Bugün medeniyet kisvesini sadece batı ile özdeşleştirenler size sesleniyorum: Medeniyet yalnız Garpta gizli değildir!
Aslında bütün bu düşüncelerin böyle olmasında Şark insanının payı büyük galiba. Bugün bize öğretilenleri sadece kabullenmek yerine aklımızı kullanıp doğruluğunu ve yanlışlığını tahlil edebilseydik şimdi bu halde olmazdık.
Şöyle ki; Türkan Şoray’ın oynadığı “Güllü” filmindeki “sarılmadan medeniyet olur mu? , moda çıplak gezmeyi gerektiriyorsa çıplak gezeceksin(!)” cümlelerinden tutunda Hülya Koçyiğit’in “Kezban” filmine kadar vatan topraklarında yaşayan batı hayranlarının sahiplendiği bu düşünceler; zamanla sabit fikir haline geldiği için bugün ki kimliğine bürünmüştür. O zaman medeniyet çıplaklıkta ve edep dışı pervasızca hareketlerde gizlidir denilebilir mi?
Ya da tamamıyla bir ateist gibi yaşayıp dünyaya gelme amacımızı unutarak yani keyfimizin kahyasının emirlerine uyarak medeni bir kimlik kazanabilir miyiz?
Geçen senelerde dayımı ziyaret etmek için Kuşadası’na gitmiştik. Oradaki insanların kapalılara bakışını görmek bana gerçekten acı verdi. Her Müslüman kadına “kara Fatma” , her Müslüman erkeğe “terörist” sıfatını yakıştıran düşünce ne kadar sağlam ne kadar medeni bir hal alabilir.
Bugün Filistin’deki Müslüman halka katlanılmaz zulümler yapan İsrail yönetimi ve onların destekçileriyle Işıt arasında ne fark var? Zamanında Hitler’in Yahudilere yaptığı işkenceler, Stalin’in kendi halkına karşı kullandığı orantısız güç, Katoliklerin Ortodokslara uyguladığı haksız politikalar bugün medeniyet bakımından kıskandığımız topraklarda olmadı mı? Ne yani Gandi’nin protesto eylemlerinin sebepleri, Malcolm X ‘e olanlar, Muhammed Ali’ye verilen cezaların sorumlusu kör cahil(!) Araplar mı?
Açık ve net olarak söylüyorum ki medeniyet kavramı ne batıda tam anlamıyla vardır ne doğuda; ne şimdiki televizyon dizilerinde saklıdır nede okumuş diplomalı entelektüelde yahut cahilde. Medeniyet kavramı ancak ilimle olur. Sadece ilimle de değil.
Medeniyet ilmi hayatımıza zerk ettikten sonra ortaya çıkan davranış şekillerinin ve düşünce tarzının en üst seviyeye ulaşmasıyla oluşan yansımadır.
SENANUR BUDAK