Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Hey gidi günler hey, ben bu hallere düşecek adam mıydım? Aha şu sırtımı döndüğüm tepeye yaptığımız çıkma yarışında beni geçebilen tek bir baba yiğit var mıydı. Ah ulan kahpe gençlik ah: Ne hallere koyup ta terk ettin beni. O bir solukta çıktığım tepeye kim bilir kaç kez dinlenerek çıkacağım. Ya çıkamazsam? Davran be Mehmet, verdiğin karardan caymak yok. Madem bu çileli hayatına son vermeye karar verdin, burada miskin miskin oturman niye? Hadi bakalım yolcu yolunda gerek diye söylendikten sonra kalkıp tepeye doğru dönüp yürümesini sürdürdü. Yürürken de söylenmeye devam ediyordu. Ah ihtiyarlık ah. Ey gençlik bir bakın şu halime de gençliğinizin kıymetini bilin. Hele bir ihtiyarlamayı görün. Üstüne titrediğiniz, yemeyip yedirdiğiniz, giymeyip giydirdiğiniz çocuklarınız bir bayram günü dahi gelip hatırınızı bile sormazlar. Beni arayıp sormadıkları gibi. Kayaların yanına vardığında iyiden iyiye tükenmişti. Uzanabileceği bir yer kestirdi gözüne. Gidip yavaşça çöktükten sonra ellerini başının altına yastık yaparak uzandı. Yattığı yerde söylenmesini sürdürdü. Kör olasıca gençlik. Ne tez terk edip gidiyorsun böyle.Acelen neydi? Terk edişinle gör bak ne hallere kodun beni. Şu halime bak. Gücüm onca dinlenmeme rağmen bir solukta çıktığım kayaların yanına varmaya bile tam yetmedi. Değil kayalara tırmanmaya, adım atmaya bile takatım kalmadı. Neyleyeceksin böyle hayatı? Yaşamak, hem de bir ot gibi yaşamak. Elin işe yatmaz, gücün çalışmaya yetmez. Yakındır gözlerden de olmak. Neye yarar böylesine yaşamak? Çocuklara yük olmaya mı? Hoş onların umurunda bile değilim. Yüzüme söylemiyorlar ama, belki de ne zaman ölecek bu bunak diye içlerinden geçiriyorlardır. Hele şu büyük gelinim yok mu? Oğluma istemeden önce az yağ yakmamıştı. Mehmet abi, Mehmet abi diye etrafımda dolanırdı. Şimdilerde ise ağzıyla yaptığı hakaretlere ağzı yetmiyor, el ve ayaklarından bile destek alıyor. Tüm suç oğlumda. Ödü kopuyor karısına laf söylemeye. Bir günden bir güne duymadım, o benim babam. Ona hakaret edemezsin dediğini. Genç olsaydım kalır mıydım o çaçaron gelinin altında? Anasından doğduğuna pişman ederdim. Ne çare yaş gitti. Yaşla birlikte güç kuvvet te gitti. Ya bu olanlara katlanacaksın. Ya da verdiğin karardan dönmeyeceksin.Bunları düşünürken uyuya kaldı. Çok yorulduğundan olacak uzun sürmüştü uykusu. Uyandığında hava kararmak üzereydi. Hemen kalkıp kayalara doğru tırmanışa geçti. Çok az ilerlemesine rağmen soluk soluğa kalmıştı. Ayağının altından kayan bir taş yüzünden yere düştü. Kalkmak istedi. Birden göğsüne peş peşe bıçaklar saplanıyor gibi ağır bir ağrıyla öne doğru kıvrıldı. Bu kez ağrılar tüm sırtını kapladı. Soluk almak istiyordu ama alamıyordu. Sanki görünmeyen biri tarafından gırtlağı sıkılıyordu. Sağ eliyle o görünmeyen eli, eliyle kavramaya çalıştı. İncecik, kuru parmaklarıyla gırtlağını avuçladı. Uzamış tırnakları derisinin altına daldı. Sol elini yere dayayıp kalkmaya uğraştı. Başaramadı. Yüzü elleri morardı. Başı önüne düştü. O kayalardan atlayıp ölmeyi düşlüyordu. Oysa ölüm onu kayalara çıkmadan yakalamıştı. Özcan Nevres 2001-08-20 SİLİVRİ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |