"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Hiç kuşkusuz ki dışımızdaki kaynak derken kastımız, dışınızda görülen ve yaşanandan yansıma oluşla sizleri duygu eden durumları konu etmek değildir. Oysa ilham konularına bir bakın; aşk şiirleri yazmak, roman yazmak, toplumu düzenleyen kuralları angaje etmek vs. Bunlar da kişilerin bildiği, kişilerin ya da çevremizin yaşamakta olduğu, içimizde olan ve içinde her an haşir neşir olduğumuz konudurlar. Siz bunların her hangi biriyle özel angajman olursanız bir süre sonra ilhamınız da patlar. Söz gelimi, bir Zerdüşt, bir Brehmen, bir Mazdek, bir Musa önlerinde yüzlercesi hazır edilmiş kültür hazinesinden birine ya da bir kaçına günlerce, aylarca, yıllarca angaje olmaktadırlar. Bu inzivayı zaman zarfı içindeki kültür envanterlerden birine angaje oluşla, sosyo toplumsa sorunlara çare edebilmenin düzenlemesini yapmaktadırlar. Söyledikleri yeni bir şey yoktur. Getirdikleri konunun hiç biri yeni değildir. Sadece onca keşmekeşlik görünümlü kültür polteistisinin içinde olan konunun bir tanesini aideti çekim merkezi kılmakla, sistemin kuralı yapmanın düzenlemeleriyle yeni ilke olmuş olmaktadır. Yani ilham, üzerinde uzun uzun yoğunlaşılan bir bağlantı kuralı (angajman kuralı) olmaktadır. Bir aşk şiiri yazıp, bir toplumu düzenleme kurallarını ihdas etmenin ilham (!) gelenlerini (rabbilerini-şairleri-yazarı-bilim adamını) gördük te; nedense aynı ilham, bir Satürn gezegeninin bilinmesine konu olacaklar için hiç ortalarda gözükmez. İlham olan şeyler daha önce çevremizde olmuş olanla şimdi oluşmakta olanların yüzlercesi içinde biri üzerine yoğunlaşılan bir angajmanlıktır. İlham, insanın elinde olanı değil de, elinde olmayanı; boşu boşuna beklemesinin azizliğidir. Bu da insanlarımızı yaptığına yapacağına soğutmaktadır. İlham içimizdeki zamanlar olarak anlaşılmalıdır. İlham içimizdeki geçmiş zaman olacakla, şimdiki zaman olanın girişmeleri oluşla anlaşılmalıdır. Her şeyin bir geçmişi, yani; tarihi vardır. Demirin de, kömür olan karbonun da bir tarihi vardır. Maden olarak, âdem olarak geçmiş zamanlar; girişen atom özelliği ve gen özelliği oluşla hala içimizdedirler. İçimizdeki geçmişe dair olan şeylere ve bize ait mazi; ne kadar bastırılırlarsa bastırılsınlardı. Hiçbir zaman bu bastırılma işi sıfır bir bastırılma noktası değildir. Bu baskılanma, sadece su yüzüne çıkmayacak ve müdahaleci olmayacak düzey ve düzlem konumuna kadar geriletilmektir. Bu da demektir ki baskılanan içimizdeki zaman; zaman zaman patlak çatlak sızıntılı kaçaklarıyla bizlere ilham olması her an olasıdır. İlham oluşla düşünce olarak ilk çıkan şiir sözleri, biraz sonra sizi; sizde o şiir sözlerini değiştirerek tekrar edişin bir etkileşimleri içine girersiniz. İlham, zamanıyla size aktarılan sosyo toplumsa gücün; bastırılmış, unutulmuş gibi olan demlenmesinin; sizin mantık kalıbınızla eğilip bükülmüş haliyle su yüzüne çıkan ve siz gibi olan anlam ve ifade ediliştirler. Unutmuş olsanız bile ilham konusu ilham kaynağı oluşla sizde önceden beri var olanı, haldeki sosyo toplumsal yansımalarıyla bağıntılayıp, sizin eğip bükmelerinizle düzenler olmanız, sizin özelliğinizdir. 22.07.2013
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |