..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçek bir sevgide diğer insanın iyiliğini istersin. Romantik sevgide diğer insanı istersin. -Margaret Anderson
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Özlem Salman




1 Mart 2014
Kulağa Ne de Hoş Gelir; Sil Baştan!  
Özlem Salman
“Sil Baştan!” derken yeniden başlamakla sınırlı kalmayacak hiçbir şey, yeniden yaşamaya başlamak olacak öğrenilmişlerin unutulduğu gölgede.


:AEJE:
Ali Poyrazoğlu bir konuşmasında; “Bir insana seni seviyorum derken tek başımıza değilizdir. O güne dek hayatımıza giren aşık olduklarımızla birlikte ona, ‘seni seviyorum’ diyoruzdur” demişti. İlk duyduğum andan itibaren hep hoşuma gitmiş bu sözün, salt sevme ya da aşk duygusunun aktarım becerisiyle sınırlı kalmadığını yine kendi deneyimleriyle öğreniyor insan. O kadar kolay değil; “Sil Baştan” demek ya da sanıldığı kadar kolay değil.

Hayatın uzun soluklu bir maraton olduğu klişesinin hakkını verircesine karşımıza çıkan sürprizlerle kendimize geliyor, materyalist düşünceye verilen referansla hiçbir şeyin vardan yok, yoktan var olmadığını görüyor, biriktirilenlerin de silinip baştan atılmadığını deneyimliyoruz. İnsan denen karmaşık organizma, düşünsel anlamda ekleyip geliştirdikleriyle var olan ve bu özelliği ile diğer canlı türlerinden ayrışan bir özelliğe sahip ki genelde unutulan da bu. İnsanın kendini içinde bulduğu herhangi bir olaya karşı duruşunu belirleyen, kriz anlarından yaşamın rutinine dek bir çok şeyi kontrol edebilmesini sağlayan beynin gerçekte deneylenenlerin tortularından çıkarımlarla bu yeteneği kullanabildiğini gözden kaçırıyoruz. Gün gelip sil baştan dendiğinde, silinen işte o beynin en saklı köşesi bellek oluveriyor.

Uyanışlar... Hani uzun yıllar garip bir uyku hastalığına tutulmuş insanlar misali... Ölümün kıyısında bir yaşamı solumaktan dönüş. “Awakenings” filminin sahnelerinde beynimize kazınmış bir mucizenin görseli Leonard Lowe gibi. Onun Dr. Sayer’e ilk gülümseyişinde olduğu gibi şaşkınlıkla bakmak hayata. Yürümenin, yere basmanın, o anın farkına varmak ayağa kalkıldığında ve kim olduğunu görmek aynaya bakıldığında. Hayata yeniden tutunma çabası... Dostluğun, sevginin farkına varmak. Aşık olmak, ilk kez.

Tüm bunları yaşayana dek kayıp giden zamanı belki de hiç umursamamak. Vermeden alınmayacağını dikkate almadan soluklanan mutluluk anları. Filmin o muhteşem uyanış sahnesinin sonrasındaki gerçeklik... Lowe’ü ayağa kaldıran tedavinin onun hayatını kısaltan bir canavarı uyandırışı. Tıpkı “Sil Baştan!” demenin büyüsüne kapılan insanların günün sonunda deneyimsizliğin, acemiliğin diyetini hayallerden vazgeçmekle ödeyecekleri gibi.

Yaşamın girdileri çıktılarından atlaya zıplaya yol almaya çalışan insan, eğer biriktirdiği yaşanmışlıklarını unutmayı, sıfırdan başlamayı deneyimlemeyi seçmişse geçmişte kazanımlarının hepsini bir kenara bırakmış olacağını bilmeli. Çünkü “Sil Baştan!” demenin sonu onu kendiyle yüzleştirecek hayal kırıklıkları ve debisi güçlü sularda sürüklenişin yeniden başlangıcı.

Her ne kadar kulağa hoş gelse, yürekte bir heyecan yaratmış olsa da bu iki sözcük, bilinmelidir ki karar verildiği andan itibaren Leonard Lowe gibi sıfır noktasından öğrenmeye başlanacaktır hayat. Belki de yıllar önce ders alınarak yapmaktan vazgeçilen hatalar yeniden yapılıp eski yanlışlarla yeni güzellikler kaybedilecektir.
“Sil Baştan!” dendiği an, bellekte saklanan tortulardan vazgeçildiği için küçük bir çocuk kadar korunmasız, savunmasız, acemi olunacak.

“Sil Baştan!” derken yeniden başlamakla sınırlı kalmayacak hiçbir şey, yeniden yaşamaya başlamak olacak öğrenilmişlerin unutulduğu gölgede.

“Sil Baştan!” deyişin kulağa hoş gelişi bir yana, şiirlerin dizesi, şarkılara söz oluşunun boşuna olmadığı, ümit edilenin ise hiç beklendiği gibi sonuçlanmayacağı bir yeni gerçekliğe sürüklenişin kaçınılmazlığı yaşanacak.

“Sil Baştan!” demeden iki kez düşünülmeli derim; çünkü ya yapılmadığından ya da kurgu bir bellek yitimi varsayıp tüm biriktirilenler, öğrenilmişliklerden vazgeçmeyi göze alıp denendiği için kaybedilecek, yani sonuç değişmeyecek.

Özlem Salman
Kıbrıs, 01/03/2014




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Hayat Bir Kutu Çikolatadır. İçinden Ne Çıkacağını Bilemezsin". Forrest Gump

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sizi Çok Seviyorum Sevgili Dostlarım : -) )
Yeni Milenyumun Amazonları; Kıbrıslı Kadınlar
"Yirmi Yedi Yaşında Ölen Ölümsüzler"den Biri; Amy Winehouse"un Ardından…
Orjinal Gıbrıslı'lık Adalı Olmak mı?
Görsel Bellek Oyunlarından İbarettir Belki de Hayat
Medya Öldü, Yaşasın Sosyal Medya!
Kelebek Etkisi’yle İnsanı Dönüştüren Bir Momentumdur Yaz
Pisi Pisine Kaybetmeyi Umarsızca Geçiştirme Telaşı
Bir Yanım Hep Chaplin ve O Beni Hep Çok Sevdim
Bir Zeki Müren Geçti Bu Hayattan

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bu Dünya’da Yaşamak Bazen Çok Ağır Geliyor [Eleştiri]


Özlem Salman kimdir?

‘Kurguda tıpkı hayat gibi; içinde binbir değişkenin rol oynadığı bir döngü. . . ’ Yine tıpkı hayat gibi, o da doğrusal atımlı bir hareketle değil, zaman ya da ışık benzeri dalgasal bir karaktere sahipti. Hayatın merkezinde doğanın kendisi varken, roman kurgusunun merkezindeki yazardı.

Etkilendiği Yazarlar:
Shakespeare,Tolstoy,Nazım Hikmet, L. Aragon, Yannis Ritsos, Özdemir Asaf, Can Yücel,Nietzsche, C. Dikens, Pablo Neruda, Yevgeni Yevtuşenko..daha doğrusu dünyada iz bırakan edebiyatçılar, filozoflar..


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özlem Salman, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.