"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
Herkesin bir kahramanı olduğuna inanmışımdır ben; olmak istediği, hayran olduğu, özenerek baktığı, olabildiği ya da olamadığı birisi ya da birileri. Kendimizi 'kendi' olarak sevsek bile, değişim denen şey kaçınılmazdır. Günbegün azalıyor yeni bir bilginin ömrü. Herşey büyük bir hızla değişirken, değişimin hızına yetişilemezken, insanın aynı kalması mümkün müdür? Elbette değildir, işte bu yüzden dedim ya, kaçınılmazdır değişim. Peki kendi kalarak değişim nedir? Öncelikle şu iki kavramı açıklamakla başlamak istiyorum; kendini eksik hissetmek ve kendini küçük görmek. Kendini eksik hissetmek, bizi değişmeye ve gelişmeye iten, insanı belki de Nietzche'nin üst insanı olma yolunda ilerleten, bizi diğerlerinden farklı kılacak, doğru bir histir. Kendini küçük görmek ise, kendinden memnun olmayan, yaptıklarıyla ya da yapamadıklarıyla, hayattan beklediği şeylere ulaşamamış insanın, benliğini değersiz görme hissidir ve yanlıştır. Yanlıştır çünkü; kendini eksik hissetmek ileriye doğru adım atmamız için , kendimize yeni birşeyler katmak için, değişmek için ve gelişmek için tetikleyici bir görev üstlenirken, kendimizi küçük görmek, karamsar dünyamızda kaybolmamızın sebebidir. Bazı insanlar, Türkiye'nin gündemi gibidir; karamsar, umutsuz ve hep aynı. Bunlar hep şikayetçilerdir; senden, benden, kendilerinden ve herşeyden. Ama değişim için çabaları yoktur, birileri sihirli bir değnekle hayatlarını değiştireceğini sandıklarından da değildir bu çabasızlıkları. Kolay olan budur onlar için, kalıptır, aynılıktır. Değişim cesaret ister tıpkı farklılık gibi.. Bazı insanlar ise, boyama kitaplarındaki yüzlerce içi boş şekillerdir. Onlar da boyanmayı beklerler ve ne renge boyandıklarının önemi yoktur onlar için çünkü zaten şekilden ibarettirler. O an için, çocuğun elinde ne renk boya olduğudur o insanların rengi; pastel, sulu, kuru farketmez. Bunun adıysa değişim değildir. Aslında insanı nesneye benzetmem çok da doğru olmadı, çünkü renkten renge bürünen bu insanların iradesinden bağımsız değil bu değişim. Bu insanların da, yaşamak için bulundukları ortamın rengini alan bukalemun gibi yaşamaları, yine değişime direnen o insanlar gibi kendi tercihleri. Yine kolayı seçenler bunlar, sahip olduklara şeye yeni bir şekil vermek yani değişimi kendileştirmek yerine bulunduğu kabın şeklini alanlar, işte bu insanlar. Bazı insanlar ise, hani en başta bahsettiğim kendini eksik hissedenler, 'kendi kalarak değişmeyi' başaranlar onlar. Nasıl mı? Özü koruyarak. İnsanı mutlu ya da mutsuz kılan şeylerin büyük şeyler olmadığını hepimiz biliriz. Yine hepimiz biliriz ki an'dan ibarettir mutluluk, göz açıp kapama süresince devam eden. Ama yine biliriz ki, kendimizden, benliğimizden, ruhumuzun asıl olduğundan ne kadar uzaklaşırsak, ne kadar başkalaşırsak o kadar mutsuz değil, huzursuz oluruz biz. Aslolan huzur, netlik, özgüven ya da işte an'lardan ibaret olmayan o zemini ne olarak isimlendiriyorsanız siz, işte onun sağlamlığıdır. Bulunduğumuz zeminde sağlam hissetmemizin yoluysa, önce kendimizi tanımamız, sonra kendimizden şikayet etmek ya da hoşnutsuz olmak yerine, değişmek istememiz ve kahramanımızın kendisi olmak yerine, onu kendileştirmemiz. Demem o ki; sadece hayran olduğumuz şeyleri 'kendileştirelim' Böylece 'o' olmak yerine; değişen, gelişen yeni 'ben'ler yaratalım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © sirin aydin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |