan sular durmalı, elimizden gitmeden anne ve babalarımız kıymetlerini bilmeli, yaşarken sevmeli, yaşarken sarılmalıyız. Yoksa onlar ölüp gittikten sonra, arkalarından göz yaşı dökmek, bir yerlerimizi yırtmak, anlamsız kalacaktır. Rabbim bütün baba ve baba adaylarının bu güzel günlerinde evlatlarına layık, evlatlarının sevgisini kazanmış, sevgi dolu insanlar yapsın... Babalar Gününüz kutlu olsun...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |