Bilmek kadar kuşku duymaktan da zevk alıyorum. -Dante |
|
||||||||||
|
ÖNCE GERÇEKLER,SONRA ÖZLEMLER ve HAYALLER 11/10/2009 Üç yıl kadar önce ne bilgisayarım vardı ne de yazı yazmak gibi bir uğraşım.Köyümüz adına bir sitenin kurulduğunu öğrenince site kurucusu arkadaşım Turgut Temizyürek’in de isteğiyle “KÖYÜMÜ ANARIM” adlı ilk yazımı yazdım.Bu yazıyı ricam üzerine o zaman çalıştığım dershanedeki sevgili genç arkadaşlarım bilgisayara geçtiler,köy sitemize gönderdiler.O yazımda Necati Cumalı’nın “Selim’i Anarım” adındaki bir öyküsünden söz etmiştim.O öyküdeki Selim yoksul; ama yapıcı bir insandı.Davasına bakan avukatın yazıhanesini bile çiçek bahçesine çevirmişti.Dünyaya iyimser gözle bakan,yaşamı üretmek,çalışmak olarak algılayan bu adam benim hep kahramanım olmuştur.Çevremizde böyle insanlar çok olsaydı ülkemiz,çevremiz,doğamız çok daha değişik olurdu.Hele de benim o ağaçsız,çeşmesiz,bahçesiz köyümde böyle insanlar ne kadar da gerekliydi. Oturduğum sitenin bahçesi yemyeşil.Buraya ilk geldiğim yıl beni ziyarete gelen bir arkadaşımla buradaki çeşit çeşit ağaçlara bakarken arkadaşım bana, “Bunun adı ne,bunun adı ne?” diye soruyordu.Ben de “Ne bileyim,benim köyümde ağaç mı vardı,ben söğütle kavaktan başkasını bilir miyim sanki!” demiştim.Şimdi şimdi köydeki bazı evlerin bahçesinde az da olsa ağaç var.Bizim çocukluğumuzda,gençliğimizde hiç yoktu.Belki bir gün Selim gibi insanlar çoğalır da o bozkırdaki köyüm , şair Ziya Osman Saba’nın dediği gibi “Bir yer düşünüyorum yemyeşil/ Bilmem neresinde yurdun/ Bir ev günlük güneşlik/ Çiçekler içinde memnun” bir yer durumuna gelir. O öyküdeki Selim’i anmışken yıllarca arkadaşlık yaptığım, her gidişimde de ziyaret ettiğim Mucurlu emekli öğretmen Muzaffer Yıldırım’dan da söz etmeden geçemeyeceğim.Mucur-Yücesan tesislerinin tam karşısındaki yol Mucur’un Şatıroğlu Mahallesine gider.Yeşillikler içinde giderken köye girişteki ilk evden sonra arabanızı sağ tarafta durdurun.Derenin içine doğru yürüyün.Hani Orhan Veli demiş ya “Gemlik’e doğru denizi göreceksin/ Sakın şaşırma” diye.Siz de sakın şaşırmayın.Orada el emeği doğa cennetini göreceksiniz.Selam verip oturmaktan çekinmeyin.Hoş gönüllü Muzaffer Öğretmen’in çayı da hazırdır,başka içecekleri de.Sözüne sohbetine de doyum olmaz.Bunları yılların dostluğu ile iltifat olsun diye yazmıyorum.Gidin,kendiniz görün.İnsan eliyle doğada neler yapılırmış. Bunca girişten sonra ben de köyümle ilgili geçmişe dönük özlemlerimi,geleceğe dönük hayallerimi o çok sevdiğim şiir-öykü tarzı anlatımımla yazayım dedim.Sitemize okumuşlarımızın,okuyanlarımızın yazdıklarını çok bekledim;ama herhalde boşuna bekleyeceğim.Bir yazının ille de edebi eser olması gerekmez ki!Yaz kardeşim.Bir anını yaz,babanı,anneni,dedeni,ebeni,tanıdıklarını yaz.Belki bundan sonra yazılır umuduyla oturup yazıyorum. Bir Hayal,Bir Özlem Çıksam Şu Kırlangıç’ın tepesine Başka seyredecek tepe mi var Baksam bozkırdaki köyüme Söğütler,kavaklar,gürgenler arasında Yalnız kırmızı kiremitli evleri görsem Yeşillikler içinde Özlerim Sabah güneşi yükselirken Anamın göçmen sobasında pişirdiği Peynirli,onun yüreği gibi sıcacık kömbeleri Üst gözünde sobanın fokur fokur Çay kaynarken Yurdumun yemyeşil köylerinde olduğu gibi Köyüme yerleşmiş emekliler Köy odasının önünde Çay,kahve,ayran içiliyor Söğütlerin altında Siyasetten,ekonomiden dem vuruluyor Ara sıra da okey oynansın canım Mutluluk içinde Baharda,yazda Hele de kış aylarında Köy odalarında,Alişen Emmi’nin dükkânında O sekiz köşe kasketli köylülerimin Sohbetlerini Özlerim Kadınlarımızın,gelinlerimizin Kapı önü serpenekte Kirman eğirip çorap örüşlerini Özlerim Her evde artık bilgisayar var Baba,sabah sabah gazeteleri okuyor Anne mi,o da merak etmiş Yemek pişirme konusunda Bilmediklerine bakıyor Köyde oturup kalmıyor emekliler Yurdunu tanımak için Turlara da katılıyor Oynamayı ben pek beceremezdim ama Ne de hoşuma giderdi Komşu köylerle yapılan O kale direksiz sahalardaki futbol maçları Köyün tek minibüsüyle ya da Traktör vagonetine oturup maça gitmeyi Özlerim Yarın bilmem kimin doktor oğlu Köye gelecekmiş Emeklileri,çocukları Sağlık kontrolünden geçirecekmiş Haftaya da ziraat profesörü Meyvecilik,buğday yetiştirme konusunda Bilgi verecekmiş Köyün kalkınması için de herkes Elele vermiş Tek gözlü,iki gözlü odalarda Üç beş köy çocuğu Okurduk kentte kasabada Köye gelince haziranda Başaklanan ekin tarlalarında Bekçi korkusuyla yolduğumuz ekinlerden Firik ütmeyi özlerim Ne geçmişin özlemine ne de geleceğin hayaline Saplanıp kalmadım “İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar” diyor ya şair Kimi severek okur bunları Kimi de güler geçer Benimki de böyle bir uğraş işte Anlatmanın zevkini başka şeylerde Bulamadım ............ 11 Ekim 2009 Numan Kurt
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Numan Kurt, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |