Bilge kişi her şeye şaşan kişidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Tâ ki, o yıl rastladığı bir ALLAH dostu’ nun , tedris ve sohbetlerinden nasiplenecek ve kısa zamanda takvâ sahibi bir Müslüman olacak ve beyninde durmaksızın savrulan fırtınalar, gerek şiirleri, gerekse düz yazılarınına ufuklar açan, bereketli ilhamlar getirecektir. Bu dönem; aynı zamanda, Türkiye’ de 600 senelik İslâmi kaynaklı, bir kadim devletin yıkılıp, son bulduğu ve onun yerine seküler, özellikle 1789 Fransız devrimi felsefesi ile şekillenen bir ulus devletin kurulduğu devirdir. Bu devletin, buyurgan ve zorlayıcı proje ve uygulamaları, ülkede, dişe dokunur bir muhalif zümreyi de ortaya çıkarmamaktadır. Önemli merkezlerde kurulan “ İstiklâl Mahkemeleri” en ufak bir aykırı sesi, âlel acele yargılamayla cezalandırıyor ve hükümlerini genelde; " sanığın/ sanıkların idâmına, tanıkların bilahare dinlenmesine" bitiş cümlesiyle veriyordu. O dönemin ağır baskı ve yasaklarına rağmen, Necip Fâzıl, önce 1936, da AĞAÇ dergisi ile başladığı yayın hayatını, kesintisiz bir şekilde devam ettirir ve 1943’ de, ülkenin siyâsî konjonktürünün nisbeten rahatlamasını fırsat bilerek , zaman zaman kesintiye uğrasa da, 1978 yılına kadar devam edecek olan BÜYÜK DOĞU dergisini çıkaracak, buradaki sert muhalif yazılar “ Millî Şef” lik pâyesi, kendinden menkûl olan, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ yü oldukça rahatsız edecektir. Otuz küsur sene içinde, oldukça farklı alanlarda, onlarca eser yazacak olan Üstâd; 1968 yılına gelindiğinde, o zamana kadar kafasında şekillenmiş, “Türk-İslâm Devleti” nin bir anlamda “ anayasa” metni taslağı olacak eseri, “İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ” adını vereceği kitabını yayımlar. Kitap, aslında, daha önce Büyük Doğu dergisinde tefrika halinde çıkan yazıların, bir bütün halinde yayımlanmasıdır. O günlerde, kitabı hakkında konuşan üstâd; onu, o güne kadar yazdığı , diğer bütün kitaplarını artık , “müştemilat” derecesine düşüreceğinden bahisle, “ Büyük Doğu Okulu’ nun Baş Eseri” olarak tanımlayacaktır. O kitabın ilk baskısının, “İthaf” , başlıklı metninde Üstâd; kitabını, şu satırlarla tanıtmaya başlar: “Bu eser benim bütün varlığım, vücut hikmetim, her şeyim… Ben, arının peteğini hendeseleştirmeye memur kılınması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım. Şiirlerim de, piyeslerim de, hikâyelerim de, ilim ve fikir yazılarım da sadece bu eserin belirttiği bina etrafında bir takım ‘müştemilat’tan başka bir şey değil. Güzelim Türkçenin ‘katık’ tabiri ne kadar yerinde. Gerçek gıda ‘nan-ı aziz’ dediğimiz ekmektir ve gerisi, ona katılmaktan kinaye ‘katık’tan ibaret…” Dikkatle okunduğunda, neredeyse; her sayfasındaki paragrafların altı, kalın kırmızı çizgilerle çizilecek mesabedeki, 500 sayfalık kitabın, baştan sona İslâmî hüküm ve nâslar dikkate alınarak, kaleme alındığı fark edilecektir. Necip Fâzıl, bu kitabında; insan ile devletini, birbirini tamamlayan ve birbiri ile anlam kazanan iki faktör olarak ele alır. Kâinat içinde, her şeyin küllî bir varoluş içinde bulunduğu, insan, toplum, vatan, millet, devlet. vb. kavramların, hiçbir şekilde, tek başlarına bir anlam ifade etmeyeceklerini vurgulayarak, ancak, beraberlikleri, süreklilikleri ile bir değer hâline gelebileceklerine işaret eder. Türkiye’ de, İslâm muhâlifi mihrakların, neredeyse en çok ürktükleri ve çekindikleri kişilik olan Necip Fâzıl’ ın, yaklaşık 100 eserlik külliyatının içerisinden en çok tenkid ettikleri kitap da zaten bu olacaktır. Yazıldığından bu güne, bu kitaptaki fikirlerin , şahısların “ bireysel “ özgürlüklerine kilit vurur nitelikte, zararlı bir eser olduğu, çağdaş, demokratik, lâik bir ulus devlet yapısını yok edecek derecede, tehlikeli bir “ideolojik” mâhiyet taşıdığı iddiaları, hatta Hitler’ in KAVGAM isimli kitabıyla paralellikler taşıdığı gerekçesiyle, şiddetle eleştirilir. Günümüzde gerek, Parlamenter rejimden, Başkanlık sistemine geçilmesi için hazırlık döneminde, gerekse referandum sonrası, bu sisteme geçildiğinde, Tayyip Erdoğan muhalifi köşe yazarlarınca, İdeolocya Örgüsü’ nde konu edilen, BAŞYÜCELİK rejiminin, şimdi hayata geçirildiği iddiasıyla, oldukça yoğun eleştiriler alacaktır. Salih Zeki Çavdaroğlu 04 Haziran 2020 https://ferahnak.wordpress.com/2020/06/04/ideolocya-orgusu-nun-sekillenisinde-necip-fazil-in-fikir-cilesi/
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |