Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
Adada eylül sonu.Yorgun insanlar, yorgun cafeler, lokantalar... Üzümün son demleri, bağbozumu çoktan olmuş.Rüzgarın en sevinçli günleri.Deniz 'Yine elime düştünüz 'der gibi.Dalga dalga.Ve en güzeli mışıl mışıl uyutan oksijen. Tatilde Sezen Aksu'ya rastladım. Tabii şarkısına.Yine yapmış yapacağını. Günlerce, üst üste dinledim.Hele Pavli Çamlığında yıldızlar eşliğinde bağıra bağıra eşlik ederek dinlemek... Unuttun mu beni, her şeyimi Sildin mi bütün izlerimi Hüç düşmedim mi aklına Hiç çalmadı mı o şarkı? O sahil, o ev, o ada O kırlangıç da küs mü bana Sanırdım ki aşklar ancak filmlerde böyle Ben hâlâ dolaşıyorum avare Hani görsen, enikonu divane Ne yaptıysam olmadı, ne çare Unutamadım, gitti ! Ey aşk neredesin şimdi Sen de mi terk ettin beni Ne hata ettiysem, affet Büyüklük sende kalsın, e mi Sen de olmazsan eğer, batar artık bu gemi Unuttun mu beni, her şeyimi Sildin mi bütün izlerimi İnsanın keşke benim de böyle bir aşkım olsaydı diyesi geliyor. Sonra avare avare dolaşırsanız yolunuz Koreliye düşer.Sırtınızda iki üç tane şal , masanın etrafında yirmi yirmibeş tane kedi... Kale içinde Islomania ( Ada deliliği) adlı adayla ilgili belgeseli izlerken aklıma çocukluğumda babamın anlattığı bir hikaye geldi.Sadrazam Halil Hamid Paşanın hikayesi. Halil Hamid Paşa 1782-1785 yılları arasında I. Abdülhamit zamanında sadrazamlık yapmış.Bir arkadaş meclisinde sohbet sırasında, 'padişahımız da artık çekilse, çok yoruluyor, yerine oğlu ( veya bir başkası) geçse'demiş iyi niyetle.Muhalifleri ise hemen bunu Padişaha yetiştirmişler. 'Sizi devirmek istiyor Padişahım ' demişler.Abdülhamid buna çok kızmış ve Halil Hamid Paşayı Bozcaada'ya sürgüne göndermiş ve burada başı kesilmiş. Vücudu Bozcaada'da defnedilmiş, kesilen başı ise İstanbul'a getirilerek orada defnedilmiş. Neyse Halil Hamid Paşanın bir arkadaşına adadan mektup yazdığı ve şöyle dediği söylenir; Kişiye küserse Hüdası Meskeni olur Bozcaadası Yanıt gelir; Kişiye küsmez Hüdası Kişinin çektiği dilinin belası. Burada da aklıma nedense Halikarnas Balıkçısı, Mavi Sürgün geliyor.Hadi onun Bodrum için söyledikleri ile bitirelim yazıyı. 'Başka yerlerde ölüp nur içinde yatılacağına, burada nur içinde yaşanır.' Bugün de aynı şeyi söyler miydi acaba? Ben çocukluğumun adası Bodrumlaşmasın diye neler vermezdim .
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ülkenur Kaynar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |