Her şey ancak sevgiyle satın alınabilmelidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Aradan birkaç yıl geçtikten sonra hükmü değişmemişti ve bu kez de şunları söylüyordu, Türkiye’ nin aydınları hakkında : ” Bizim aydınlarımızın önemli bir kesimi kesinlikle cahildir. Benim bu konuda ne düşündüğümü bilirsiniz. Dünyada ne oluyor bitiyor, kesinlikle okumazlar, izlemezler. İkincisi muhakemeden yoksundurlar. Olay gözüne giriyor, onu doğru değerlendirip doğru sonuç çıkartamıyorlar. Aydınlarımızın büyük bir kısmı, inanışlarından önce menfaat peşindedirler. İşin püf noktası bu.” Atilla İlhan gibi, yazılarında “aydın” hakkında samimi düşüncelerini belirten bir isim de Cemil Meriç’ dir. Ancak o bu konuya özellikle “Mağaradakiler” kitabında eğilir ve konuya “aydın-entelektüel-münevver”şeklinde üç ayrı pencereden bakar. Meriç, daha kitabının girizgâhında , Platon’ un “Devlet “ isimli kitabından iktisab ettiği, kendi kitabına isim olan “mağara metaforu” nu anlatır. Kabullerine göre bir tek onlar ilerici, çağdaş, düzeylidir. Kendileri dışında kalan kitlenin tamamı, bu topraklarda haysiyet ve şerefi ile dahi yaşamaya lâyık bir kitle değildir. Çünkü millet olarak isimlendirilen o topluluk, kendileri gibi ABD, Alman, İngiliz, Fransız vd. emperyalist bir devlet referansı olmayan az gelişmiş bir “halk” tır. Platon’un metaforundaki mağara, aslında bir “aydınlar “ hapishanesidir. İçinde söz konusu insanlar da fikir mâhkumları, ya da mâlulleri olan “ aydınlar “ dır. Meriç; yorumunda aydınları; bu metafora, bir şekilde düşünce hürriyetleri engelenen, bu yüzden olması gereken farkındalıkları keşfedemeyen ve düşünce felcine uğramış bir topluk olarak tanımlar.. İşte böylesi bir düşünce zaafiyetine uğramış aydınlar; ne zaman ki mağara’dan çıkmayı başarabilirler ve yeniden aydınlıkla tanışırlar,, uzunca bir zamandır zevâle uğramış olan düşünce faaliyetleri, beyinlerinde yeniden kıpırdanmaya başlayacaktır. Bundan sonra, yine mağara metaforundan yola çıkan Meriç’in, aydınlar üzerinde farklı yorumları böylece sürer gider. Şimdi bütün bunları göz önüne alarak; günümüz Türkiyesi’nde “aydın” sorununa baktığımızda gördüğümüz, âdetâ tarihin tekerrürüdür? Yani bu gün, Tanzimat’ dan beri, kendi milleti ve devleti’ nden utanan ve kendilerinin “ aydın, entelektüel ve de toplumun öncüsü ve yol göstericisi” olduklarına sanan, sırça köşklerde yaşayan, ayakları yere basmayan bir topluluğun, parazitlikleri olanca hızıyla devam ediyor. Hiçbir zaman bu ülkenin tam bağımsız, devletinin hükümran olmasını, milletinin mânevi değerlerine olan bağlılığını kabullenmezler. Tam aksine, Güneydoğudaki kürt maskeli ermeni ayaklanmasını, özgürlük hareketi olarak görürler, başta ABD olmak üzere, Batı’ nın bütün devletlerinin ülkemiz üzerinde olan vesâyetinin devâmını, kendi varoluş sebepleriin de vazgeçilmez bir şartı olduğunun idrakindedirler. Bir zamanlar dedeleri ve babalarının “ Get out USA” slogancılığı kadar bile antiemperyalist değiller, aksine devletlerine o kadar düşmanlardır ki; Türkiye’ ye aynen efendilerinin cümleleri ile suçlayacak kadar da cüretkârlardır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ın ‘kişiliksizleştirilmiş köle’ anlamındaki “Mankurt” terimini, aydın geçinenler için kullanmasındaki sebep de zaten budur. Yani, Cemil Meriç’in ifade ettiği gibi, aynen : “Türk aydını yangından kaçar gibi uzaklaşıyor memleketten. Hayır kirlettiği bir odadan kaçar gibi.” Günümüz Türkiyesine baktığımızda da; Tanzimat’tan bu yana değişen hiçbir şey yok aydınımızda; her şeyiyle Avrupa takipçisi ve taklitçisiler yine… Salih Zeki Çavdaroğlu 06 Temmuz 2020 https://ferahnak.wordpress.com/2020/07/06/aydinlar-bizim-millet-in-degil-de-kimin-aydinlari/
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |