..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Dinler, İnançlar ve Ateizm > Fuat Türker




14 Ağustos 2012
Kalplerinde Hastalık Olanlar  
Fuat Türker
Manevi yaralar sonsuz yaşamı tehdit eder hale gelir, günah kalbe işler ve Bediüzzaman’ın ifadesiyle siyahlandırarak imanın nurunu çıkarıncaya kadar kalbi katılaştırır. Ancak insan tedavi için çaba göstermek yerine, hastalığını daha da artıracak ortamlarda bulunursa, hastalık durumu sürer.


:AGCA:


Kur’an ayetlerinde söz edilen kalplerinde hastalık bulunanlar genel olarak imanı kalbine tam olarak yerleştirememiş kişiler. İmani yönden kuşku içinde olan, Kur’an ayetlerini anlayamayan, kolayca şeytanın etkisine girebilen bu kimseler müşrik, kafir ve münafık özellikleri gösterirler.

Kalbinde hastalık bulunan kişi, imanı zayıf olduğundan, rüzgarın yönünde sürüklenen yaprak gibidir. Kalbini Allah’a tam olarak bağlayamaz ve O’ndan gereği gibi korkup sakınamaz. İmanı gereği gibi anlayamaz ve kavrayamaz. Dini tam olarak yaşayamaz; imanına şirk katar. Vicdanı doğruyu işaret ettiği halde o, nefsinin bencil tutkularına kapılır ve gerçekleri yaşamına geçiremez. Ahiret kazancı yerine dünya hayatını ve dünyevi çıkarlarını tercih eder. Tutkuyla bağlandığı dünyaya öncelik verir, ahireti arka plana atar.

İnanan insan da bazı durumlarda kalbi hastalıklı kişi özellikleri gösterebilir. Örneğin kötü gibi görünen bir olayla karşılaştığında bir an umutsuzluğa kapılabilir. Ayetteki ifadesiyle, "... artık o, ye’se düşen bir umutsuz" gibidir. (Fussilet Suresi, 49) Ya da bazen yanlış olduğunu bildiği halde başına gelen musibet karşısında şeytanın etkisiyle hüzün duyabilir. Kimi zaman dünyanın çekici süslerine kanabilir, önceliklerini belirlemede hata yapabilir.

Bediüzzaman konuyla ilgili olarak Hz. Eyyub (as)’ı örnek verir ve "onun zâhirî yara hastalıklarının mukabili bizim bâtınî ve ruhî ve kalbî hastalıklarımız vardır. İç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hazret-i Eyyub’dan daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz" der.

Şöyle devam eder Bediüzzaman; "Çünkü işlediğimiz herbir günah, kafamıza giren her bir şüphe, kalb ve ruhumuza yaralar açar. Hazret-i Eyyüb (as)’ın yaraları, kısacık hayat-ı dünyeviyesini tehdid ediyordu. Bizim manevî yaralarımız, pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdid ediyor."

Kur’an’da Tevbe Suresi, 45. ayette "Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler"den söz edilir. İnsanın içindeki yara kalbindeki kuşkuyla orantılıdır; kuşku ne kadar güçlüyse yara da o kadar derindir.

Manevi yaralar sonsuz yaşamı tehdit eder hale gelir, günah kalbe işler ve Bediüzzaman’ın ifadesiyle siyahlandırarak imanın nurunu çıkarıncaya kadar kalbi katılaştırır. Ancak insan tedavi için çaba göstermek yerine, hastalığını daha da artıracak ortamlarda bulunursa, hastalık durumu sürer.

Ancak ne yaşarsa yaşasın bunlar, inanan insanın kolaylıkla şifa bulabileceği durumlardır. Kur’an, "sinelerde olana bir şifadır, hidayet ve rahmet"tir. (Yunus Suresi, 57) Kalbinde hastalık olan insan, Kur’an’a sıkı sıkı sarıldığında, hastalığı şifa bulur. Kişi yalnızca ilacı alır, kalbindeki hastalığın gitmesi için Rabb’ine samimi dua eder ve Allah’ın dilemesiyle tedavi olur.

Dolayısıyla kalbinde hastalık olduğunu hisseden insanın tedirgin olmasına gerek yoktur. Samimiyetle Kur’an’a sarılması, vicdanına uyması yeterlidir. Allah’ın dilemesiyle, hasta hep hasta olarak kalmaz. Zaten adı üzerinde hasta, tedavi olabilecek olan kimsedir.

Kur’an ayrıca, "onlar için yetmiş kere bağışlanma dilense de, Allah’ın kesinlikle bağışlamayacağı" ve "kalpleri parçalanmadıkça" vazgeçmeyecek olan kişilerden söz eder. Onlar şifa bulamayacak karakterdeki kişilerdir ve ölmedikçe mümkün değil durdurulamazlar hatta cehennemde de azgınlıklarına devam ederler.

Kur’an’da kalbi hastalıklı olarak tarif edilen bir diğer grup münafıklardır. Ancak münafıklar diğerlerinden farklıdırlar. Onlar, dilleriyle inandıklarını söylerken hastalıklı kalplerindeki küfrü saklamaya çalışırlar. Konuşma ve davranışlarıyla müminlerden, şeytani ruhlarıyla kafirlerden çıkar beklerler.

Münafıklar da hasta kalplerinin şifa bulması zor kişilerdir. Ancak Kur’an, Allah’ın sonsuz merhametiyle kalbini hastalıktan kurtardığı münafıklardan söz eder. Allah, samimi olarak Kendisinden korkan, vicdani duyarlılığı artan, ihtiyaç içinde bağışlanma dileyen münafıkların da dilerse tevbesini kabul eder. Bir Kur’an ayetinde savaşa çıkmaktan kaçınan üç kişiyi bağışladığını haber verir:

(Savaştan) Geri bırakılan üç (kişiyi) de (bağışladı). Öyle ki, bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti, nefisleri de kendilerine dar (sıkıntılı) gelmişti ve O’nun dışında (yine) Allah’tan başka bir sığınacak olmadığını iyice anladılar. Sonra tevbe etsinler diye onların tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah, (yalnızca) O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. (Tevbe Suresi, 118)

Allah sonsuz adalet, sevgi, rahmet, merhamet ve lütuf sahibidir. Kendisine samimiyetle yönelenin karşılığını fazlasıyla verir. Allah, iyiliği bol, esirgemesi çok olandır ve O, dilediği takdirde her hastalıktan kalpleri arındırır.

... Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. (Ali İmran Suresi, 154)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın dinler, İnançlar ve ateizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık
Zulümden Yalnızca Zulmeden Sorumludur
"Allah Evrimle Yaratmış Olabilir" Düşüncesi Neden Yanılgıdır?
Neye Sımsıkı Tutunuyorsunuz?
Yazacaklarım Nedeniyle Rabb'imi Tenzih Ederim, Överim, Yüceltirim!
Dünyanın İmtihan Mekanı Olduğunu Unutmayalım
Ey Alem-i İslam, Uyan!
Münafık Şeytan Benzerliği

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler"
Dünyalık Peşindeki Din Adamları
Münafık Matruşka Gibidir...
Yalanın Rengi
Toplumda Yerleşik Kur"an Dışı Sözler - II
'Allah Baba' ve 'Allah Seni Yakar': Çocuk Eğitiminde İki Yanlış
Birlikte Allah'ın İpine Sarılma Zamanı Gelmedi mi?
Darwinizm Putunu Kırmak Neden Önemlidir? - I

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler [Deneme]
Son Perde [Deneme]
Dinin Çıkarlarını Gözetmek [Deneme]
İnsan Neden Kıskanır? [Deneme]
Konuşma Kişiliği Yansıtır [Deneme]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.